| Denizaltı, müttefik kuvvetleri tarafından ağır ateş altında kalıp bu takımadalar civarında battığı sırada ellerindeki tüm stoku denizaltıyla naklediyorlardı. | Open Subtitles | كانوا ينقلون مخزونهم الوحيد منه في غوّاصة. حينئذٍ هاجمتهم قوّات الحلفاء بكثافة، وانحصروا تحت مياه سلسلة الجزر هذه. |
| Üst düzey bir tanığı, güvenli eve naklediyorlardı. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} كانوا ينقلون شاهد عالي المستوى إلى منزل آمن. |
| Yarım milyon dolar değerinde elmas naklediyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانا ينقلان ألماس يُقدّر بنصف مليون دولار. |
| Yarım milyon dolar değerinde elmas naklediyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانا ينقلان ألماس يُقدّر بنصف مليون دولار. |