Bu cesedi taşıyorduk ama levazımatçı korkup kaçtı. | Open Subtitles | كنا نحمل هذه الجثة لكن الخشّاب شعر بالخوف وهرب |
Bu cesedi taşıyorduk ama cenazeci korkup kaçtı. | Open Subtitles | كنا نحمل هذه الجثة لكن الخشّاب شعر بالخوف وهرب |
Dün gece uçağımızla nükleer silahlar taşıyorduk. | Open Subtitles | كنا نحمل قنبلتين نوويتين على متن طائرتنا ليلة أمس |
Herkesin ölü yada diri istediği bir adamı taşıyorduk. | Open Subtitles | كنا ننقل رجلاً يريده الجميع، حياً أو ميتاً |
Bir mahkumu taşıyorduk, ...ihtiyacımız olan bir bilgisi olan biriydi. | Open Subtitles | كنا ننقل سجينًا يتكتّم على معلومة احتجناها. |
Bu bizim fırsatımız. Bu ev vidyolarını böyle bir an gelir umuduyla yıllardır yanımızda taşıyorduk. | Open Subtitles | هذه فرصتنا، كنّا نحمل هذه الأفلام المنزلية لسنوات منتظرين لحظة كهذه |
Dün, Dr. Humbert... siz ve ben liseli delikanlılardık... ve liseli kızların kitaplarını taşıyorduk. | Open Subtitles | ...بالأمس يا دكتور همبرت ...أنا و أنت كنا صبيان في المدرسة... و كنا نحمل كتب الفتيات... |
Bir gece caninin birisi için paket taşıyorduk. | Open Subtitles | ليلة واحدة لقد كنا نحمل المال لشخص ما |
Hayır, ucunda ağaç dalıyla hayvan postu taşıyorduk. O kadar uzun süre geçmedi. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} كلا، كنّا نحمل جلود حيوانات مربوطةً بعصا، لم تكُن كلّ تلك المدّة. |
Buğday demetleri taşıyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا نحمل حزم من القمح |
Virüsü hepimiz taşıyorduk. | Open Subtitles | كنا نحمل جميعنا الفيروس |
Bayım, sadece bu direği Sawle'a taşıyorduk. | Open Subtitles | سيدي، نحن فقط نحمل هذه الأخشاب إلى (سول) |
O uçakta çok önemli bir hedef taşıyorduk. | Open Subtitles | كنا ننقل سجين مهم على تلك الرحلة |