| Hiç komik değil! Bir kadın öldürüldü. Bir katil, bizi oyuna getirdi! | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً , هناك إمرأة قتلت وأنا وأنت أوقع بنا القاتل |
| Bölgesel isim hakkı işinde çok para kazanıyoruz komik değil. | Open Subtitles | نحن نربح الكثير في الامتياز الفرعي ..انه ليس مضحكاً حتى |
| Hiç komik değil. Ve biz telsizde konuşurken sen ses çıkaramazsın. Otur oraya. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً ولا تتحدث بينما نحن نتحدث بالراديو ، والآن اجلس بالخلف |
| "Bambino'nun Laneti"? - Hey, bu hiç de komik değil. | Open Subtitles | ذلك ليس مضحك هذا يكفي لكن بيب روث كان البومبينو |
| Haberleri okumak önemli değil... ama bu yazdığınız şeyler komik değil. | Open Subtitles | سيدى , سيدى قراءة الاخبار هى شئ واحد ولكن الاشياء التى كتبتها ,ليست مضحكة يا سيدى , انها حزينة |
| -Hiç de komik değil. | Open Subtitles | قلت أن هذه المدرسة لديها قاعات لطيفة هذا غير مضحك |
| Ama hiç komik değil. Dışarıdaki herkesin beni yargıladğını biliyorum. | Open Subtitles | .. ولكن هذا ليس مضحكاً وأنا أعرف أن الجميع ينتقدونني |
| Birileri size gülebilir bu yüzden ama bu komik değil. | Open Subtitles | لأن شخص ما يضحك عليك و لكن ذلك ليس مضحكاً |
| Bu komik değil. Ah, bu, ayaklarım için çok zor. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً هذا قاسي جداً على قدمي يا رفاق |
| Hiç de komik değil. İşler kesat. | Open Subtitles | الأمر ليس مضحكاً على أية حال ، ماذا حدث للعمل ؟ |
| Hey, bu hiç komik değil. Hiç komik değildi, dostum. Bunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً ، ليس مضحكاً أكنت تعرفين بهذا؟ |
| Hiç komik değil George. Söyleyeceklerini dinlemeyeceğim. | Open Subtitles | وهذا ليس مضحكاً يا جورج فأنا لن أصغي أليك |
| Hiç komik değil. Lanet bir kaniş. Hiç komik değil. | Open Subtitles | هذا ليس مضحك ، إنه مجرد كلب هذا ليس مضحك |
| komik değil, Frank. Oğlumuzun zihinsel sorunları var. | Open Subtitles | ذلك ليس مضحك فرانك إبننا لديه مشاكل نفسية |
| Bakın pom-pom'uma ne yaptılar. Hey, hiç komik değil adamım. | Open Subtitles | وانظروا ماذا صنعوا في هتّافتي هذا ليس مضحك |
| Sürekli yaptığınız espriniz hiç komik değil. | Open Subtitles | النكتة الّتي تقولينها دائماً ليست مضحكة. |
| Ve bir kadın 'Bu komik değil.' dediğinde kıçınla gülmesen iyi edersin. | Open Subtitles | وعندما تقول شيء غير مضحك الأفضل ألا تضحك عليه |
| "Sanki şarap yapmak için üzüm eziyorum." Bu komik değil. | Open Subtitles | "هو كَانَ مثل أنا كُنْتُ أَجْعلُ نبيذَ." ذلك لَيسَ مضحكَ. |
| Telefon sinyali yok! Kahretsin, bu artık komik değil. | Open Subtitles | اللعنة ، لا أستطيع اِستقبال أية إشارة هذا ليس مضحكًا بعد الآن ،تبًّا. |
| Bu hiç komik değil. Arabada üzgün bir çocuğum var. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكا لدي بنت مصدومة في الخارج في السيارة |
| komik değil, hem de hiç komik değil. | Open Subtitles | هذا ليس مُضحكاً. إنه شئً أخر بخلاف الضحك. |
| Başka bir şey bulmalısın çünkü komik değil. | Open Subtitles | دعني أقول لك ما سأفعله إن هذا ليس ممتعاً |
| Hiç komik değil. Hayatın boyunca hep böyle görgüsüz mü olacaksın? | Open Subtitles | هذا ليس طريفاً هل ستكون غبياً طيلة حياتك؟ |
| Hiç komik değil. Hayır, böyle şeyler yapma. | Open Subtitles | هذا ليس مسلياً لا ، لا تفعل هذا |
| Eğer şaka yapıyorsan, hiç de komik değil yani. | Open Subtitles | حسناً, إسمع يا صاح إن كنت تصطنع مزحة, فهي غير مضحكة |
| Hiç komik değil, Hi. | Open Subtitles | و كسرت له أنفه هذا ليس مُضحك |
| Hiç komik değil. Şu kadarcık bile. | Open Subtitles | ،هذا ليس مرح حتى ولا حتى قليلاً |
| - Pek komik değil galiba. - Biraz ironik. | Open Subtitles | ليس مرحاً حقاً , أعتقد ذلك مثير للسخرية , نوعاً ما |