| Bu vakaların sakinleri sarsıntının şiddetiyle yakından ilişkilendirildiler. | TED | ويرتبط السبب وراء هذه الحالات بصورة وثيقة مع شدة الهزة الأرضية. |
| Gittiğim vakaların büyük çoğunluğu kendi istekleriyle gelmemişti. | TED | معظم الحالات التي راعيتها سُميّت بغير التطوعية. |
| Benzer gibi görünen bütün vakaların farklı faktörlerle ilgileri vardır. | Open Subtitles | آجل ، هناك العديد من العوامل المشتركة التي تبدو أنها متماثلة في جميع الحالات |
| Bu vakaların birçoğu gazetede tek bir kez bile çıkmadı. | TED | غالبية هذه القضايا لم تظهر في الصحف ولو مرة واحدة. |
| - Bu vakaların arasında bebek ile alakalı olan varmı? | Open Subtitles | هل يوجد واحدة منها هذه القضايا تتضمن طفل رضيع ؟ |
| Bu vakaların yüzde doksan dokuzu ölümcül baş yaralanmaları oluyor. | Open Subtitles | 99 إلى 100 بالمئة من تلك الحالات إصابات دماغية تنتهي بحالة مميتة |
| Elbette, tarihteki vakaların çoğunda, bunlar doğru değildir. | Open Subtitles | طبعا, في الغالبية العظمى من الحالات, تاريخيا , هذه الأشياء ليست صحيحة. |
| Eğer varsa hangi vakaların gerçek olduğunu bulmamıza yardım edin. | Open Subtitles | ساعدونا على معرفة اي من الحالات حقيقية, ان وجدت |
| Kayıtlara geçen vakaların tümü Seatlle bölgesinde olmuş | Open Subtitles | الحالات الموثقة الوحيدة توجد في منطقة سياتل فقط |
| İncelediğimiz vakaların yüzden kaçının kabul edildiğini ve yüzde kaçının reddedildiğini görüyorduk. | Open Subtitles | عن كل الحالات التى راجعناها ونسبة الموافقة ونسبة الرفض ونسبتنا الفعلية معدل الرفض |
| Beş günde bir gelen vakaların çoğu, eşcinsel topluluğunda gerçekleşiyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | معظم الحالات الجديدة تصل إلى 5 في اليوم تبدو وكأنها مستقرة في مجتمع الشواذ |
| Tipik vakaların hepsini burda bulabilirsin. | Open Subtitles | سوف تجدنا جيدون في التجهيز مع الحالات المعتادة |
| vakaların çoğunda hastalar hareket ve konuşma becerisini tamamen geri kazandı. | Open Subtitles | في معظم الحالات المرضى استعادو كلياً مهاراتهم الحركية والنطق |
| Saptanan vakaların 12'sinin de yaşları, geçmişleri ve meslekleri farklı. | Open Subtitles | الحالات الـ12 المُبلغ عنها يختلفون في العمر والظروف والمهنة |
| Yok öyle bir şey. Diğeri ise, UGA'nın iki amacı var, savunma konusunda oldukça önyargılıyız, vakaların büyük bir çoğunluğunda bulduğumuz güvenlik açıklarını o ürünleri üretmek ve geliştirmekle sorumlu kişilere tebliğ ederiz. | TED | والامر الاخر هو الوكاله لديها المهمتان, ونحن نميل بشده للجانب الدفاعي, وفي الواقع, نقاط الضعف التي نجدها في الغالبيه العظمى من الحالات, نقوم باخبار الاشخاص المسؤولين عن تصنيع و تطوير هذه المنتجات. |
| Bu vakaların ortak yanı, kurbanların sonlarını getirecek dış bir güç olduğuna mutlak surette inanmalarıydı ve de savaşmak için güçsüz olduklarına. | TED | والعامل المشترك بين كل هذه الحالات كان هو إيمان راسخ من الضحايا أن هناك قوة خارجية يمكنها التسبب بقتلهم، وأنه لا حول لهم على مجابهتها. |
| - vakaların sadece %30'unda vardır. - Hiçbir şeyi ispat etmez. | Open Subtitles | -يكون غير طبيعي في ثلاثين بالمئة من الحالات |
| Öyle de olsa böyle vakaların doğru kanallardan geçmesi gerek, eğer bizim tecrübemize ihtiyaç duyulursa da... | Open Subtitles | ورغم ذلك هناك خطوات يجب ان تمر عبرها هذه القضايا وان كانت خبرتنا المحددة هي المطلوبة |
| Panayır başlamadan tüm vakaların aydınlatılması gerekiyor. | Open Subtitles | ' يجب ان نحل جميع القضايا ' ' قبل ان يبدء المعرض ' |
| Eskiden çözülmemiş vakaların dosyalarını masanın köşesinde aynı dosya içinde saklardın. | Open Subtitles | أنت معتاد على وضع القضايا التي لم تحل بملف واحد في الزاوية لمكتبتك |
| Beni tanırsın. Ben ümitsiz vakaların efendisiyim. | Open Subtitles | حسناً ، أنت تعرفيني أنا القديس الشفيع في القضايا الخاسرة |