| Bir de biri onu evinin üzerinde uçarken görüp uzay gemisi sanmış. | Open Subtitles | ورجل رآه يطير حول بيته لكنه ظن أنه مجرد سفينة فضائية رخيصة |
| Biri onu gördüğünü sanmış ama başkası çıktı o da. | Open Subtitles | لا، أحدكم ظن أنه شاهده ولكن تبين أنه شحص آخر |
| Neden olduğu anlaşılıyor çünkü ilk birkaç yıl beni bahçıvan sanmış. | Open Subtitles | ،و هذا يقول الكثير ،لأن تلك السنوات الأولى ظنت أني البستاني |
| İkinci yıldönümümüzdü, unuturum sanmış. | Open Subtitles | كانت الذكرى الثانية لعلاقتنا و ظنت أنني نسيت |
| Karısının kendisini aldattığını sanmış ve kadını 38 defa bıçaklamış. | Open Subtitles | إعتقد أن زوجته كانت تخونه طعنها 38 مرة بسكينة مقوسة |
| Bir kaç defa eve gittim diye annesi ona zarar vereceğimi sanmış. | Open Subtitles | ظنّت أمّها أنّي متشارك مع عصابة لأنّي أتيتُ بضع مرّات |
| O da sen yaptın sanmış. | Open Subtitles | و ظن أنك خدعته عملاؤنا فى مفتشى نيويورك قالوا انه كان مرعوباً و شبه ميت عندما وجدوه |
| Norman, onu bu adam yüzünden başından atacağını sanmış. | Open Subtitles | وقد ظن نورمان انها قد فضلت هذا الرجل عنه |
| Önce onu görememiş, ve odanın boş olduğunu sanmış. | Open Subtitles | في البداية لم يقدر على رؤيته و ظن أن الغرفة خالية |
| İlk başta kamyon veya TIR sanmış, ışıklar o kadar parlakmış ki. Öyle parlak turuncu ışıklar işte. | Open Subtitles | فى البداية ظن أنها شاحنة أو سيارة نقل لأن الضوء كان ساطع كبرتقالى متوهج |
| Rutin peyzaş çalışması-- göletin su seviyesini düşürmüşler, adamlardan biri bir şey gördüğünü sanmış. | Open Subtitles | مسح أرضي اعتيادي قاموا بتخفيض مستوى البركة ظن أحد العمال بأنه قد رأى شيئاً |
| Göğsünde bir kitle olduğunu fark edince kanser olduğunu sanmış! | Open Subtitles | لكن تلك المرأة ظنت أن لديها سرطان كانت لديها كتلة بصدرها ماذا كنت تحاول؟ |
| Atlayacağını sanmış ama meğer adam birini öldürmüş. | Open Subtitles | ظنت أنه يريد الانتحار لكنه كان قد قتل شخصا آخر |
| Asistanım seni sapık sanmış, on kez aramışsın. | Open Subtitles | مساعدتي ظنت أنك مُترصد لقد أتصلت عشر مرات |
| Patronum kanyağın parasını kasaya koymayacağım sanmış. | Open Subtitles | صاحب العمل إعتقد أننى لن أضع ثمنه فى درج النقود |
| "Hatta kal" dediğimde o "telefonu kapat" dediğimi sanmış. | Open Subtitles | لقد إعتقد أنني قلت له أغلق الخط بينما كنت أقول له إبق على الخط |
| Bütün gece süren partiden sonra işe gelmediğini, adama benim söylediğimi sanmış. | Open Subtitles | ظنّت أنّي قلتُ له أنّها لا تأتي بعد الإحتفال طوال الليل. |
| Megan seni o sanmış. Sonunda geri geldiğini sanmış. | Open Subtitles | (ميجان) ظنّتك إيّاه وقد عاد أخيرًا. |
| Bir tanesi de mantar hastalığını vajina uçuğu sanmış. | Open Subtitles | و أخرى عندها مرض تخمري حيث أعتقدت أن لديها حلا ملهبية؟ |
| Acayip sarhoşmuş ve bunun gerçekten eğlenceli olacağını sanmış. | Open Subtitles | كان مخدر للغاية اعتقدت بأنها سوف تكون مزحة رائعة |
| Hutch sonunda kendine gelmiş ve sabah olduğunu sanmış. | Open Subtitles | إستعادَ هاتشُ وعياة في النهايةِ و إعتقدَ بأنّه الصباح التالي |
| Kardeşinizin Aokigahara'ya gittiğini biliyormuş. Sizi bir Yürei sanmış. | Open Subtitles | إنها تعرف أن أختك إلى غابة "أوكيغاهارا" وظنّت أنكِ طيفٌ. |
| Kendi kurallarını koyabileceğini sanmış. | Open Subtitles | أترى, ما كان يعتقده بأنه يستطيع القدوم لهنا ووضع القوانين |
| 145 yıl boyunca Damon benim eski bir kilisenin altındaki bir kabirde olduğumu sanmış. | Open Subtitles | طيلة 145 عامًا، ظنني (دايمُن) في مقبرة أسفل الكنيسة القديمة. |
| Güvende de olabilirmiş, ama Fransızlar onu Alman sanmış. | Open Subtitles | و كان من المفروض ان يكون بأمان بإستثناء ان الفرنسيين ظنوا انه ألماني |
| Rick'i daha derine dalmaya sen zorladın sanmış. | Open Subtitles | اعتقدتْ أنّك أنتَ من أجبر (ريك) على أن يغوص لعمقٍ أطوَل. |