ويكيبيديا

    "güvensizlik" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الثقة
        
    • ثقة
        
    • الأمان
        
    • عدم الامان
        
    • ثقه
        
    Bu güvensizlik bir takım yalancı... haberciler tarafından, yetkililere iletilmiş. Open Subtitles ولقد رأينا نتائج عدم الثقة في صورة الكذب والإفتراضات المسبّقة
    Doğduğumdan beri kuşku ve güvensizlik dolu bir çevrede yetiştirildim. Open Subtitles منذ لحظة ولادتي نشأت وسط بيئة من الشك وإنعدام الثقة
    Bu arada, güvensizlik demokrasi için her zaman çok önemli olmuştur. TED وبالمناسبة، لطالما كان انعدام الثقة مهما للديمقراطية.
    Geçmişlerindeki sömürücülük de göz önüne alınınca güvensizlik genlerine yerleşmiş. Open Subtitles بالنظر إلى تاريخهم الطويل في الاستغلال فإنّ انعدام ثقة الهنود مطبوعة في جيناتهم
    Şu hastayı bulana kadar güvensizlik sorununu arka plana atabilir misin? Open Subtitles هل بإمكانك تأجيل شعورك بعدم الأمان حتى نعثر على هذا المريض؟
    Bu yüzden milletvekilleri ve onların temsil ettiği insanlar arasında yaratıcı bir güvensizlik var. TED هذا هو السبب الذى من أجله يوجد لدينا انعدام الثقة الخلاق هذا بين الممثلين و الذين يمثلونهم.
    Böylesi bir korku ve güvensizlik bulaşıcıdır. TED هذا الشعور بالخوف وعدم الثقة كان معدياً.
    Sonuç olarak, korku, kaçınma, güvensizlik ve yanlış anlamalarla dolu bir kısır döndü oluşmuştu ve bu, kendimi güçsüz hissettiğim bir savaştı, her türlü barış ve uzlaşma kurabilmekten acizdim. TED في الواقع، حلقة مفرغة من الخوف، والهروب، عدم الثقة وسوء الفهم كانت قد تشكّلت وقد كانت معركة شعرت فيها بالعجز وغير قادرة على تكوين أي نوع من السلام أو المصالحة.
    Kaçırılan fırsatlar ve fark edilmemiş potansiyeller için bir bedel ödüyorlar ve bütünlük, bağlantı aradığınız yerlerde, güvensizlik ve zarar yaratıyorlar. TED خسائر الفرص الضائعة و الإمكانيات الغير مستغلة، توّلد انعدام الأمان وانعدام الثقة حيث تبحث إثبات الذات والتواصل.
    Ne yazık, 48 yıl evlilikten sonra... ..aramızda güvensizlik var. Open Subtitles شيء حزين بعد 48 سنة من الزواج بدأت عدم الثقة تتسلل لعلاقتنا
    İşin gücün dedikodu dedikodu dedikodu! Dedikodu iyi insanların isimlerini lekeler ve kuşkuyla güvensizlik yaratır! Open Subtitles النميمة تشوه سمعة الناس وتخلق الريبة وقلة الثقة
    Ümitsiz vakasınız! güvensizlik sizin kanınıza işlemiş! Open Subtitles هذا بلا أمل , أنتم لا تحملون الثقة الإنسانية لبعضكما
    Bu bir denemeydi. Bunu güvensizlik olarak algılama. Open Subtitles السبب هو مكالمة هاتفية، لا تلقي باللوم على الثقة.
    Yalan, ihanet güvensizlik yaratmak onun işi artık. Open Subtitles بات يلجأ إلى الأكاذيب والخداع وزعزعة الثقة
    Kendinden şüphe etme ve güvensizlik ortamına hoş geldin Open Subtitles . مرحباً بك فى حياة عدم الأمان و عدم الثقة بالذات
    güvensizlik, hilekarlık, nefret, kötü niyetler ve kaos. Open Subtitles انعدام الثقة و الغش و الكراهية و الفساد و الفوضى
    Yani yalan ve güvensizlik üzerine kurduğun ilişkiye göz yummamı istiyorsun. Open Subtitles إذن تطلب منّي أن أتغاضى عن علاقة مبنية على أكاذيب وعدم ثقة
    Depoyu tam doldurmamam buna sebep oldu ve o katlanır pvc bölme, bir güvensizlik abidesi. Open Subtitles تسبب بهذه المشكلة لعدم مليء خزان الوقود حاجز التقسيم هو علامة عدم ثقة
    Tanrım, alt tarafı kasayı beş veya on kere boşalttık bu ne güvensizlik böyle. Open Subtitles يا إلهي،تقومين بتفريغ الدرج خمس أو عشر مرات و فجأة لا يوجد ثقة
    Aslında, biraz güvensizlik ile birlikte, gözümün önündeki bir sorunu çözmeye çalışıyordum. Sadece bu, bu şekilde açığa çıkmadı. TED بالواقع كنت احاول ان اكون, مع البعض من الاحساس بفقد الأمان, لحل مشكله أواجهها أمامي, ولكن ذلك لم يجدي نفعاً.
    Gerçek şu ki, ünlülerin derin cepleri ve daha derin güvensizlik duyguları var. Open Subtitles الحقيقه هي ان المشاهير لديهم الامكانيات الماليه الكبيره وحاله من عدم الامان
    Kim güvensizlik duymuyor, biliyor musun? Open Subtitles انتي تعلمي من ليس مستقر ؟ بوجارت ليس مستقر هنا تعني : انه ليس لديه ثقه في نفسه وغير مستقر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد