| Kimsenin avuç açtığı yok. Senato'nun sadık bir üyesinden yardım talep ediyorlar. | Open Subtitles | لا أحد يتوسل، إنهما يطلبان مساعدة من عضو مخلص من مجلس الشيوخ |
| Ama yüz yıl, sadık bir kalp için bir gün gibidir. | Open Subtitles | لكن مائة سنة تمر على قلب مخلص ليست كيوم واحد |
| sadık bir Nazi subayı olarak böyle sınıflandırmam gerekir. | Open Subtitles | كضابط مخلص للرايخ الثالث كان يجب على ان امقته |
| Dolores, senin gibi sadık bir arkadaşa sahip olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | إن دولوريس محظوظط لأن لديها صديقة مخلصة مثلك |
| Ölümün eşiğindeyken bile sadık bir köpeksin. | Open Subtitles | حتى حينما يطرق الموتُ بابك، تبقى حيوان أليف وفيّ. |
| Albay Mustang'ın şimdiye kadarki hizmet kayıtlarına göre iyi nitelikli, sadık bir subay olduğu açık. | Open Subtitles | بالنظر إلى سجل خدمة الرائد موستنق إلى هذا ,الحد نجد أنه مؤهل بشكل ممتاز, و جندي موالي لنا |
| Anlaşılan Bayan Pawley sana iyi ve sadık bir eş olacak. | Open Subtitles | يبدو أن السيدة بولي ستكون زوجة مطيعة |
| Ben burada, her zaman iyi ve sadık bir elemandım. | Open Subtitles | لقد كنت عاملاً جيداً و مخلصاً لكم أيها الأوغاد |
| Ben Kralın sadık bir uyruğuyum... ve onun için, ülkem için dua ediyorum. | Open Subtitles | أنا تابع مخلص للملك وأُصلّى لإجله وللمملكة بأسرها |
| - İnsanlar Villefort'un sevecen bir baba,sadık bir evlat ve kanunun dürüst bir hizmetlisi sanıyor | Open Subtitles | العامه يرون فيلافورت كأب محب ابن مخلص الامين الحارس للقانون |
| Niçin sadık bir yardımcı, itaatkar bir adam, emir almağa alışık biri, birdenbire izinsiz olarak değerli bir malı yok etmeyi kendine iş edinsin? | Open Subtitles | لماذا خادم مخلص ورجل مطيع شخص اعتاد تلقي الأمور فجأة يتلقاها من نفسه |
| Hükümette etkili dostları olan sadık bir anti-komünisttir. | Open Subtitles | معادي مخلص للشيوعية مع أصدقاء مؤثرين بالحكومة |
| Nasıl olduysa iyileşip, bana karşı çok sadık bir adam oldu, komik, minik arkadaşım. | Open Subtitles | و بطريقه ما استرد عافيته و صحته و اصبح مخلص جدا لى رفيقى المضحك الصغير الذى تذكرونه |
| Şüphesiz, o size iyi bir eş olacak siz de sadık bir koca. | Open Subtitles | سوف تكون بلا شك زوجة وفية وأنت ستكون زوج مخلص |
| Benim mutluluğum ise bir eş, iki oğul ve sadık bir köpekten oluşan ailemdi. | Open Subtitles | تجلت سعادتي بعائلتي الجميلة المكونة من زوجتي و أولادي الأثنين و كلباَ مخلص |
| O kendi isteğiyle seçilmiş, sadık bir hizmetkar. | Open Subtitles | إنها مجندة جيدة ومريدة شبقة وتابعة مخلصة |
| Altı yüzyıldır vampir boyunun sadık bir askeriydim. | Open Subtitles | طوال ستة قرون، كنت جندية مخلصة لمصاصي الدماء |
| Altı asırdır Vampir klanına sadık bir savaşçıyım. | Open Subtitles | طوال ستة قرون، كنت جندية مخلصة لمصاصي الدماء |
| İyi, dürüst, sadık bir adamsın. | Open Subtitles | وانتَ صالح , ونزيه , ورَجٌل وفيّ |
| Şirket, bir yayıncı ve sadık bir Amerikalı olarak... güvenilirliğimin ve sorumluluğumun altına imza atmıştır. | Open Subtitles | الشركةولتنيالمسئوليةالكاملة... كمذيع وكأمريكي موالي |
| 30 yıl ona sadık bir eş oldum. | Open Subtitles | انا كنت زوجة مطيعة له لمدة ثلاثين عاماً |
| Ben burada, her zaman iyi ve sadık bir elemandım. | Open Subtitles | لقد كنت عاملاً جيداً و مخلصاً لكم أيها الأوغاد |
| Bağışlayın beni Şahım sadık bir asker olarak Babür İmparatorluğu'nun görkemini korumak zorundayım! | Open Subtitles | اعذر وقاحتي أيها الملك ولكن لكوني خادما وفياً سأفعل ما في مصلحت المغول |
| "Almanya'da bile Masurenliler kadar sadık bir yer olduğuna inanmıyorum." | Open Subtitles | انا لا اصدق ان في ارض بألمانيا وفية مثل ماسوريا |
| Bir süreliğine Kutsal Roma Kilisesi'nin sadık bir hizmetkarıyım. | Open Subtitles | بينما أكون خادمًا مخلصًا للكنيسة الرومانية المقدسة |