| Kendime geldiğimde morluklar, ezilmiş meyveler ölüp ölmediğimi görmek için başımda dikilen tanımadığım tiplerle karşılaştım. | Open Subtitles | ثم أستفيق وتملئني الكدمات والفاكهة المعصورة، وغرباء يقفون أمامي لفحصي ما إذا كنت ميتة. |
| Onlar değil. Haydi. Eski morluklar. | Open Subtitles | ليس هذه الكدمات, أنت تعلم الكدمات القديمه، كدماتك |
| Artı, morluklar bir örnek olmamakla birlikte, şiddetli bir travma yok. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن جميع الكدمات ليست متشابهة ولكن ليس هناك دلالة في أي مكان على إصابة حادة |
| Büyük morluklar bırakır ve neler olduğunu ve beni kimin tuzağa düşürdüğünü... | Open Subtitles | سوف يخلف كدمات كبيرة وسأضربك به إذا لم تخبريني ما الذي يجري |
| O günün erken saatlerinde, okuldan geldiğinde yüzünde morluklar olduğunu fark etmiştim. | TED | في وقت سابق من ذلك اليوم، كنت قد لاحظت كدمات على وجهه عندما عاد من المدرسة. |
| - Kesikler, morluklar. Bu tür bir düşüşte olabilecek her şey. | Open Subtitles | الكسور و الكدمات و العدوى بالنسبه لوقعه مثل تلك |
| Evet, gözlerinde morluklar var. Yumruk sıyrıkları mevcut. Ama benim asıI dikkatimi çeken bunlardı. | Open Subtitles | الكدمات حول العينين, مفاصل أصابعه ملتويه لكن ما أسر إنتباهي كان هذا |
| Karnın bu bölgesindeki morluklar da vücudunu ezen kapının izlerine uyuyor. | Open Subtitles | أجل, تلك الكدمات الداخلية في هذه المنطقة متناسبه مع إطار الباب الذي ضغط على جسده |
| Oldukça geniş morluklar var ve bağ dokuları ciddi hasar görmüş. | Open Subtitles | الكدمات واسعة النطاق، وأربطته متمزقة بشدة |
| Göğsündeki morluklar, sana yaptığım beyhude kalp masajı yüzünden oldu. | Open Subtitles | الكدمات على صدرك ستبدو و كأنها آثار إنعاش |
| Bu morluklar en az bir-iki haftalık. | Open Subtitles | انه لواها ليعذبها تلك الكدمات عمرها عدة اسابيع على الاقل |
| Sana güzel morluklar veririz, ...görevini yapmaya çalışmışsın gibi gösteririz, | Open Subtitles | سوف اقدم لكَ في الواقع بعض الكدمات الللطيفة جعلها وتبدو وكأنك حاولت القيام بواجبك ولكنني اوقفتك |
| Bir kaç kirli dürüm ve tüm vücudumdaki morluklar hariç. | Open Subtitles | ماعدا بضعة لفائف وسخة والكثير من الكدمات |
| Yumruklarındaki kesik ve morluklar kendini savunurken oluşmuş. Oldukça ciddi. | Open Subtitles | هذهِ الجروح و الكدمات علي المفاصل جروح بسبب الدفاع عن النفس إنها خطيرة جداً |
| Ayrıca, burnun içinde ve dudaklarının yanında morluklar ve kumaş buldum. | Open Subtitles | وجدت أيضاً كدمات و تخثراً داخل أنفها و داخل شفاها |
| Yüzündeki morluklar, kafasına darbe aldığını gösteriyor. | Open Subtitles | كدمات وجه تقول بأنها عانت بالتأكيد من ضربة في الرأس |
| Boğazımın her yerinde morluklar vardı ve boğazımı ellerinden kurtarmak isterken tırnaklarımda kalan izler vardı. | Open Subtitles | كان هناك كدمات بكل مكان، وآثــار أظفار أصابعي حول عنقي عندمـا كُنت أحاول إزاحة يده عن عُنقي. |
| Boynunda çeşitli morluklar var ve tiroid kıkırdağı ile dil kemiği de feci şekilde zarar görmüş. | Open Subtitles | كدمات شديدة حول عنقها غضروف الغدة الدرقية و العظم اللامي لديها قد كسرت بشكل سيئ جدا |
| Kollarında ise iyileşmeye başlayan bir takım çürük ve morluklar var. | Open Subtitles | و هناك كدمات تم علاجها و تجمعات دموية علي ذراعها. |
| Kapalı yumruğa uyuyor. Garip. Niye morluklar burada? | Open Subtitles | قبضة قريبة , غريب لم هذه الكدمة ؟ |
| Boynunda morluklar var sanırım biri onu boğmuş. | Open Subtitles | ، لديها كدماتٌ حول عنقها . لذا، أعتقد أنّ أحدهم قد خنقها |
| Kaburgaların ucunda derin morluklar mevcut. | Open Subtitles | رضوض بنفسجية عميقة لجدار القص الصدري |
| Ciğerlerinde su yoktu. Peteşiyal kanaması ve boynunda morluklar vardı. | Open Subtitles | لا ماء في الرئتين، نزيف حبري، وكدمات حول الرقبة. |
| morluklar ve kan birikintisi gösteriyor ki ceset öldükten sonra tavana asılmış. | Open Subtitles | الزُرقة والإنقباض يُشيران إلى أنّ الجثة علّقت بالسقف بعد الوفاة. |