| Birden aklıma şu geldi: masumiyetin ve Arap kimliğinin en önemli iki sembolünü birleştirsem ne olur? | TED | وبعدها أتتني فكرة: ماذا لو جمعت الرمزين الأكثر دلالة على البراءة والهوية العربية؟ |
| Birleşik Devletlerde suçluluğun değil de masumiyetin ispat edilmesi gerektiğini hatırlattığınız için sağ olun. | Open Subtitles | شكرآ لتذكيرى لماذا عندنا ذلك الأفتراض من البراءة فى أمريكا ماذا انت, أبراهم لينكولن؟ |
| "Kanla-kararmış bir gelgit boşalırken, her yerde boğulur masumiyetin töreni;" | Open Subtitles | , بحار الدم ستبدأ , و في كل مكان البراءة تغرق |
| Sana bebek diyorum çünkü masumiyetin beni çok etkiliyor. | Open Subtitles | أدعوك عزيزتي لأن براءتك تؤثر في كثيراً. |
| masumiyetin için, seni serbest olarak karşılayacak. | Open Subtitles | بإرشاده إلى براءتك ، سيفرّج عنك |
| Suçun ya da masumiyetin bir duruşmada belirlenene kadar rütbeni sana geri veriyorum. | Open Subtitles | لقد أعيدت لك رتبتك حتى يتم ، إثبات برائتك من قبل جلسة إستماع رسمية |
| Beyaz, hepinizin bildiği gibi masumiyetin rengidir. | Open Subtitles | اللون الأبيض، كما تعرفون كلكم هو لون البراءة |
| Diğerlerine bu masumiyetin onların kefaretini olduğunu ve ödüllendirilmesi gerektiğini göstermiş. Anne ise o kadar şanslı değilmiş. | Open Subtitles | أظهر للبقية أن هذه البراءة هي خلاصهم ذلك كان الثمن، ولكن الأم لم تكن محظوظة |
| masumiyetin nadir görüldüğü vampirlerin ve şeytanların dünyasıydı. | Open Subtitles | كان عالم من مصاصي دماء و الشياطين حيث كانت البراءة نادرة |
| masumiyetin sembolü olan, akıldan çıkmayacak bir şey. | Open Subtitles | التي لا يمكن لأحد أن يتجاهلها الصورة التي تعكس كل البراءة. |
| Beyaz yalanlar, yarım gerçekler, açıklanamayan devamsızlıklar seste bir dönüş, masumiyetin aşırı protestosu. | Open Subtitles | كذبات بيضاء ، أنصاف حقائق غيابات غير مبررّة تغيير في الصوت ، فرط الشكوى من البراءة |
| Genç kızlar daha masumiyetin kokusunu taşıyor olurlar. | Open Subtitles | الفتيات الصغيرات مازالوا يحملون رائحة البراءة. |
| Bir arkadaşın karısı ve derin bir masumiyetin çiçeği, ki şu günlerde çok ender bulunuyor. | Open Subtitles | : زوجة صديق... و زهرة البراءة الكاملة... |
| Önce masumiyetin hassas filizleri yanar. | Open Subtitles | أغصان البراءة الرقيقة تحترق أولاً. |
| Kanla kararmış medcezir ipinden kopuyor, ve masumiyetin töreni her yerde sulara gömülüyor | Open Subtitles | " مد الدم الذى أصبح معتماً طليق" "و فى كل مكان تغرق احتفالية" "البراءة و الطهارة" |
| Senin, bugün bana bir şey öğreten bir masumiyetin var. | Open Subtitles | لديك البراءة التي علمتني درسا اليوم. |
| Büyükbabam masumiyetin kokusunu getirdiğinizi söylüyor. | Open Subtitles | جدى يقول أنك تجلبين رائحة البراءة |
| İşimiz mi? Bu ruh masumiyetin büyük bir yozlaştırıcısı. | Open Subtitles | هذه الروح فساد كبير من البراءة |
| Senin masumiyetin kadar gerçek. | Open Subtitles | تماما مثلما أن براءتك اصلية |
| "masumiyetin ve aşkın bana her an acı çektiriyor." | Open Subtitles | "براءتك , حبك يجعلني أعاني كل لحظة" |
| masumiyetin almak let'em etmeyin veya arzu. | Open Subtitles | لاتدعيهم يأخذون برائتك او رغبتك |