| Babam polisti. Kardeşim polis. Sen bana... | Open Subtitles | والدي كان شرطي، أخي شرطي أنت تطلب مني شيء |
| Çok vahşi bir polisti. Günah çıkartsa günler sürerdi. | Open Subtitles | شرطي متوحش يستطيع ان يخرج اعتراف من فم اي احد |
| Lara John tanıdığım en iyi polisti ve bazı yönlerden de tanıdığım en iyi adam. | Open Subtitles | لارا جون كان أفضل شرطي عرفته و بشكل من الأشكال أفضل رجل أيضا |
| Babamız polisti. sen bi polissin. Ben polisler için çalışıyorum. | Open Subtitles | والدنا كان شرطياً , أنت شرطيه أنا أعمل لحساب الشرطه |
| Ve inanılmaz miktarda başıboş bırakılmış bir öfke. Shooter bir polisti ve iyilerindendi. | Open Subtitles | و غضب عارم متدفق بشكل نختصر كان شرطياً و شرطياً جيداً |
| Bana bunu hatırlatmak zorunda değilsin. Billy'nin babası da polisti. | Open Subtitles | .لا داعي انت تذكرني .لقد كانو والد بيلي شرطيا ايضا |
| Çocuklarını her sabah okula bırakan, tanıdığım tek polisti. | Open Subtitles | الشرطي الوحيد الذي أعرف بأنه إعتاد أن يأخذ أطفاله إلى المدرسة كل يوم |
| - Polislere güvenilmiyor. - Baban polisti! | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ إئتِمان الشرطة أبوك كَانَ شرطي |
| Gerçekten ilginçtir. Babam polisti. Çok yakındık. | Open Subtitles | إنه عمل مثير، إن أبي شرطي و نحن مقربين جداً |
| Kutudan onlara konuşan adam polisti. | Open Subtitles | الشخص الذي كان يتحدث معهم من الصندوق كان شرطي |
| Çünkü şekerim, masandaki adam polisti. | Open Subtitles | السبب عزيزتي أن الشخص الذي كان على طاولتك شرطي |
| Tanıdığım en kirli polisti ama onu ben öldürmedim. | Open Subtitles | انهُ أقذر شرطي التقيتهُ في حياتي لكنني لم أقتله |
| Novak iyi bir polisti ve o şekilde hatırlanacak. | Open Subtitles | نوفاك كان شرطي جيد و هذا هو طريقة سيصبح رمزاً |
| Sizin çocuğun peşindeki kesinlikle bir polisti. | Open Subtitles | الرجل الذي كان يلاحق رجلكِ كان شرطياً بالواقع. |
| Seninki iyi polis değil, tuhaf, ilaçlarını almayan duygusal açıdan dengesiz polisti. | Open Subtitles | كل ما أقوله، لم يكن هذا شرطياً جيداً. لعله كان كلاماً غير متزن، |
| Ama o polisti yani sokaktaki rastgele bir satıcıdan alamazdı. | Open Subtitles | لكنه كان شرطياً, لذا لم يستطع الذهاب إلى أي موزع عشوائي في الشارع. |
| Santos iyi bir polisti. Çok kötü birşey yapıyorsunuz. | Open Subtitles | لقد كان سانتوس شرطيا طيبا انت تعمل عملا كريها |
| Katı herifti ama iyi polisti. | Open Subtitles | كان يلعب البوكر ومدمنا لها, لكنه كان شرطيا نظيفا. |
| O teröristi hastaneye gönderen o polisti. | Open Subtitles | ذلك الشرطي أُدخِل المستشفى الذي هرب منه الإرهابي |
| Hepimiz burada çok sarsıldık. O iyi bir polisti, Frank. | Open Subtitles | كلنا هنا في غاية الحزن لقد كانت شرطية جيدة , فرانك |
| Babam mükemmel bir polisti, 25 sene sürekli çalıştı. | Open Subtitles | أبى كان شرطى مثالى قضى 25 سنه فى الخدمه |
| Bir mahalle marketinde vurulduğunda yeni emekli olmuş bir polisti. | Open Subtitles | لقد كان شرطيًا تقاعد مؤخرًا عندما لقي حتفه في متجر مخلي |
| Galiba bu yüzden polis oldum. Babam da polisti. | Open Subtitles | أعتقد أنّه لهذا السبب أصبحتُ شرطيّة فهذه كانت مهنته |
| Hayır bu bir oyundu. Onlar da polisti. | Open Subtitles | لا هذا كانت مجرد كمين ، لقد كانا شرطيين |
| Gizli bir polisti. Vücuduna, DNA'sını değiştirerek onu bir çeşit canavara dönüştüren bir virüs verilmişti. | Open Subtitles | كان شرطيّاً متخفّياً، لُقّح بفيروسٍ مصمّمٍ ليعيد نسخ حمضه النوويّ... |
| Şu üniformalı insanlar en son kontrol ettiğimde polisti. | Open Subtitles | أترى هؤلاء الرجال الذين يرتدون زياً رسمياً بآخر مرّة تحققت فيها،كانوا رجال شرطة. |
| Evet, kocan gerçekten olağanüstü bir polisti ama bazen bu tehlikeli olabiliyor. | Open Subtitles | زوجكِ كان ضابطاً إستثنائيّاً الذي تعرّض لمخاطر كثيرة جداً |
| İyi bir adam, iyi bir polisti. En azından uğraşıyordu. | Open Subtitles | لقد كان شخصاً صالحاً, وشرطياً صالحاً إنه آخر شئ أستطيع فعله |
| İyi bir adam ve müthiş bir polisti. | Open Subtitles | حسناً لقد كان رجلاً طيباً وضابطاً رائعاً |
| Tekme Yumruklayıcı, cyborg olmadan önce polisti. | Open Subtitles | كان رجل شرطة Kickpuncher قبل أن يتحول إلى سايبورج |