ويكيبيديا

    "götüreceğini" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سيأخذني
        
    • ستأخذني
        
    • سيأخذ
        
    • ستأخذنا
        
    • تأخذنا
        
    • يقودنا
        
    • يأخذنا إلى
        
    • سيقودنا
        
    • ستنقل
        
    • تقودنا
        
    • ستأخذها
        
    • سيأخذك
        
    • سيأخذها
        
    • يأخذني
        
    • ستأخدينها إلى
        
    Howard beni Beverly Hills'e alışverişe götüreceğini söyledi. Open Subtitles هاوارد قال بأنه سيأخذني للتسوق في بيفيرلي هيلز
    Beni götüreceğini sandığım yer burası değildi. Open Subtitles لم أكن أعتقد أنك ستأخذني إلى مكان مماثل مطلقا
    Bana babamı başka bir tarafa götüreceğini söyledi, böylece beni kaçarken göremezmiş. Open Subtitles قال أنه سيأخذ أبي الى الجانب الآخر لكي لا يراني وأنا أهرب
    1998'de, bu internet denilen cesur yeni teknolojinin bizi nereye götüreceğini bilmemizin bir yolu yoktu. TED في عام 1998 لم تتوفر لنا طريقة لمعرفة هذه التكنولوجيا الجديدة الشجاعة المسماة بالإنترنت و إلى أين ستأخذنا.
    Hey, çocuklar. Bizi Gizemli Diyar'a götüreceğini söylemiştin. Open Subtitles مرحبا يا أولاد لقد أخبرتنا بأنك سوف تأخذنا إلى جزيرة اللأغاز المرحة
    Hangi yolun bizi Tanrı'ya götüreceğini hiç birimiz bilmiyoruz Open Subtitles و لا أحد يعلم أين الطريق الذي يقودنا الى الله
    Dört gündür onu izliyoruz. Bizi cesede götüreceğini umuyoruz. Open Subtitles لقد أبقيناه تحت حراسة لصيقة منذ أربعة أيام على أمل أن يأخذنا إلى مكان الجثة
    İkimiz de zavallı sivillerin bizi Cehennem'e götüreceğini biliyoruz. Open Subtitles كلانا يعرف ذلك، وهذا الأحمق سيقودنا مباشرة إلى الجحيم
    Onu nereye ve nasıl götüreceğini şimdiden düşünmeye başla. Open Subtitles لذا من الأفضل أن تفكر كيف وأين ستنقل الرجل
    Arkadaşım, beni Amsterdam'a götüreceğini söyledi. ...oradan da Londra'ya gitmemin bir yolunu bulacağını. Open Subtitles صديقي قال أنه سيأخذني إلى أمستردام ومن هناك سنجد طريقة لدخول لندن
    Bir iş için teklif sunacak. Beni de götüreceğini söyledi. Open Subtitles سوف يحاول العمل فيها يقول بأنه سيأخذني معه
    Sadece... Sadece beni eve götüreceğini söyle. Sadece kocamla konuş. Open Subtitles أخبرها أنك ستأخذني إلى المنزل تحدثي إلى زوجي فحسب
    Gitmem gereken yere götüreceğini biliyordum, bu yüzden Buharlaştım. Open Subtitles عرفتُ أنها ستأخذني إلى حيث ما اريد، ثمّ اختفيت
    Ona bu cenaze heykelinin onun son nefesini alacağını ve ruhunu Mısır'a götüreceğini söyledim. Open Subtitles قلت ان هذا التمثال الجنائزي سيأخذ نفسه الأخير ويحمل روحه إلى مصر
    İlk galibiyetten sonra Koç annemi aradı ve kutlama için takımı sinemaya götüreceğini söyledi. Open Subtitles بعد انتصارنا الأول الكابتن اتصل على امي ليخبرها بانه سيأخذ الفريق خارجا للاحتفال
    Şu ana kadar nerelerde olduğumuzu gözden geçirelim ve rüyalarımızın bizi nereye götüreceğini anlamaya çalışalım. Open Subtitles لا أعلم ، دعينا نبدأ من خلال تفسير ما كنا به نحلم به بالفعل ونحاول إيجاد إلى أين ستأخذنا أحلامنا
    Peki araba olmadan bizi oraya nasıl götüreceğini sanıyorsun? Open Subtitles إذا كيف تنوي أن تأخذنا إلى هناك بدون سيارة؟
    Onu saldığımızda, bizi direkt babasının sakladığı şeye götüreceğini biliyordum. Open Subtitles علمت أنه لو خرج فسوف يقودنا تماماً إلى ما كان يخبأه أبيك
    Bir tuzak yerine kumandanlarına götüreceğini nereden biliyoruz efendim? Open Subtitles مع كل الإحترام سيدي, لماذا نأمل منه أنْ يأخذنا إلى قائدهم و ليس إلى فخ ؟
    Belgeler ölmekte olan bir kadının bizi kurtuluşa götüreceğini söyler. Open Subtitles اللفائف أخبرتنا أن قائد يحتضر سيقودنا إلى الخلاص
    - Kevin'ı götüreceğini söyle, yoksa anlaşma yok. Open Subtitles قل أنك ستنقل "كيفين" و إلا لن يكون هناك إتفاق
    Sen kutsal parşömenin bizi zafere götüreceğini kehanet ettiği Seçilmiş Olan'sın. Open Subtitles أنت الشخص المنتظر والذي وعدتنا الرسالة السريّة أن تقودنا نحو المجد
    Benim yerime onu götüreceğini söyle. Open Subtitles وقل لها إنكَ ستأخذها بدلاً عني
    Bunu sana söylememem gerekiyor ama seni play-off maçlarına götüreceğini söyledi. Open Subtitles ليس من المفترض أن أقول لك هذا، حسناً؟ لكنه أخبرني بأنه سيأخذك للمباراة النهائية الشهر القادم
    Onu dünyadaki istediği her yere götüreceğini söyledi. Open Subtitles قال إنه سيأخذها لأي مكان بالعالم هنا حيث رغبت بالذهاب
    Annem onların beni her yere götüreceğini söyledi. Open Subtitles قالت أمي أنه يمكنه أن يأخذني إلى أيّ مكان
    Bir saat önce onu okula götüreceğini söylemiştin. Open Subtitles قبل ساعة من الآن، قلت أنك ستأخدينها إلى المدرسة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد