| Seni uyarıyorum intikam alma yeteneği olan tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | أنا أحذرك , لست وحدك من يمتلك القدرة على الإنتقام . |
| Bir "bipleyen bop sinyali "ni takip edebilen tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لست وحدك من يستطيع أن يتتبع الإشارات |
| Evet. Küçük ayrıntılarla ilgilenen tek kişi sen değilsin, Poirot. | Open Subtitles | نعم, انك لست الوحيد الذى تعرف التفاصيل يا بوارو |
| Bu berbat detaylarla uğraşan tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | كما تعلم , انت الوحيد الذي لديه تفاصيل مقرفة |
| Konuşmaya istekli olan tek kişi sen olduğuna göre liderlerinin sen olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | أترى، انا افكر بأنه أنت الوحيد الذي يتكلم والذي يعني أنك القائد |
| Önemli değil. Bu şekilde düşünen tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لست أنت الوحيدة التي تفكرين هكذا |
| Mutlu anılarını kaybeden tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | ولستِ وحدكِ من فقدت ذكرياتها السعيدة |
| Böyle sürpriz, garip ziyaretleri, yapabilen tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | .. لستَ الوحيد الذي يستطيع التخطيط لزيارة مُفاجئة غريبة |
| Birinin hayatlarına girip düzenini mahvettiği tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لستِ الوحيدة التي قابلت شخصاً قلب حياتها رأساً على عقب |
| Bu durumda olan tek kişi sen olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنكِ الشخص الوحيد الذي واجه هذا الأمر ؟ |
| Bunun zorluğunu çeken tek kişi sen misin? | Open Subtitles | هل تعتقد أنك الوحيد الذي مررت بأمور صعبة ؟ |
| Burada en iyi olduğunu düşünen tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لست الوحيد هنا الذي يضن أنه يستطيع القضاء عليه |
| Çünkü, arkadaşım, onu teşhis edebilecek tek kişi sen olabilirsin. | Open Subtitles | لأنّك قد تكون الوحيد الذي بإمكانه التعرّف عليه يا صديقي. |
| Arayan tek kişi sen değilsin biliyorsun. | Open Subtitles | لست وحدك من تبحثين أتدرين هذا؟ |
| Bir şeyler gören tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لستّ وحدك من تأتيه الرؤى |
| Planı olan tek kişi sen değilsin, Crusoe. | Open Subtitles | لستَ وحدك من لديه خطط، (كروسو) |
| Bir dakika. Yapamayacak tek kişi sen misin? | Open Subtitles | إنتظر لحظة أنت الشخص الوحيد الذى لا يمكنة ذلك ؟ |
| Bu herifin yakalanması için hayatının büyük bölümünü bu işe adayan tek kişi sen değilsin! | Open Subtitles | لست الوحيد الذى تخلى عن حياته لإدخال هذا الرجل للسجن |
| Gece gündüz takip ettiği tek kişi sen değilmişsin. | Open Subtitles | لذا لست انت الوحيد الذي تلاحقه ليلا ونهارا |
| Ben'in en iyi arkadaşı olduğun için ve kızı gören tek kişi sen olduğun için... | Open Subtitles | إعتقدت أنك صديقة المفضل و انت الوحيد الذي رأها فى الحقيقة |
| İçlerinde özgürlüğüne kavuşturmak istediğim tek kişi sen oldun. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي أردتُ إطلاق سراحه |
| Sonu gören tek kişi sen olmana rağmen yaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي شهدت النهاية ونجوت. |
| İçlerinden, benden silah isteyen tek kişi sen oldun. | Open Subtitles | أنت الوحيدة التي سألتني عن مسدس |
| Zarar vermediğim tek kişi sen olduğun için. | Open Subtitles | ...ﻷنك أنت الوحيدة التي لم أقم بأذيتها |
| Ne biliyor musun? Burada yalnız acı çeken tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لست وحدكِ من تعانين هنا |
| - Yalan söyleyebilen tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لستَ الوحيد الذي يستطيع ان يكذب انتظري. |
| Buna kanan tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | أعني، لستِ الوحيدة التي صدّقت الأمر، حسناً؟ |
| Birilerini kaybetmiş tek kişi sen misin sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين أنكِ الشخص الوحيد الذي قد فقد شخصاً ما؟ |
| Sahte belge hazırlamayı bilen tek kişi sen misin sanıyorsun? Peki yanında... | Open Subtitles | أتعتقد أنك الوحيد الذي تستطيع تزوير المستندات؟ |
| Entel dantel yönü olan tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لستَ الوحيد هنا الذي لديه جانب فني |
| Bundan daha iyisini yapman gerekecek, çünkü Padme'nin akşam yemeği kötü geçerse, kızacağı tek kişi sen olmayacaksın. | Open Subtitles | سوف يتحتم عليك ان تفعل افضل من هذا لانه اذا كان عشاء بادمي كارثة لانك لن تكون الوحيد الذي سوف تجن منه |