Ve bu konuda fazla suçlu hissetmiyorum. | Open Subtitles | على اى حال انا لا اشعر بذنب تجاه ذلك |
Ve bu konuda fazla suçlu hissetmiyorum. | Open Subtitles | على اى حال انا لا اشعر بذنب تجاه ذلك |
Hiç düşünmeden, onlara meydan okuyan Ve bu konuda gerçekten ciddi olup olmadıklarına değinen birkaç tweet attım. | TED | بدون تفكير، أطلقت مجموعة من التغريدات، بتحديهم وقول إن كانوا جادين في هذا الأمر. |
Şey, öyle düşünsen de düşünmesen de kararlarına saygı duymam gerekiyor, kim olduğuna saygı duymam gerekiyor Ve bu konuda çok aptalca davrandım. | Open Subtitles | حسناً بطريقة أو أخرى فلابد أن أحترم اختياركِ وكينونتكِ لقد كنت غبياً في تعامل مع هذا الأمر |
Kaldıramayacağını düşündüler Ve bu konuda tek kelime etmememi istediler. | Open Subtitles | ظنوا أنك لا تستطيعين تقبل الأمر وتوسلا إليّ ألا افضحهما |
Bu sahiden kafama dank etti Ve bu konuda bir şeyler yapmak istedim. | TED | لقد صدمني ذلك، ورغبت في أن أفعل شيئًا حياله. |
Ve birçok tasarımcı bu aralar ölüm ve yas tutma fikri üzerinde çalışıyor Ve bu konuda yeni teknolojilerle ne yapabilecegimiz konusunda. | TED | والعديد من المصممين قد بدؤوا العمل على فكرة الموت و الحداد وماذا نستطيع أن نفعل حيالها بوجود التكتولوجيا الحديثة |
Ve bu ülkedeki insanlar bunu önemseyinceye Ve bu konuda bir şeyler yapıncaya kadar daha hangi bedel ödenecek? | Open Subtitles | وما الذى يتطلبه الأمر حتى يهتم أهل هذه البلد و يفعلون شيئا تجاه هذا الأمر |
Ve bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yokken? Evet. | Open Subtitles | هذا الأمر الذي لا أملك أي شيء أفعله حياله ؟ |
Ama şimdi gitti Ve bu konuda yapabileceğimiz birşey yok. | Open Subtitles | ولكنه ميت الآن .ولا نستطيع أن نفعل شئ حيال هذا الأمر |
Ve bu konuda bir şey yapamam. | Open Subtitles | و لا يمكنني القيام بأي شيء حيال هذا الأمر |
Kaldıramayacağını düşündüler Ve bu konuda tek kelime etmememi istediler. | Open Subtitles | ظنوا أنك لا تستطيعين تقبل الأمر وتوسلا إليّ ألا افضحهما |
Tamam o zaman, haydi bardan çıkalım Ve bu konuda bir endişen kalmasın. | Open Subtitles | إذاً، فلنخرُج من هاته الحانة و لن يبقى لك شيءٌ لتقلقي حياله |
Ve bu konuda yapabileceğimiz neredeyse hiçbir şey yok. Bir cetvel alıp ölçmeye başlamaktan başka. | TED | ولا يوجد تقريباً أي شئ يمكننا فعله حيالها. بصرف النظر عن أخذ مسطرة وبداية قياسها. |
Ayak Klanı hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışıyordum Ve bu konuda hiçbir bilgin olmadığını düşünmemiştim. | Open Subtitles | أظن أنك تعلم مقدار ما أعلم عن هذه العصابة ولا أظن أنك تفعل شيء حيالها |