| Eski madenin oradan geçen bir yol var. Yıllardır kullanılmıyor. | Open Subtitles | هناك طريق يمر عبر المنجم القديم لم يستخدم منذ سنوات |
| Ama onlarla birlikte, madenin sahipleri de aynı kaderi paylaşıyorlar. | Open Subtitles | ستكون إذن مشيئة ملاك المنجم هي أن يحظوا بنفس المصير |
| Babanın madenin sahibi olması hiç bir s.kim fark ettirmez. | Open Subtitles | كون والدك هو صاحب المنجم لا يعني ذلك شيئا لي |
| Elmas madenin yüzünden. Şimdi izin verirseniz. | Open Subtitles | ذلك لن يخلق فرقا لدى السيدات بسبب منجم الألماس خاصتك.. |
| Madenciler, madenin içinde haberleşmek için dandik bir sinyal kullanıyorlar. | Open Subtitles | حسناً ، عمال المناجم يستخدمون إشارة المرشّح للإتصال بمن في المنجم |
| madenin kapısına geldiler ve orada durup bana baktılar. | Open Subtitles | لقد جاءوا حتى باب المنجم ووقفوا ينظرون لي |
| Bu madenin nerede olduğuna dair bir fikri olan var mı? Onları Vienna'nın Yeri'nden ayrılırken izlemiştim. | Open Subtitles | ألدى أي أحد منكم فكرة عن أين يوجد ذلك المنجم ؟ |
| Ben madenin haczedileceğine ilişkin şehirde bazı dedikodular duydum. | Open Subtitles | سمعت إشاعات فى المدينة أن المنجم سيصادر. |
| Duncan madenin kamu arazisinde olduğunu öğrenince... aslında sadece bir formaliteydi, ama o bizi ihbar etmeyi kafasına koymuştu. | Open Subtitles | عندما اكتشف دنكان بأن المنجم كان ملكية حكومية تقنياً وحقيقةً كان مصمماً على اعتقالنا |
| Steve. Sen ve Bruce ağaçların arkasından madenin girişine gidin. | Open Subtitles | ستيف, أريدك أنت و بروس أن تتوجها إلى تلك الأشجار و من ثم إلى مدخل المنجم |
| Çincem çok iyi değildir, Baş Müfettiş, ...ama bu her neyse, madenin haritası değil. | Open Subtitles | لغتي الصينية ليست جيدة يا .. سيدي رئيس المفتشين لكن أياً كانت هذة إلا أنها ليست خريطة المنجم |
| Eğer pazarlıklar madenin verimliliğinin belirlenmesi için verilen zaman içinde bitirilirse, ona denemesi için bir fırsat vererek bir şey kaybetmiş olmazsınız. | Open Subtitles | دع هذه المحادثات تأخذ مجراها ولتبداء بالإستعلام عن مدى فعالية المنجم لن تخسر شئ بان تدعه يحاول ذلك |
| Hiçbir şeye bağlı olmayan bir hortumu kaptığı gibi doğruca madenin içine atladı! | Open Subtitles | هو حرفيا غطس في المنجم. كل الانظار الآن ليس فقط على ماري هورويتز... |
| Burada gerçek madenin milyonlar değerinde olduğu yazıyor. | Open Subtitles | يقول هنا أن المنجم الأصلي يساوي الملايين. |
| 2 yıl önce buraya gelen bir adam vardı mola yerinden bir çocuk kaçırıp madenin hava boşluğuna attı. | Open Subtitles | لقد أتا هنا رجل من سنتين , إختطف صبي صغير من المحطة وألقى به في المنجم |
| Zorba çalışmaya girdiğinde, hiçbir madenin şansı kalmaz. | Open Subtitles | عندما يَذْهبُ زوربا للعَمَل، لا يقف منجم في طريقه. |
| Hatırla , onlar senin paranı sever öyle ise altın madenin varmış gibi davran... ve klüptesin. | Open Subtitles | . . لذا فقط تظاهر أنك تمتلك منجم ذهب وأنك في النادي |
| Gördüğünüz gibi, bu sertifika, bu madenin haklarını bana veriyor. | Open Subtitles | إنه كما ترى هذه الورقه تعطيني الصلاحيه لتعدين منجم الفحم هذا, |
| madenin hatası olduğunu kanıtlamak için dul kadınlardan para koparttın sonra da madenden para alarak örtbas etmeye çalıştın. | Open Subtitles | بأخذ المال من الأرامل بذريعة أنه ذنب المنجمين , ثم تأخذه من المناجم لتغطيته |
| Paranoyaklığa neden oluyor. - madenin derinliklerine doğru koştu. | Open Subtitles | أنهم يجعلونه أولويتهم القصوى لقد هرب أعمق بالمنجم |
| Bu da 6 gün önce Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda dosyalanmış olan aynı madenin taslağı. | Open Subtitles | وهذا هو الرسم التخطيطي للمنجم نفسه التي . تم إرسالها إلى إدارة الموارد المعدنية قبل ستة أيام |
| Evet. Arkeologlarımız orjinal madenin altında yeni yataklar keşfettiler. | Open Subtitles | نعم، علماء الأثار إكتشفوا مدخل لمنجم تحت الموقع الرئيسي |
| Çünkü bir madenin derinliklerinde gözden oldukça ırakta ve kara büyüsü olan hiçbir cadının yaklaşamaması için sihirli. | Open Subtitles | لأنها عميقة في منجمٍ بعيداً عن أعين البشر والقيت تعويذة عليها كي لايقتربَ منها أي ساحرٍ ذو طاقةٍ مظلمة |
| Amfilisit adlı bir madenin peşinde olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنّه يبحث عن معدنٍ يُدعى آمفليسايت |