| Kama Sutra kitabı rafta. Belki değişik bir şeyler denersiniz. | Open Subtitles | هناك كتاب الكماسوترا على الرف في حال قررتم ممارسة الجنس |
| Çanta ve cüzdanı hala rafta duruyordu. 80 papel falan. | Open Subtitles | هنالك مبلغ من المال كان علي الرف حوالي ثمانين دولاراً |
| * Eğer sadece tozlu bir plak olsaydım rafta * | Open Subtitles | ? اذا كنت مسجلا قديم , تضغينه فوق الرف? ? |
| Şimdi, kitap enstalasyonun yanında ufak bir rafta duruyordu. Üçe yedi metre boyunda, Münih, Almanya'da, Eylül 2010'da. | TED | والكتاب وضع على رف صغير قرب التثبيت الذي يقف على علو سبعة أمتار في ميونيخ بألمانيا، في سبتمبر سنة 2010. |
| - Yok, ...ama en üst rafta gevreklerin arkasında şekerlerini saklıyor. | Open Subtitles | كلّا، لكنّه يُخفي أصابع الحلوى على الرفّ العلويّ وراء حبوب الإفطار. |
| Aşağı doğru buraya inersen, bu ilk rafta bulunan para miktarıdır. | Open Subtitles | الان , ان نظرنا هنا هذه النقود بالرف الاول |
| rafta eline gelen ilk şeyi kaptığın gibi adamın kafasına vurdun. | Open Subtitles | قمت بسحب شيئاً من على الرف و قمتِ بضربه على الرأس. |
| Neyse, ofiste buna baktım, her zaman olduğu gibi rafta duruyordu, ve neden hiç açmadığımı düşündüm. | TED | والآن ، وكنت أبحث في هذا ، كان في مكتبي ، كما هو الحال دائما على الرف ، وكنت أفكر ، لماذا لم أقم بفتحه؟ |
| Evet. Patron odada rafta, saatin hemen yanında duruyordu. Bu yüzden saati gördüm. | Open Subtitles | نعم ، لقد كان التصميم فوق الرف بجانب الساعة ، لذلك نظرت اٍلى الوقت |
| Tarifi izleyerek iksiri hazırladım işte... iksir rafta. | Open Subtitles | لقد أعددت التعويذة متبعاً الوصفة التي في كتاب التعويذات الذي لسلفي دعك من هذا، التعويذة على الرف |
| İşte. rafta! | Open Subtitles | أنظر لها على الرف على الرف يا إلهي مذهلة |
| "bu kitap rafta onların yanında durabilir. " | Open Subtitles | إن هذا الكتاب مكانه على الرف بجوار البقيه |
| Sen ve ben bu rafta birlikte Çalışıyoruz Bunda duygusal olan ne? | Open Subtitles | أنا وأنت نرتب هذا الرف مع بعض ما المثير فيه |
| aslında rafta kalmamıştı.. ..Elemanı yakaladım sordum, depoda yeşilinden var mı diye? | Open Subtitles | لم يكن لديهم واحد على الرف لذا أمسكت العامل وقلت ، له ألديكم غسول فم أخضر |
| Yedek anahtarlar en üst rafta asılı. | Open Subtitles | إن المفاتيح الآمنة معلقة على الرف العلوى |
| En üst rafta, soldan üçüncü. | Open Subtitles | الرف الأعلى الثالث من اليسار 'موبي ديك'. انه الاصدار الأول |
| Ama biliyorsun kilise iyi olanı alır diğerlerini rafta bırakır. | Open Subtitles | تعرفين، النوع الذي يرتاد الكنيسة ويترك الباقي على الرف |
| Ütü izi giysinin, bir rafta durduğunun ve hazır giyim olduğunun kanıtıydı. | Open Subtitles | و قد أظهرت التجاعيد أن القماش و كأنه يرقد على رف و هكذا كانت الملابس الجاهزة |
| Öldürüldüğün gece rafta buldum ve aldım. | Open Subtitles | لقد وجدته على رف الموقد ليلة قتلت. ولم أنزعه أبدا. |
| Anahtarı kilerde saklıyorsun üst rafta. | Open Subtitles | إنّك تخفي المفتاح بغرفة المؤونة.. في الرفّ العلويّ |
| Çinli kantindeki alt rafta buldu. | Open Subtitles | إن تناولتي هذا ستنتهي الأمور بسرعه الصينيه وجدته بالرف السفلي بالمندوب |
| Duvarlarda vardı her yatak odasındaki rafta vardı. | Open Subtitles | كان في كل الجدران، في جميع الرفوف في جميع غرف النوم. |
| - Rene, sana yardım etmeye çalışıyorum ama Rasta Monsta rafta öylece duruyor. | Open Subtitles | -ماذا؟ -أحاول مساعدتك ، لكن "الراسطا مانسطا" ملقاة على الرّف |
| Üst rafta. "A" harfinde "Anti-psikoz"un altında. | Open Subtitles | إنّها بالرّف العلوي، عند "مضادات الذهان." |
| Son günlerde kendimi rafta tutuyorum. | Open Subtitles | أَعْني، أنا أَبقي نفسي على الرفِّ مؤخراً. |