| Elleri kancaydı. Çizgili bir mahkum kıyafeti giymişti. | Open Subtitles | خطاف في يده و كان يرتدي قميص المساجين المخطَّط |
| Mısır desenli mavi kravatını giymişti. Hazır olan raporlarımı sen bir durum değerlendirmesi isteyene kadar bekleteyim mi? | Open Subtitles | لابد أن اليوم هو الثلا ثاء كان يرتدي رابطة العنق الزرقاء |
| Çünkü yıIbaşı gecesiydi ve sarhoştum ve şu ağ desenli çoraplardan giymişti. | Open Subtitles | لأننا كنا في رأس السنة و كنت ثمل وكانت ترتدي جوارب شبكية |
| ", "O partide ne giymişti? ", "Yaptığı ne aptalca" veya " Niye bir otel odasında | TED | لماذا يواصلون العودة؟ ماذا كانت ترتدي في تلك الحفلة؟ |
| Smokin giymişti. Gece için dışarı çıktığını kabul etmek durumundayız. | Open Subtitles | كان يلبس بدلة سهرات الواضح انه سيقضي المساء خارجا |
| Turuncu bir elbise giymişti. Onu öyle bir elbise içinde ilk kez görmüştüm. | Open Subtitles | كانت تلبس ذلك الرداء البرتقالي، كانت أول مرة أراها برداء مماثل |
| Bundan kaçmayı denedi, ne yazık ki striptiz ayakkabılarını çoktan giymişti. | Open Subtitles | ولذلك قررت الهرب ولسوء الحظ سبق وأن ارتدت حذاء الرقص الثقيل |
| Peygamber çiçeği mavisi kravatını giymişti. Hazırdaki raporlarımı, sen bir durum değerlendirmesi isteyene kadar bekleteyim mi? | Open Subtitles | لابد أن اليوم هو الثلا ثاء كان يرتدي رابطة العنق الزرقاء |
| Bu arada takım elbise giymişti. | Open Subtitles | تجاه المشاكل الكبرى في زواجكِ ؟ ليكن بعلمك كان يرتدي البدلة |
| - Aynı zamanda sağlam dikişli kaliteli deriden yapılma çok pahalı bir yarışçı tulumu giymişti. | Open Subtitles | وكان يرتدي أيضا مكلفة دعوى سباق . جلد ممتاز، عززت خياطة. |
| Iıı, Kafkas, boyu yaklaşık 1.80, siyah kot, siyah ayakkabılar, kapşonlu bir şey giymişti. | Open Subtitles | أبيض , يبلغ طوله حوالي الستة أقدام يرتدي جينزاً أسود و حذاءاً أسود و قد كان يرتدي كنزة بقبعة |
| Aslında hoş göründüğünü düşünmüyordum ama sımsıkı pembe bir bluz giymişti. | Open Subtitles | إنها لا تبدو رائعة لكنها كانت ترتدي الثوب الزهري الضيق |
| -O mutfağımdaydı, senin tişörtünü giymişti ve kendimi kaybettim. | Open Subtitles | وكانت في المطبخ بلدي، أنها كانت ترتدي قميصك، وأنا قطعت. |
| Sapasağlam kadın montumu giymişti. Bense soğuktan donuyordum. | Open Subtitles | إنها إمرأة سليمة جسديأً ترتدي سترتي، إنني أتجمّد برداً. |
| Hatırlıyorum, Komançilerden birisi gerçekten sarhoş gibiydi ve yeşil önlüğümü giymişti. Birşeyler duymuş olmalıydı. | Open Subtitles | أحد الكومانشي كان بحالة سكر حقيقية يلبس مريولي الأخضر |
| Tam buraya kadar düğmeli bir elbise giymişti. | Open Subtitles | كانت تلبس هذا الفستان ...الذى كانت زرايره تمتد حتى الأعلى , هنا |
| Hatırlarsanız Condoleezza Rice bir davette çizme giymişti ve bunun için eleştirilmişti. | TED | وهناك شيء .. ان تذكرتوا .. كونديليزا رايس .. ذات يوم ارتدت حذاءا غريباً وتم نقدها عليه |
| Mesela bunu, 1984'te New Orleans'taki Dünya Fuarı'nda Bay Liberace giymişti. | Open Subtitles | هذا على سبيل المثال لبس من قبل السيد ليبراشي في المعرض العالمي 1984 في نيو اورلينز |
| Başkan yardımcısının da bulunduğu bir sığınakta intihar yeleği giymişti. | Open Subtitles | ارتدى سترة انتحارية داخل مخبأ مع نائب الرئيس |
| Geçen sefer hastaneden çıktığında da bunu giymişti. - Kesinlikle diyeti bırakmış. | Open Subtitles | نعم فلقد ارتداها فى آخر مرة خرج من المستشفى |
| Ama bu kadın, vaktiyle bir erkek hapishanesinde şunu giymişti. O yüzden Maeby bir sıkıntı çıkmayacağını düşündü. | Open Subtitles | لكن هذه كانت إمرأة التي أرتدت هذا لسجن الرجال، لذلك، شعرت بأنها ستكون بخير |
| Arthur hep giydiği siyah tişörtü giymişti. | Open Subtitles | أرثر كان يرتدى هذا القميص الأسود الذى كان يرتديه دوماً |
| Geceliğini giymişti, bir gürültü işitti, aşağıya indi, ve soyguncuyu hazırlıksız yakaladı. | Open Subtitles | لبست ثوب السهرة .. سمعت صوتاً نزلت وتفاجأ بها اللص |
| Carol ilk geceki buluşmamızda ayağına bu botlardan giymişti ... | Open Subtitles | كارول كانت ترتدى أحذية طويلة مثل هذه تماماً فى الليلة التى فيها |
| Geçen sefer et deposunun kırmızı bornozunu giymişti. | Open Subtitles | لَبسَ واحد أحمر آخر مَرّة مِنْ تلك نباتِ ربط اللحمِ. |
| - Dikkat et sevgilim. - Bu eldiveni Romeo ve Jülyet'te giymişti... | Open Subtitles | احترسى يا عزيزتى هذا القفاز ارتدته فى روميو و جولييت |
| Annem bu elbiseyi düğün gününde giymişti. | Open Subtitles | لقد إرتدت امي هذا الفستان في يوم زفافها |