| Son yarım saat için de bagajla yüklenmiş ağır bir araba buradan geçmiş. | Open Subtitles | عربة محملة بالحقائب الثقيلة قد عبرت من هنا منذ نصف ساعة |
| Son yarım saattir bununla uğraşıyorum. | Open Subtitles | هذا ما كنتت أتعامل معه منذ نصف الساعة الماضية |
| Son yarım saattir seni izliyorum ve fark ettiğim şu... | Open Subtitles | لقد كنت أراقبكم منذ نصف ساعة وهذا ما لاحظته |
| Son yarım saatir Başkan Yardımcıma ulaşamıyorum. | Open Subtitles | لم أستطع الاتصال بنائب الرئيس خلال النصف ساعة الماضية |
| Son yarım saat sürekli işemeyle ilgili rüyalar gördüm. | Open Subtitles | خلال النصف ساعة الماضية راودتني أحلام بالتبول |
| Eğer kıçımızı kaldırıp şehre dönersek şovun Son yarım saatini eminim yakalarız. | Open Subtitles | أراهن أننا لو أسرعنا قد نلحق أخر نصف ساعة من العرض |
| Bilmiyorum. Son yarım saattir birkaç kez. | Open Subtitles | لا أعلم، عدة مرّات في آخر نصف ساعة |
| Büyük aşk, seni Son yarım saatte aşağıladım mı? | Open Subtitles | أيها العاشق الكبير هل أهنتك بأي شكل خلال نصف الساعة الأخيرة؟ |
| - Son yarım saattir kaybolmuş durumdayız. | Open Subtitles | منذ نصف ساعة ونحن تائهون كلياً |
| Her ne kadar bu faili meçhul davalar harika olsalar da. Son yarım saattir bunu okuyorum. | Open Subtitles | رغم روعة قضايا "القاتل الشبح" هذه، لكنني كنتُ أقرأ هذه منذ نصف ساعة. |
| Son yarım saattir Pauly'e yağcılık yapan Turtle konusunda daha çok endişeleniyorum. | Open Subtitles | بل قلق على (تورتل) الذي يتملق لـ(بولي شور) منذ نصف ساعة |
| Büyük olasılıkla Son yarım saat içinde buraya geldi. | Open Subtitles | ربما جاءت لهنا منذ نصف ساعه |
| Sıcaklık Son yarım saatte 20 derece düşmüş olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنّه دنى 20 درجة مئوّية خلال النصف ساعة المُنصرمة. |
| Steve, Wayne Palmer Son yarım saat içinde herhangi bir kontrol noktasından geçti mi? | Open Subtitles | ستيف) هل مرَّ (واين بالمر) من أحد النقاط التفتيش) خلال النصف ساعة الماضية؟ |
| Tamam, tamam, bekle. Charly, seni duymadık Son yarım saatte, | Open Subtitles | حسناً أنتظر , (شارلي) لم نقم بسماعك خلال النصف ساعة الماضية |
| Son yarım saati de bu angut merdivenleri tırmanarak geçirdim! | Open Subtitles | ولقد أمضيت أخر نصف ساعة أصعد هذه الدرجات اللعينة |
| Bence Son yarım saat gayet iyi, gerçi seni ikna edebilir miyim, şüpheliyim. | Open Subtitles | بالرغم من أنني أظن ان أخر نصف ساعة نجحتَ، شككت بأمكانية إعترافي لك بهذا، |
| Bak, dostum, yarım Son yarım saattir Meksiko üzerinde uçuyoruz. | Open Subtitles | إنتهى لقد دخلنا "المكسيك" منذ آخر نصف ساعة |
| Son yarım asrın içersinde bilişim teknolojisinin her çeşidinde sabit dolar bazında yüzde 18 lik büyüme kaydettik. Her yıl iki katı kadar edinebildiğiniz gerçeğine rağmen. | TED | لدينا زيادة 18 في المائة ثابتة من الدولار في كل أشكال تقنية المعلومات خلال نصف القرن الماضي بخلاف أنك تستطيع شراء ضعف الكمية كل عام |