| Bak! Başka bir çılgın katil hikayesiyle gecemi mahvetme. | Open Subtitles | إسمع , لا تفسد ليلتى بقصة قاتل مجنون آخر |
| Bak! Başka bir çılgın katil hikayesiyle gecemi mahvetme. | Open Subtitles | إسمع , لا تفسد ليلتى بقصة قاتل مجنون آخر |
| Sadece, lütfen herşeyi mahvetme. Sadece hayatımdan defol git, benim yaptığım gibi. | Open Subtitles | لذا أرجوكِ، لا تفسدي كل شيء أخرجي من حياتي كي أستمر. |
| Katilleri tekrar sokağa gönderen bu çökük yasal sistemi korumak için kendi hayatını mahvetme riskini? | Open Subtitles | تجازف في انك تدمر حياتك مشان تحمي نظام فاسد قانون بيرجع القتلة للشوارع؟ |
| Kicks gevreğini mahvettiğin gibi bunu da mahvetme. | Open Subtitles | لا تخرب هذا مثلما تخريبن علي فطوري |
| Ve sakın pastayı mahvetme. Çocuklarıma bir parça götürmeye söz verdim. | Open Subtitles | ولا تفسد قالب الحلوى لقد وعدت أبنائي أن أحضر لهم جزءاً منها |
| Yeteneklisin. Yükseleceksin. - Geleceğini mahvetme. | Open Subtitles | إنك شاب ألمعي ولك مستقبل صاعد، فلا تفسد الأمور على نفسك |
| Ailelerimizin yakınlığı yüzünden ona yardım etmeye çalışmanı anlıyorum bu güzel, anlayabiliyorum ama kendine dikkat et, her şeyi mahvetme. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنك تحاول مساعدته بسبب عائلتنا و عائلته هذا لطيف و اتفهمه و لكن راقب نفسك لا تفسد أى شيء |
| Baba! Okul balosuna gideceğiz. mahvetme! | Open Subtitles | أبي نحن سنذهب للحفل الراقص معاُ لا تفسد ذلك |
| Benim yüzümden hayatını mahvetme. Ayrıca hayatımda kalan azıcık huzuru da... | Open Subtitles | لا تفسد حياتك بسببي , والامان القليل الموجود بحياتي |
| Ama unutma, eğer senin işler yolunda gitmezse annenin gecesini mahvetme. | Open Subtitles | لكن تذكري، إذا لم تجري لكِ الأمور كما تشتهين، لا تفسدي ليلة أمك. |
| İnanmadığın bir savaşa katılmak için geri dönüp buradaki hayatını mahvetme. | Open Subtitles | لا تفسدي هذا بالهروب عائدة لتقاتلي من أجل شيء لا تؤمنين به حتى |
| Sen 16 yaşındasın, kendini mahvetme, Giancarlo, hayatını mahvetme. | Open Subtitles | أنت ما زلت فى السادسة عشر لا تدمر حياتك,كارلو لا تدمر حياتك |
| Kenjee, hayatını mahvetme. Bırak onu. | Open Subtitles | كنجي، لا تدمر حياتك إنه لا يستحق هذا |
| 500, her zamanki gibi. 500, sakın bir şeyi mahvetme. | Open Subtitles | خمسمائة كالعادة خمسمائة ولا تخرب اي شيء |
| Herman gibi davranarak mahvetme bunu. | Open Subtitles | لا تُفسد هذه المسرحية بأن تتصرف بحماقة مثل هيرمان |
| Bunu sana verdiğimi kimseye söyleme. Ve bu işi mahvetme. | Open Subtitles | لا تخبر أحداً بأنِّي تركتها لك ، و لا تفسدها |
| mahvetme bunu da, bilirsin, kendin olarak. | Open Subtitles | فلا تفسده ، كما تعلم بالتصرف على طبيعتك |
| Mezun olmaya çok yakınsın, şimdi mahvetme. | Open Subtitles | فأنتِ ستتخرجين ولا يمكنكِ إفساد الأمر الآن |
| Sırf senin hayatın mahvoldu diye başkasının da hayatını mahvetme. | Open Subtitles | اتعلم, لان حياتك مدمَّرة، لا تقم بتدمير حياة شخص اخر |
| Bunca yıl boyunca yaptığın şeyleri mahvetme. | Open Subtitles | لا تدمري ما بنيتيه طوال تلك السنين |
| artık o sevimsiz kadını mahvetme planları geliştireceğim. | Open Subtitles | الآن أخطط لتخصيص كل طاقاتي لتدمير تلك التافهة |
| Avrupalı gerginliğiyle mahvetme şunu. Olur mu? | Open Subtitles | فلا تفسدى ذلك بكمية القلق الأوروبى هذا |
| Sakın hiçbir şeyi mahvetme. | Open Subtitles | لا تفسدين الأمر |
| Sana inanıyorum. Sen başlattın demedim. Ama her şeyi mahvetme. | Open Subtitles | أنا اصدقك , لم أقل أنك فعلت ذلك فقط لاتفسد الأمور |
| O ya da bu şekilde bebeğin olacak. Ama bunun için evliliğini mahvetme. | Open Subtitles | سترزقين بطفلاً بطريقةٍ أو بأخرى ولكن لا تُفسدي زواجكِ لتفعلي هذا |