| Çünkü biliyorum ki, tekerleği daha çok aerodinamiğe yakınlaştırılması gerekli. | TED | لانهم يريدون ان تنخرط العجلة في الديناميكية الهوائية اكثر |
| Elliot Ateştaş ile evlenmeliydin, şu tekerleği icat eden adamla. | Open Subtitles | لقد كان بإمكانك ان تتزوجي إليوت فايرستون الرجل الذي اخترع العجلة |
| Mesela bir keresinde ön tekerleği büyük aptal eski bir bisikletle yarış yapıyorduk. | Open Subtitles | ،مثل تلك المرة ، كنت أتسابق مع راكب دراجة قديمة تلك النوع ذي العجلة الأمامية الضخمة |
| Bu dünyada oynayacak bir tekerleği bile olmayan çocuklar var. | Open Subtitles | هناك أطفال في العالم لديهم أقل من إطار ليلعبوا به |
| Farkına vardım ki, birey olarak, sonsuz değiliz, fakat aile olarak, devam edip giden bir döngüyüz -- bir çeşit hayat tekerleği. | TED | وقد صعقني أننا، كأفراد، نحنُ محدودون، ولكن كعائلة، نحن في دورة مستمرة، نوع من عجلة حياة. |
| tekerleği tamir ettirdikten sonra kazı alanına döndük. | Open Subtitles | لقد عُدنا بعد إصلاح الإطار وكنا في موقع الحفر |
| Burada oturup tekerleği yeniden keşfedeceğini mi sanıyorsun? Lütfen. | Open Subtitles | هل تعتقد أنك ستجلس الليلة هنا وتدير العجلة أرجوك |
| Hadi canım, o eski tekerleği bundan bin kat daha sarhoşken idare etmiştir. | Open Subtitles | سمعت بأنّه كان يشرب. تباً، لقد شغّل تلك العجلة القديمة ألف مرة، ثملاً وواعياً. |
| Peter tekerleği şehirdekilere göstermek, ama kimse tekerlek istememek. | Open Subtitles | عرض بيتر عجلة للناس في المدينة، ولكن لا أحد يريد العجلة. |
| İnsanlar Peter tekerleği almak istemek, seksi karım sayesinde. | Open Subtitles | الناس يريدون بفضل بيتر العجلة لزوجة جنسي. |
| Lanet olası tekerleği yeniden icat etmeden önce temelleri öğrensen daha iyi edersin. | Open Subtitles | لعله يجدر بك تعلّم الأساسيّات قبل أن تعيدي اختراع العجلة اللعينة |
| Şimdi, tekerleği kaldırmak için iki güçlü adam istiyorum ve şehirdeki en iyi iki okçu. | Open Subtitles | الآن، أحتاج إلى رجلان قويان لرفع العجلة وأفضل رجلين رامين في المقاطعة |
| Sevgilimin erkek arkadaşı benim gizli eski sevgilimdi, ve bu üçüncü tekerleği ilişkimden nasıl çıkaracağımdan emin değildim. | Open Subtitles | صديق خليلي كان خليلي السري السابق ولم أكن أعرف كيف أزيل العجلة الثالثة من علاقتي |
| Akabinde daha tekerleği bile yeni icat etmiş bir medeniyet okyanusun içinden yükselen bir yıldız gemisini görmüşler. | Open Subtitles | بعدما شهدت حضارة بالكاد اخترعت العجلة سفينة فضائية تصعد من قاع المحيط |
| Akabinde daha tekerleği bile yeni icat etmiş bir medeniyet okyanusun içinden yükselen bir yıldız gemisini görmüşler. | Open Subtitles | بعدما شهدت حضارة بالكاد اخترعت العجلة سفينة فضائية تصعد من قاع المحيط |
| Vücudumdaki her bir damar bana tekerleği yeniden icat etmeye kalkarsak elimize kare bir tekerlek geçeceğini söylüyor. | Open Subtitles | وكل شيء بداخي يخبرني إننا إن حاولنا أختراع العجلة هنا سينتهي بنا الأمر بعجلة مربعة |
| Derim ki, bence bu senin tekerleği değiştiriş şeklin. Ama ben ne bilirim ki? Ben sadece bir bebeğim! | Open Subtitles | أنا أقول ، أن بهذه الأداة تغير إطار سيارة لكن ماذا أنا أعرف ، أنا مجرد طفل |
| Üzgünüm, tekerleği değiştirip hemen gidiyoruz. | Open Subtitles | معذرة عن هذا , إننا فقط نفحص إطار وسنرحل من هنا |
| O kolunu da vagon tekerleği değiştirken kaybetmiş. | Open Subtitles | كــان يغير عجلة عربــة و قطـع فــأس ذراعه الأيسر |
| Aptalca şeyler yaptığım zaman da, sol bileğime doğru tekerleği ittiren gezginlerin çevresini sardığı külüstür bir arabanın altında kalmış buluyorum kendimi. | Open Subtitles | ولمّا أرتكب الحماقات، ينتهي بي المطاف محتميًّا تحت سيّارة صدئة محاط بالسائرون الذين ضغطوا الإطار الخلفيّ على كاحلي. |
| Sabitlemek için tekerleği platforma koyacağım, suyu bölmelere yönlendirip çarkı yeteri hızda döndürmek için de yatak yapacağım. | Open Subtitles | ضع الدولاب على الرصيف ليتوازن، ثم يكون لدينا سباق لتحويل الماء داخل الدلاء |
| Kelimenin tam anlamıyla tekerleği yeniden | TED | يمكن القول حرفياً اننا أعدنا إختراع العجلات هنا |
| Çok dikkat çekiciydi, çünkü bir tekerleği kaldırımın üzerindeydi. | Open Subtitles | كانت لافتة للنظر جدا لأن إحدى عجلاتها كانت فوق الرصيف |
| Her türlü şeyin icadına başladı-- bazı materyallerle bisiklet tekerleği kullanarak santrifüjü buldu. | TED | وقام بصناعة كل ما تتطلبه الوثيقة الرسمية كانت بعض من المواد التي صنعها تعتمد على عجلات الدراجات الهوائية |
| Kayalık bir arazide yokuş aşağı gidiyorduk, ve Alex'in ön tekerleği buradaki yarıklardan birine takıldı. | TED | كنا في طريقنا الى تلة في منطقة صخرية وحدث للعجلة الامامية لدراجة اليكس الهوائية ان حُصرت في صدع من الصدوع المنتشرة |