| Savaşlar gibi, kavgalar gibi vurulmayan kişiler tarafından başlatılırdı. | Open Subtitles | مثل معظم الحروب، دائماً ما تُفتعلُ الشجارات من طرف من هو بمنأى عن الخطر |
| Her zaman gereksiz kavgalar ediyorsunuz ve görevinizi berbat ediyorsunuz. | Open Subtitles | انتم دائما تختارون الشجارات غير الضرورية وتفسدون مهامكم |
| Bu kavgalar kısa, ancak bazen gaddarca olabiliyor. | Open Subtitles | هذه المعارك قصيرة ولكن قد تكون خطيرة في بعض الأحيان |
| Böyle kavgalar yapmamalısın, John. | Open Subtitles | يجب أنْ تنأى بنفسك عن التورّط في مشاجرات يا جون. |
| Eski kavgalar ve gecikmiş faturalardan başka şeyler de var. | Open Subtitles | نحن أكثر من مجرد خلافات قديمة وفواتير متأخرة |
| Bir hiç yüzünden çıkardığınız kavgalar. siz Capulet | Open Subtitles | ثلاث شجارات مدنية ولدت من كلمة فارغة منك يا كابيوليت العجوز |
| Bir ay icinde üreme mevsimi baslayacak ve o zaman kavgalar ciddilesecek ama simdi, yazin ortasinda, bu degis tokuslar zararsizdir. | Open Subtitles | سوف يبدأ موسم التكاثر في غضون شهر، و يصبح العراك أكثر جدية. لكن الآن في منتصف الصيف، هذه الحركات غير مؤذية. |
| Ve düğünden sonra bilindik kavgalar başladı. | Open Subtitles | بعد الزواج بدأت المشاحنات بيننا |
| Filmlerdeki gibi kavgalar, küfürler yoktur. | Open Subtitles | لا تكون هناك مجادلات أو سب كما يحدث في الأفلام |
| Ama konu sorunlar olduğunda, kavgalar falan. | Open Subtitles | .. ولكن عندما يكون الحديث عن المشاكل .. المشاجرات وغيرها |
| Bütün kavgalar ve suçlamalar-- Arkadaşlarımla ilgili değil. Bizle ilgili. | Open Subtitles | --كل هذه الشجارات والاتهامات ليست بسبب أصدقائي ، بل بسببنا |
| Bu tür kavgalar Fiona için nefes alıp vermek gibi doğal bir şeydi. | Open Subtitles | الشجارات الساخنة كانت جزءاً من أنفاس " فيونا " اليومية |
| Bazen kavgalar. | Open Subtitles | هناك بعض الشجارات |
| kavgalar da ondan çıkmıştı. | Open Subtitles | كان ذلك السبب في الشجارات. |
| Bu kavgalar her iki taraf da tükenene dek yarım saat kadar sürebilir. | Open Subtitles | هذه المعارك قد تستمر لأكثر من النصف الساعه حتى يستنزف كل المتحاربين طاقتهم بالكامل |
| Bu kızgınlıklar onları huysuz yapar ve sıkılıkla kavgalar patlak verir. | Open Subtitles | هذا التهيّج يجعلهم حادّو الطبع وتنشب المعارك في أغلب الأحيان |
| Günlük kavgalar ve sonra velayet savaşı. | Open Subtitles | مشاجرات عاديّة بعدها تحوّل الأمر لصراع على حضانتي |
| Gereksiz atışmalar, anlamsız kavgalar... | Open Subtitles | مشاجرات غير ضرورية " " مشادات ليس لها داعي |
| Aile içi kavgalar, röntgencilik, halka açık yerde sarhoşluk. | Open Subtitles | خلافات عائلية,مختلسي النظر، الثمالة و عدم الإنظباط. |
| Evet, büyük kavgalar. | Open Subtitles | أجل، خلافات كبيرة |
| Yani, zaman zaman bazı kavgalar oluyordu tabi ama böyle bir şey olmamıştı. | Open Subtitles | أعني، كان لدينا بضعة شجارات من وقتٍ لآخر، لكن لا شيء كهذا. |
| Sonra kavgalar, fiyaskolar ve hayal kırıklıkları gelir. | Open Subtitles | وبعدها يأتي العراك ومرة أخري مع التخبط والأنفاس الأخيرة |
| O vücut ağrıları, ettiği kavgalar yüzünden olmadı. | Open Subtitles | آلام الجسد لم تكن من المشاحنات |
| Filmlerdeki gibi kavgalar, küfürler yoktur. | Open Subtitles | لا تكون هناك مجادلات أو سب كما يحدث في الأفلام |
| kavgalar ve yangınlar izlemesi en zevkli şeyler. | Open Subtitles | إنه لـ صحيح أن الحرائق و المشاجرات هي عادة الأكثر متعة لتراها |