| Wendell, koridorda benimle taşak geçen sen miydin? | Open Subtitles | ويندل هل كان هذا أنت تعبث معى فى الصالة؟ |
| Yanlış aileyle taşak geçiyorsun bok çuvalı! | Open Subtitles | أنت تعبث . مع العائلة الخاطئ . أنت قليلا من الهراء |
| Çok taşak, çok yürek, beyin hiç yok! | Open Subtitles | الكثير من الجرأة ، الكثير من القلب ليس الكثير من الدماغ |
| - taşak yalama keşleri. Aynen. - Artık eve gidebilir miyiz? | Open Subtitles | بل انهم ألقوا كل اشيائنا اولئك الحشاشين مصاصي الكرات هل نستطيع الذهاب للبيت الان ؟ |
| Ama taşak büyüklüğündeki bir elmas bile davet edilmeni sağlamaz. | Open Subtitles | بالطبع لا يمكنك شراء دعوة ولو بجوهرة بحجم الخصية |
| ...erkeklerin cinsel organlarıyla taşak geçmekten zevk alırdı. | Open Subtitles | أجل، العبث في الأرجاء بالأعضاء التناسلية الرجالية |
| taşak mı geçiyorsunuz ya? | Open Subtitles | لابد أنك تمازحني هل تعامون أي شيء عن الولادة؟ |
| Kendince bir yere vardığını sanıyorsun ama herif bariz şekilde taşak geçiyor. | Open Subtitles | وأنت تحرز نقاطًا مثل الحمار الذكي بينما هو من الواضح أن يعبث معك. |
| Benimle taşak geçersen seni ve bu hayatta her kimi tanıyorsan hepsini öldürürüm. | Open Subtitles | تعبث معي سوف أقتلك وكل شخص تعرفه في حياتك |
| Bizimle taşak geçiyorsun. Bizimle taşak geçiyor. | Open Subtitles | صديقي , انت تعبث معنا انه يعبث بنا |
| Ben seninle taşak geçtim diye sen de benimle mi geçiyosun? | Open Subtitles | هل انت تعبث معى لأننى عبثت معك ؟ |
| Ve söyleyin bakalım kendini parmaklayan sürtükler hanginizde paranızı geri alacak taşak var? | Open Subtitles | وأخبرونى أياً منكم أيها العاهرات لديه الجرأة لأسترجاع أمواله. |
| "Sende bunu yapacak taşak var mı?" | Open Subtitles | هل لديك الجرأة لمواصلة هذا الامر؟ |
| Bilemiyorum. Pantolonundan aşağı 10 kilo taşak sarkıyormuş gibi koşuyorsun. | Open Subtitles | لا أعلم ، أنت تركض كأن لديك 10 أرطال من الكرات داخل سروالك |
| Veya Lucas veya Damien. Bilirsin, havada bir sürü taşak var, yani... | Open Subtitles | أو لوكاس أو داميان هناك الكثير من الكرات في الهواء في الوقت الحالي |
| Ama ben de taşak kanseriyle ilgili şeyler dinlemek istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً، وأنا لا أرغب في حضور عرض يتحدث عن سرطان الخصية. |
| Bu bir video değil ve taşak kanseriyle de ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا ليس مقطع فيديو و ليس عن سرطان الخصية. |
| Bu insanlarla taşak gecebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقدين بانك تستطيعين العبث مع هؤلاء الناس؟ |
| Adam konuşurken onu dinle ve sakın sana bir şeyin fiyatını söylediğinde "taşak geçiyor olmalısın." deme. | Open Subtitles | استمع اليه اثناء حديثه ولا تقل له: "أنت بالفعل تمازحني" |
| Bana kıçıyla gülmeyi kestikten sonra birinin benimle taşak geçiyor olabileceğini söyledi. | Open Subtitles | لذا بعد ما انتهى من الضحك هو وضّح أنه لا بد من أن شخصاُ كان يعبث معي. |
| Ya ondan ya da sende o taşak yoktur. Ne? | Open Subtitles | -إما إنه لا يُزعجُكَ أو ليس لديكَ خصيتين |
| Gözlerimin içine bak. Bu son şansın. Burada taşak geçmiyorum. | Open Subtitles | إنظر إليّ،هذه آخر فرصة لك،أنا لا أمزح معك هنا |
| taşak geçmiyorum adamım, neredeyse yedi metre boyunda olmalı! | Open Subtitles | لا أمازحك يا رجل لا بد أن طوله لا يقل عن سبعة أقدام |
| Bir taşak her zaman diğerinden büyüktür. | Open Subtitles | دائماَ أحد الخصيتين أكبر من الأخرى |
| Banka falan soyamaz, bu herifte öyle taşak nerede... | Open Subtitles | لن يتمكن من سرقة البنك لا يملك الجرأه لذلك |
| taşak mı geçiyorsun benimle? | Open Subtitles | لا بد أنك تمزح معي أهذا اللعين ؟ |
| taşak mı geçiyor musun benimle? | Open Subtitles | هل أنت تمزح معى بحق الجحيم يارجل ؟ |
| taşak tekmelemece? | Open Subtitles | أتريدين أن تلعبي "روشامبو"؟ *"لعبة "حجر، ورقة، مقص* |