| Bu aralar, her şey ya doğru ya da yanlış olmaya başladı. | Open Subtitles | أصبح كل شيء إما أن يكون صواب أو خطأ ماذا فعلت ؟ |
| Bir süre karnımızı balıkla doyuruyoruz, zira et nadir olmaya başladı. | Open Subtitles | كان السمك طعامنا لفترة من الزمــن و بعدها أصبح اللحم نادراً |
| Eşcinsel evlilik yasal olduğundan beri çok fazla baskı olmaya başladı. | Open Subtitles | منذ أن أصبح زواج الشواذ قانونياً أصبح هنالك الكثير من الضغط |
| Aslında orası biraz kalabalık olmaya başladı. | Open Subtitles | حسناً، في الواقع، بدأ يصبح نوعاً ما مزدحماً عن هنا |
| Ama sonra, baş ağrıları mide bulantıları ve idrarında kan olmaya başladı. | Open Subtitles | بعـدها بدأت تظهـر علامــات أخــرى الصداع .. الغثيـان .. دم في البـول |
| Favori renklerim olmaya başladı ve renkli rüyalar görmeye başladım. | TED | أصبح لديّ ألواني المفضلة، وبدأت في الحلم بالألوان. |
| Evet daha ucuz olmaya başladı, ekmek üreticeleri her türlü şeyi eklemeye karar verdi. | TED | ولأنه أصبح أرخص ، قررت شركات تصنيع الخبز أن تضيف إليه العديد من الأشياء. |
| Sanırım küçük kardeşimiz esaslı bir erkek olmaya başladı. | Open Subtitles | أظن أن شقيقنا الصغير .أصبح رجلاً حقيقياً |
| Bütün o yıkıcı davranışlar, çocuklarımıza örnek olmaya başladı. | Open Subtitles | كل ذلك السلوك المدمر لقد أصبح نموذجاً يحتذى به بالنسبة لأطفالنا |
| Olacağı şu ki, seni bir kez daha haşat edeceğim adamım. Bu iş sıkıcı olmaya başladı | Open Subtitles | سأهزمك مرة واحدة فقط، ثم ننتهي، الأمر أصبح مملاً يا رجل |
| Bu kadınlarla çıkmaya başladığımdan beri, Çok güvensiz olmaya başladı. | Open Subtitles | مُنذُ أن بَدأتُ مواعيدي مع تلك النساء ، أصبح غير آمن جداً |
| Baba, Pazar günleri hızla.... en favori günüm olmaya başladı. | Open Subtitles | أبي، يوم الأحد سرعان ما أصبح يومي المفضّل بالأسبوع. |
| Bak anne, bu rutin giderek daha da yorucu olmaya başladı. | Open Subtitles | سأخبرك بشىء يا أمى هذا الروتين أصبح متعب وسيئ |
| Gerçekten başka sözlere ihtiyacı var, bunlar sıkıcı olmaya başladı. | Open Subtitles | إنها تحتاج إلى نوع آخر من الترفيه، لأن هذا أصبح ممل جداً |
| Demek istediğim bize çok ciddi bir yük olmaya başladı. Emekliye ayırabiliriz. | Open Subtitles | إنه أصبح مسؤولية كبيرة علينا أن نخليه لسبيله |
| Bu olay cidden sorun olmaya başladı. | Open Subtitles | أتعلم، هذا النوع من الأمور بدأ يصبح مشكلة حقيقية |
| Kardeşinin eskiden bu mekanda takıldığını biliyorum ama senin de buraya çöreklenmen oldukça garip olmaya başladı. | Open Subtitles | اعرف ان اخاك كان يتسكّع في هذا المكان لكن استمرار مجيئك هنا بدأ يصبح غريباً جداً |
| Tasarlandıkları şekilde, motorlar yakıt basıncı düşünce, devre dışı olmaya başladı. | Open Subtitles | المحركات بدأت بالإنغلاق, كما أنخفض ضغط الوقود تماماً كما تم تصميمها |
| Ama bu, oyun ciddiyetinin sonu oldu ve yine resmi olmaya başladı. | TED | لكنها كانت النهاية نهاية اللعب الجاد وأصبح العمل رصينا مرة أخرى |
| Bu gece de Lisa'yla kabindeyken, gene olmaya başladı. | Open Subtitles | والليلة مع ليزا بدأ يحدث مرة أخري |
| Anne şimdi gidemem. Çok ilginç olmaya başladı. | Open Subtitles | أمي ، لا يمكنني المغادرة لقد بدأ الأمر يصبح مشوقا |
| Sonrasında aramız daha iyi olmaya başladı. | Open Subtitles | بعد ذلك بدأت الأمور تصبح أفضل بيننا. |
| Ben oradayken kim olduğumu az çok hatırlıyordum sonra görüşler ve testler olmaya başladı. | Open Subtitles | لمّا كنت بالداخل، أمكنني بالكاد تذكّر هويّتي ثم انهالت عليّ رؤى واختبارات |
| Bu iş tehlikeli olmaya başladı bebeğim. | Open Subtitles | ولكن بدأ الوضع يزداد خطراً، عزيزي |
| O muhabir ile bir tehlike olmaya başladı. | Open Subtitles | .. إنها تصبح أكثر خطورة كل يوم هي وذلك الصحفي |