| Bu balayı sen içine etiği sokmadan zaten yeterince karışık bir durum. | Open Subtitles | شهر العسل هذا معقّد بمـا فيه الكفـاية بدون حشر أخلاق طبية إليـه |
| Hayat senin o küçük basit şarkılarından daha karışık, değil mi Anne Murray? | Open Subtitles | معقّد الحياة الأكثر مِنْ إحدى كَ الأناشيد الصَغيرة البسيطة، لَيسَ هو، آن موراي؟ |
| Bir Peacekeeper'ın anlayamayacağı kadar karışık, öyle mi? | Open Subtitles | مُعقد للغاية يصعب على أحد البيس كيبر أن تفهمه ؟ |
| Bence birçok insanın karışık görüşleri... - Bizim söz ettiğimiz bu değil. | Open Subtitles | أنا لا أؤمن بالشعارات، أعتقد أن أغلب الناس يملكون وجهات نظر مختلطة |
| Bu harikaydı. Bu tecrübe ile modern sanata daha yakından bakmaya başladım. Ve fark ettim ki modern sanat dünyası gerçekten karma karışık. | TED | وكانت تجربة عظيمة. وبهذه التجربة، بدأت أنظر بشكل أدق إلى الفن الحديث ثم أدركت كم، أي، أن عالم الفن الحديث في فوضى كبيرة |
| eminim bana hikayeyi anlatsan, o kadar karışık olmadığını anlayacaksın. | Open Subtitles | أراهن أنك إن أخبرتني بالقصة فلن يكون الأمر معقداً أبداً |
| James, bunu yapmak zorundayız. Kafan çok karışık. | Open Subtitles | جميس ، يجب علينا ان نفعل ذلك انت مشوش للغاية |
| Evet, ama biraz daha karışık bir durum yüzükle alakalı... | Open Subtitles | حسن، نعم، لكن كان هناك نوع من التعقيد حول الخاتم |
| Biraz daha karışık bu farkındasın di mi ? -Evet | Open Subtitles | أنتَ تعلم بأن الأمر معقّد أكثَرَ مِنْ ذلك، أليسَ كذلك؟ |
| Lost'un üçüncü sezonundan beri bu kadar gereksiz karışık bir şey görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرَ أيّ شيء معقّد غير ضروريّ ''منذ الموسم الثالث لـ ''لوست. |
| Ezberlenemeyecek kadar karışık ve imha edilemeyecek kadar da değerli. | Open Subtitles | الآن، هو كثيرُ معقّد جداً لأنْ يَستظهرُ وإلى حدٍ بعيد مهم بشكل حيوي للتَحْطيم. |
| Aslında çok karışık bir konu bu, Nathaniel çok karışık birisidir. | Open Subtitles | حسناً، إنها مقالات مُعقده ناثانييل مُعقد. |
| Biraz karışık ama bana haber vermeden taşınan bir erkeğe aşığım. | Open Subtitles | أنهُ مُعقد ، لكن أنا أحب شخص و الذى رحل بدون ان يُخبرنى |
| Çin bize, çözenlerinin yeteneklerini karışık parçaları birleştirtip şekiller ortaya çıkarttırarak sınadığı tangram bulmacaları verdi. | TED | الصين لديها لعبة التانجرام، التي تختبر قدرة الحلَالين لتكوين أشكال من قطع مختلطة. |
| Bir süre önce burayı ziyaret ettiğini ve ortalığın karışık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال إنه كان هنا منذ فترة ووجد المكان في حالة فوضى |
| Bakın, ikiniz arasında neler olduğunu bilmiyorum ama biraz karışık görünüyor. | Open Subtitles | اسمع، لا أعلم ما الذي يحصل بينكما ولكن يبدو لي معقداً |
| Kafan çok karışık. | Open Subtitles | جميس ، يجب علينا ان نفعل ذلك انت مشوش للغاية |
| Küresel ısınma gibi bir problemi çözmek inanılmaz derecede karışık görünebilir. | Open Subtitles | حَلّ مشكلة مثل إرتفاع درجة حرارة العالم قَد تبدو شديدة التعقيد |
| İkinci gün, karışık olmasını beklediğimiz şeylerin aslında daha basit olduklarını öğrendik. | Open Subtitles | في اليوم الثاني تعلمنا أشياء كانت يجب أن تكون معقده لكنها كانت سهلة جدا ً |
| Net olarak karmaşık bir problem, fakat gerçekten karışık mıydı ? | TED | وهو امرٌ متشابك جداً كما هو واضح ولكن هل هي معقّدة ؟ |
| Bu spor severlere bir aşağılamadır Sistem ve yargı çok karışık. | Open Subtitles | هنا تفقد هذه الرياضة مشجعيها إن النظام الذي يحكم مربك جداً |
| Ve O soruları da cevaplayacak durumda değil, kafası karışık.. | Open Subtitles | وهي مشوشة تماما في الاجابة على اية اسئلة حيال ذلك |
| Garip, karışık, karman çorman fikirler ve doğru düşünemiyorum ve sana söylemek istediğim en basit şeyi bile söyleyemiyorum. | Open Subtitles | غريب و مشوش و فوضوي و لا أتمكن من ترتيب أفكاري ولا أتمكن من التعبير عن الأشياء الرئيسية التي أريد أن أقولها لكِ |
| İyi notlar için nakit, çok karışık sonuçlar ortaya çıkardı, çoğunluk için daha yüksek notlarla sonuçlanmadı. | TED | الحافز النقدي للدرجات العليا نتج عنه مزيج من النتائج، في معظم الأحيان لم ينتج عنه درجات أعلى. |
| Çocuklar, kumar oynama kısmını geçeceğim. Dediğim gibi çok karışık bir oyundu. | Open Subtitles | يا أولاد سأتجاوز فترة المُقامرة لانه كما قلت هي لعبة مُعقدة جداً |
| Yani üniversiteye gittiyseniz ya da anneniz hamileyken bir dakikalığına bile olsa içmeyi bıraktıysa pek karışık gelmez ama Baltimore Şehir Polisi için bu karışık. | Open Subtitles | لن يكون معقدا لو درستم في لجامعة أو لا أدري ، أمهاتكم توقفن عن الشّرب لدقيقة حينما كنا حُبلياتٍ |