| Yani, yapış yapış turtaları, berbat şarapları ve dansederken gerçekten terör estirenleriyle kaba saba bir taşra toplantısında sergilendiğine aldanmayın. | Open Subtitles | وليس لأنها تمارس في هذه المناسبة الريفيةِ الخشنةِ مع فطائر معجنة وماديرا سيئة |
| Ev yapımı turtaları da unutmayın, eve giderken götürmek isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | و لا تنسى، هناك فطائر منزلية الصنع أيضا إن أردت أن تحملها معك إلى المنزل |
| İntihar turtaları yaparak ne elde etmeye çalışıyordun? | Open Subtitles | ما الذي كنت تفعلينه بصنع فطائر الانتحار؟ |
| İngiliz turtaları dünyaca ünlüdür. | Open Subtitles | الفطائر الإنكليزية أصبحت مشهورة حول العالم |
| Hayır. Bunlar sadece, beyaz turtaları. | Open Subtitles | لا، هذه الفطائر خاصة بأصحاب البشرة البيضاء |
| Muhtemelen diğer zaman çizgilerinde turtaları yanmamıştır. | Open Subtitles | فطائرها لم تحترق على الأرجح في خطوط الأحداث الأخرى |
| Kupa Valesi, almış o turtaları uzaklara kaçırmış." | Open Subtitles | ولد القلوب سرق هذه الكعكات وأخذهم بعيداَ جدا" |
| Verdiğiniz paraya değer. Eskimo turtaları. | Open Subtitles | من هنا تكسب نقودك فطائر الإسكيمو |
| Elmalı turtaları olmadan da yaşayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع العيش بدون فطائر التفاح |
| Kalabalık. Güzel turtaları var. Sorun ne? | Open Subtitles | .مزدحمة حسناً لديهم فطائر رائعة |
| "Laverne'nin turtaları, Lastik de tamir edilir"e mi? Evet. | Open Subtitles | تَعْني، "فطائر لافيرن، ثَبّتتْ الإطاراتُ أيضاً "؟ |
| Taze turtalar! Bu sabahın turtaları. | Open Subtitles | فطائر اليوم الطازجة طازجة هذا الصباح |
| Bak bakalım turtaları var mı? | Open Subtitles | سله ان كان هناك فطائر |
| Herkes her iki restorandaki tüm turtaları denemeli. | Open Subtitles | على الجميع تجربه جميع الفطائر من كلا المطعمان |
| turtaları ikiniz paylaşabilirsiniz. | Open Subtitles | انتما الاثنان يمكنكما مشاركة الفطائر معاً |
| Hep pencere pervazımdaki turtaları çalmaya çalışırdı. | Open Subtitles | و كان دائماً يحاول أن يسرق الفطائر من على حافة نافذتي. |
| Bu turtaları yapmamı siz söylediniz. | Open Subtitles | أنتَ أخبرتني أن أعِدّ لك هذه الفطائر. |
| Ben Joey'e gidip turtaları getireceğim. | Open Subtitles | أنا gonna الذهاب إلى جوي والحصول على الفطائر. |
| Muhtemelen diğer zaman çizgilerinde turtaları yanmamıştır. | Open Subtitles | فطائرها لم تحترق على الأرجح في خطوط الأحداث الأخرى |
| Arkadaşlarım hep turtaları için kavga eder de. | Open Subtitles | أصدقائي يتقاتلون من أجل فطائرها دائماً |
| Sepetinde bu pasif saldırgan turtaları getirmek hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | عن طريق إحضار تلك الكعكات العدائيه |