| Farkında mısın, olaylardan birinin bile sanrı olduğu kanıtlanırsa... bütün bu deneyin güvenilirliği sarsılır. | Open Subtitles | تدرك ذلك إذا حتى حدث شيء واحد يثبت لكي يكون هلوسة ثم هذه التجربة بالكامل سيشك بها |
| Kendime, hepsinin kafamın içinde olduğunu söyledim davayla olan duygusal bağlantımın ortaya çıkardığı bir sanrı olduğunu. | Open Subtitles | أخبرت نفسي بأن كل هذا كان برأسي, هلوسة صنعتها العلاقة العاطفيّة للقضيّة. |
| sanrı ve nöbet, temporal lobda sorun olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الهلوسة و النوبات تشير لمشاكل بالفص الزمني |
| Ailelerini katletmeleri gerektiğini düşünmelerine neden olan sanrı,.. | Open Subtitles | على الارجح، الوهم لماذا يحتاجون لقتل اسرهم |
| Tekrar dinleyin. Bir kez sanrı gördü. Neden ameliyat ediyoruz ki? | Open Subtitles | أصيبت بهلوسة مرة لماذا نجري عليها جراحة؟ |
| "sanrı bunlar sevgili dostum." | Open Subtitles | . أوهام يا صديقى العزيز |
| Serebral korteks normal cevap veriyor. sanrı görmüyor. | Open Subtitles | استجابة الطبقة المغطية للمخ سليمة لا تهلوس |
| Görüntüler, sanrı falan. | Open Subtitles | حسناً , رؤى , هلوسات |
| Sadece senin beyninde var olduğum ihtimalini göz önünde bulundurdun mu sanrı olmadan? | Open Subtitles | ..هل فكرت في احتمالية انني ...اعيش فقط في تفكيرك بدون اي هلوسة ؟ |
| LSD ve sanrı yapan maddelerin taklit ettiği. | Open Subtitles | هي مادة تحاكيها المخدرات التي تسبب هلوسة |
| İkinci kez sanrı görmesi kalbi onaramadığımız anlamına gelir. Belki de atladığımız bir şeyler var. | Open Subtitles | هلوسة ثانية تعني أننا لم نصلح قلبها، ربما فاتنا شئ |
| Kalbinde sorun yok. Eğer sanrı görüyorsa, bunun nedeni kalbi değil. | Open Subtitles | قلبها بخير، إن كانت هناك هلوسة فليس لقلبها دور |
| sanrı ve nöbet, temporal lobda sorun olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الهلوسة و النوبات تشير لمشاكل بالفص الزمني |
| Beş dakikalık süreç boyunca, söz yitimine şahit olduk sonracığıma, deri yüzümü vardı, paranoya vardı, etkili sanrı vardı. | Open Subtitles | في غضون خمس دقائق شهدنا القدره على عدم الكلام الهلوسة شديدة الوضوح |
| sanrı ve migren bir arada oldukça nadir görülür. | Open Subtitles | الهلوسة مع الصداع النصفي أمر غريب |
| Ona neredeyse birini öldürtecek olan sanrı onun hayatını kurtardı. | Open Subtitles | الوهم الذي كاد يتسبب بمقتله. هو ما أنقذ حياته |
| Bu tarz bir sanrı beraberinde komplo düşüncelerini de getirir. | Open Subtitles | وهذا النوم من الوهم يترافق مع التفكير بالتآمر. |
| Eğer sanrı görseydi tahmin ettiğimiz, bulduğumuz ve onardığımız kalp sorunu büyük bir tesadüf olurdu. | Open Subtitles | إن كانت أصيبت بهلوسة تكون الأزمة القلبية التي توقعناها و وجدناها و عالجناها مجرد مصادفة كبيرة |
| - Çünkü bunlar sanrı. | Open Subtitles | ـ لأن هذه أوهام |
| Ya da art arda gecelerce nöbette olan ve sanrı gören bir stajyer de olabilir. | Open Subtitles | أو المتدربة الذي يتم على استدعاءها لليالٍ كثيرة ...وهي بالفعل تهلوس |
| Eğer öyleysem, bu sakat bir sanrı. | Open Subtitles | إذا كنت كذلك فهذه هلوسات مملة |
| Beyin dalgalarına göre sanrı görüyor. - Sinir hücreleri ışıldıyor. | Open Subtitles | موجات الدماغ تشير لهلوسة سطحية الأعصاب مضاءة |
| Daha çok sanrı gibi geldi. | Open Subtitles | -بل إنه أشبه بوهم |
| Gördüklerinden emin olamama... hatta sanrı görme. | Open Subtitles | أن يكون غير واثق مما شاهدة،حتى أن يكون واهماً |
| Verandamızda büyük, ıslak bir sanrı bıraktı. | Open Subtitles | ترك وهماً كبيراً في الباب الخلفي |
| Eğer sinir hücrelerini elektrikle uyarırsak oğlunu kandırıp sanrı görmesini sağlayabiliriz. | Open Subtitles | إن حفزنا هذه الخلايا العصبية بمجسات كهربية يمكننا جعل مخ ابنكما يهلوس |
| Bütün gördüklerinin sanrı olmadığında... wsen bile emin değilsin. | Open Subtitles | ...أنت نفسك لا تستطيع تأكيد اذا ما كنت قد رأيته هو مجرد هلاوس أم لا |
| Bilmem. Tek bildiğim, Abby sanrı görmüyor. | Open Subtitles | لا أعرف لكن ما أعرفه أن آبي غير مصابة بالهلوسة |