| Bana bir şey söylemedi. Kano'nun nerede saklandığını biliyor. | Open Subtitles | نعم ، ولكن لم يقل شيئاً أنه يعرف أين يختبئ كاينو |
| Ekvador. nerede saklandığını da biliyorum. Kulübemde harita da var. | Open Subtitles | .الأكوادور. و انا أعرف أين يختبئ لقد خبئت الخريطة في كوخي |
| Hayır, sinirlerin, damarların ve tendonların nerede saklandığını bilen bir el cerrahı tarafından debride edilmesi lazım. | Open Subtitles | لا,يجب أن يتم تخييطها بواسطة جراح يد يعرف أين تختبئ الأعصاب والشرايين والأوتار |
| Çete liderinin nerede saklandığını ve büyük ihtimalle küçük kızı sakladıklar yeri de biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أين يختبأ زعيم العصابة و المكان الذي يخبؤون فيه الطفلة المختطفة |
| O zaman bu korkağın nerede saklandığını söyle bana. | Open Subtitles | أنظر إذن أخبرني أين يختبىء الجبان |
| Bay Holmes, Moriarty'nin nerede saklandığını nasıl bildiniz? | Open Subtitles | كيف علمت يا سيد هولمز مكان اختباء مورياتى ؟ |
| Madem onu iyi tanıyorsun, nerede saklandığını da bul. | Open Subtitles | اذا كنت تعرفه جيدا ماذا عن اكتشاف أين يختبئ. |
| Ne tür bir karanlık madde olduğunu bu kızın içine girip girmediğini ve şu an nerede saklandığını bulmalıyım. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما نوع المادة المظلمة تكون هذه سواء كان ذلك قادم من هذا الطائر و أين يختبئ الآن |
| Dört gümüş, ayrıca karganın nerede saklandığını sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | أربع قطع فضية وسأخبرك أيضاً أين يختبئ الغربان |
| evde olabileceğini düşündüm, yeterince uzun gözetleseydik... nerede saklandığını keşfederdik. | Open Subtitles | اعتقد أنه من المُرجح لو وضعت مُراقباً لمدة اطول كنا لنكتشف أين يختبئ. |
| Yani tek yapmanız gereken nerede saklandığını bulup, ve yaptığımın aynısını yapmak. | Open Subtitles | لذا ما عليكما إلّا معرفة أين يختبئ بالداخل وافعلا مثل ما فعلتُه تمامًا. |
| Teşekkürler. Bana Grutter ve adamlarının nerede saklandığını söyle. | Open Subtitles | شكراً لكِ أخبرينى أين يختبئ "جروتير" ورفاقه |
| En azından, şu kraliçenin nerede saklandığını öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | على أقل تقدير علينا اكتشاف أين تختبئ هذه الملكة |
| Kardeşimin nerede saklandığını öğenip yapmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | عليّ القيام بعمل حالما أعرف أين تختبئ أختي |
| Kar Kraliçesi'nin nerede saklandığını öğrenmem gerek. | Open Subtitles | يجب أنْ أعرف أين تختبئ ملكة الثلج |
| Bu kardeşin nerede saklandığını bana söylemek zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تخبريني أين يختبأ ذلك الأخ إذا ساعدتني |
| Bay Elektrik'in nerede saklandığını kim biliyor? | Open Subtitles | من منكم يعرف أين يختبأ الأستاذ إلكتريك؟ |
| Ve son nefesini verirken bana Spartacus ve adamlarının nerede saklandığını söyleyecek. | Open Subtitles | لأنها مع نَفسها الأخير .. سوف تُخبرنى أين يختبىء سبارتاكوس) و رجاله) |
| Küçük kardeşinin nerede saklandığını biliyorsun,değil mi? | Open Subtitles | إنك تعلمين مكان اختباء أخيكِ الآن، أليس كذلك؟ |
| Onu dışarı çıkarın. Arkadaşlarının nerede saklandığını söyletin. | Open Subtitles | خذوه للخارج، وأجعلوه يخبركم بمكان إختباء أصدقائه. |
| O zaman adamın nerede saklandığını bulmamız için yetmiş-iki saatimiz var. | Open Subtitles | إذاً لدينا 72 ساعة لمعرفة أين يختبي ؟ |
| Sen... El Oso'nun nerede saklandığını bildiğini mi söylüyorsun bize? | Open Subtitles | هل تقول بأنك تعرف أين يختبيء ؟ |
| Sonunda çocuğun nerede saklandığını bulduğunda, Boşsurat ne yapacağını bilemedi. | Open Subtitles | "وحين تبيّن أين يختفي الطفل، خاوي الوجه لم يعلم ماذا عساه يفعل" |
| Demek senin şu müthiş haber kaynağın onun nerede saklandığını biliyor, bu kadar basit, öyle mi? | Open Subtitles | إذاً فمصدر معلوماتك العظيم هذا يعرف مكان اختبائه بتلك البساطة ؟ |
| Küçük Mac D'nin nerede saklandığını merak ediyorduk. | Open Subtitles | نحن جميعاً كُنا قلقون عن مكان اختبائك "ليل ماك دي". |