| Olmayan şeyler görmenize, gerçek olmayan şeyler düşünmenize neden oluyor. | Open Subtitles | إنه يجعلك ترى أشياءً ...يجعلك تفكر بأشياء ليست ليست حقيقية | 
| Sen ve ben aynıyız Guy. İkimiz de gerçek olmayan şeylere inanmak istiyoruz. | Open Subtitles | أنا وأنت، نحن نفس الشخص نود تصديق أشياء ليست حقيقية | 
| Çünkü hastanın aslında gerçek olmayan arzularını terapistine aktarması gayet doğaldır. | Open Subtitles | لأنهُ من الطبيعي أن العميل ينقل مشاعر رغبته .لطبيبه النفسي والتي هي غير حقيقية | 
| Özellikle şu kelimeler: "Bütün uygun tutumlara sahip olan fakat gerçek olmayan inançları olan liberaller var. | TED | ولا سيما هذه العبارة: "هنالك ليبراليون يتحلون بكل السلوكيات اللائقة، إلا أن قناعاتهم غير حقيقية. | 
| - Boobie Miles hakkındaki. Hayır, reklam gerçek olmayan bir şey için yapılır. | Open Subtitles | الخرافة المحيطة ببوبي مايلز كلا الخرافة هي شيء غير حقيقي | 
| İlk önce gerçek olmayan bir hayalet şimdi de Koca ayak mı? | Open Subtitles | أولاً هناك شبح ليس حقيقياً و الآن ذو القدم الضخمة؟ | 
| Gitmek istiyorsan gideriz, sorun değil ama anne, bu insanlar sadece gerçek olmayan bir şey yüzünden senin gibilerse belki de aslında senin gibi değillerdir. | Open Subtitles | لا بأس إذا كنتِ تريدين الذهاب إذا كان هؤلاء الناس يحبونك بسبب شيئ ليس حقيقي | 
| O gerçek olmayan bir amaç Roy. | Open Subtitles | (أنه هدف غير واقعى (روى | 
| Ve hepsi gerçek olmayan küçük bir kız uğruna. | Open Subtitles | و كل ذلك من أجل فتاة صغيرة ليست حقيقية حتى | 
| Aptalca şeyler. İnsanlar hakkında. gerçek olmayan şeyler. | Open Subtitles | اشياء غبية, عن الناس, اشياء ليست حقيقية | 
| gerçek olmayan ŞEYLERE İNANMANI SAĞLIYOR. | Open Subtitles | يجعلكِ تصدقين أموراً ليست حقيقية | 
| Bizim gerçek olmayan şeyleri bile görmemizi sağlayabilir. | Open Subtitles | بإمكانه جعلنا نرى أشياء غير حقيقية | 
| Emin değilim. gerçek olmayan şeyler var. | Open Subtitles | لست واثقاً، بدأت أرى أشياء غير حقيقية | 
| İnsanların gerçek olmayan bir şeye neden kafayı taktığını hiç anlamayacağım. | Open Subtitles | هل تعرف لماذا؟ أنا لن نفهم لماذا يحصل الناس ذلك عملت على شيء غير حقيقي. | 
| Ne oldukları bir yana, onlar gerçek. Olmayan birini kovalamaya devam edemeyiz. | Open Subtitles | وأيًا كانت ماهيّتهم، إنهم حقيقيون، فلا يمكننا مواصلة البحث عن شخص غير حقيقي. | 
| gerçek olmayan birine güvenmesini beklemek çok şey istemektir. | Open Subtitles | أضع مستقبلي كله في يد شخص غير حقيقي | 
| - Kaçma şansı vardı ama aşkı için bundan vazgeçti, gerçek olmayan bir aşk için. | Open Subtitles | سنحت لها فرصة الهرب لكنها تخلت عنها من أجل الحب، من أجل شيء ليس حقيقياً. | 
| Bir barış yarattın, ama gerçek olmayan bir barış. | Open Subtitles | لقد حققت السلام , ولكنهُ ليس حقيقياً | 
| Sana gerçek olmayan şeyi söyleyeyim. | Open Subtitles | سأخبرك ما هو ليس حقيقياً | 
| gerçek olmayan bir şey sana zarar veremez. | Open Subtitles | والذي ليس حقيقي لا يستطيع إيذائك. | 
| Bak, beni bu kadar çok beğendiğin için teşekkür ederim, ama sen gerçek olmayan bir şeyi hayal ediyorsun. | Open Subtitles | حسنا , انني اُقدر حُبك الشديد لي ...لكنك ...لكنك تتخيل شئ ليس حقيقي | 
| O gerçek olmayan bir amaç Roy. | Open Subtitles | (أنه هدف غير واقعى (روى | 
| Gerçek babam gerçek olmayan babam daha ben doğmadan ölen bir İngiliz askeriymiş. | Open Subtitles | وأن والدي الحقيقي والدي الغير حقيقي كان جندي بريطاني |