Mezun olduğunda baronun karakter ve uyum testlerini geçmelisin. | Open Subtitles | عندما تتخرجين ستواجهين لجنة النقابة لاجتياز اختبار النزاهة واللياقة |
Baronun karakter ve uyum testlerinden geçme şansım hakkındaki düşüncenizi merak ediyorum. | Open Subtitles | أريد معرفة ما تعتقده عن فرصي في اجتياز اختبار النزاهة واللياقة لنقابة المحامين |
Diyelim ki, birlikte, karmaşık geçmişleriyle barış ve uyum içinde yaşıyorlar ve kendi sorunlarını akıllı birer yetişkin gibi çözüyorlar. | Open Subtitles | دعونا نقول ماضي معقد يعيشون معا بسلام و تناغم و يحلون مشاكلهم كالكبار العقلاء |
Bir kez o güven kurulduğu zaman, dünyaya, Lübnan'ın ve Lübnanlıların gerçek renklerini barış ve uyum içinde yaşama arzusunu göstermek için herkes maratonun bir parçası olmayı istiyordu. | TED | حينما تأسست تلك الثقة، الجميع أراد أن يكون جزء من الماراثون ليريوا العالم حقيقة لبنان و اللبنانين و رغبتهم بأن يعيشوا بسلام و تناغم. |
Bu yüzden, ilerleme ve uyum bakımından sizin bakış açınıza ödün vermek istiyorum. | Open Subtitles | من المثير هذا التقدم و الانسجام أننى سوف أذعن لوجهة نظرك |
Belki de kibarlığı bizlere şunu hatırlatabilir, barış ve uyum insanoğlunun hayatta kalması için gerekli. | Open Subtitles | ربما طرقه الجميلة في تعليمنا, و تذكيرنا أن السلام و الانسجام ضروري لبقاء الجنس البشري |
Bu durum onun, aşırı duygusal çizdiği, ve burada ki herşeyin güzel olduğu, ve evrenin bir denge ve uyum içinde olduğu manzaraya uymuyordu. | Open Subtitles | وهدا لا يتناسب اطلاقا مع رؤيته المثالية بحيث ان كل مايجري هو جيد والكون هو في توازن وتناسق |
Ancak zamanla; takım, yürütme ve uyum yeteneğinin fikirden çok daha önemli olabileceğini kavradım. | TED | و لكن مع مرور الوقت وصلت بتفكيري الي أن ربما الفريق ، التنفيذ و القدرة علي التكيف هذه الأشياء تعد اهم من الفكرة نفسها. |
Hepimiz hayatımızda gelişmeye ve uyum sağlamaya, sebep olacak değişikliği başlatabilecek güce sahibiz. | TED | جميعنا لدينا القوة في بدأ التغيير في حياتنا في التطور والتكيف |
Barış ve uyum içinde | Open Subtitles | سلام و تناغم . واحد |
Denge ve uyum işi, değil mi? | Open Subtitles | إنها مسألة توازن، أليس كذلك ؟ وتناسق |
Ve bu aslında petrol fiyatının yükselişiyle küresel ısınma zorluklarına dürüst bir şekilde bakmak, yaratıcılık ve uyum yeteneğiyle cevap vermek ve ihtiyacımız olan hayalgücüyle ilgilidir. | TED | وهذا يعني النظر مباشرة إلى التحديات الناتجة عن ذروة إستخدام النفط و أيضا التغير المناخي، و الاستجابة لهذه التحديات بنوع من العبقرية و نوع من التكيف و القدرة على التصور و الإدراك اللاتي نحن حقا بحاجة اليها. |
Yani, yine, dönüşüm ve uyum sağlama en önemli insan becerileridir. | TED | وبهذا فالتحول والتكيف من أكبر المهارات البشرية |
Fukuyama çok sofistike bir mesaj veriyordu ama Batı'nın bu yazıdan tek anladığı, biz, liberal demokrasiler biz başarılı olduk, değişmemize gerek yok, uyum sağlamamıza gerek yok sadece dünyanın geri kalanının değişmesi ve uyum sağlaması gerek. | TED | الان، فوكوياما يفسر رسالة متطورة جدا لكن كل ما سمعته الغرب من هذا المقال كان نحن الديمقراطيين الليبراليين نحن نجحنا لسنا بحاجة للتغير لسنا بحاجة للتكيف باقي العالم هم فقط من يحتاج للتغير والتكيف |