| Seninle konuşmalıyım. Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | أنا آسف ، يجب أن أتحدث معكِ هناك الكثير من الأشياء أريد قولها | 
| Seninle konuşmam gereken o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء أريد أن أحدثِك عنها | 
| Onunla paylaşamadığım o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك الكثير مما لا يمكنني مشاركتها إياه. | 
| Seninle konuşmak istediğim o kadar çok şey var ki, bunun gerçekten olduğuna... | Open Subtitles | ثمة الكثير أردت إخبارك به و سؤالك عنه، ولايمكننيفقط تصدّيقهذا.. | 
| Sana anlatmak istediğim ve sana sormak istediğim o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | ثمّة الكثير ممّا أودّ إخباركِ بهِ و ما أودّ سؤالكِ إياه. | 
| Alkoliklerden öğrenebileceğimiz o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك فقط الكثير ونحن أن نتعلم من المشروبات الكحولية. | 
| O kadar çok şey var ki Anlayamadığım | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياءِ أنا لا أَستطيعُ إدْراكها | 
| O kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك الكثير جداً من الأمور | 
| Yapmak istediğim o kadar çok şey var ki, sonunda pek bir şey yapmamış oluyorum. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي أريد أن أقوم بها لكنني سأنتهي دون أن أكون قد قمتُ بالكثير منها | 
| Ona söylemek istediğim o kadar çok şey var ki... Sen söyle ona baba. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي رغبت بقولها له، أخبره أنت عنها | 
| Şu anda söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء يمكنني أن أقولها الآن | 
| Seninle konuşmam gereken o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء أريد أن أحدثِك عنها | 
| Olması gereken buydu. O kadar çok şey var ki... | Open Subtitles | هي دائماً تكون مقصودة فقط كانت هناك العديد من الأشياء... | 
| Yalızca, beyinle alakalı anlayamadığımız o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك الكثير مما يتعلق بالمخ... والذي لازلنا لا نفهمه | 
| Burada asla anlayamayacağım o kadar çok şey var ki... | Open Subtitles | هناك الكثير مما لا افهمه | 
| Özür dileyebileceğin o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | ثمة الكثير من الأمور التي يمكنك الاعتذار بشأنها | 
| Benim hakkımda bilmediğin o kadar çok şey var ki, Victoria. | Open Subtitles | ثمّة الكثير ممّا لا تعرفينه (عنّي، (فكتوريا | 
| * Ama dokunamayacağım o kadar çok şey var ki, paramparçayım * | Open Subtitles | * هناك فقط الكثير من الأشياء * * لا أستطيع لمسها، أنا ممزقة * | 
| O kadar çok şey var ki Anlayamadığım | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياءِ أنا لا أَستطيعُ إدْراكها | 
| O kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك الكثير جداً من الأمور | 
| Benimle ilgili düşündüğün gibi olmayan o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشياء بى لم تكن تعتقدها | 
| Ona söylemek ve sormak istediğim o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الأمور أُريدُ إخبارها إيّاها والكثير من الأمور أُريدُ أن أسألها عنها. | 
| Ama cidden, pişman olacağım o kadar çok şey var ki şu anda. | Open Subtitles | ولكن صدقاً، لديّ الكثير من الأشياء التي أندم عليها الآن |