| Seni öldürebilirler, ve asla öğrenemem. Sana zarar verebilirler. Nasıl öğreneceğim? | Open Subtitles | يمكنهم أن يقتلوك ولن أعرف أبداً يمكنهم أن يعتدوا عليك ، كيف سأعرف؟ |
| Seni öldürebilirler, ve asla öğrenemem. Sana zarar verebilirler. Nasıl öğreneceğim? | Open Subtitles | يمكنهم أن يقتلوك ولن أعرف أبداً يمكنهم أن يعتدوا عليك ، كيف سأعرف؟ |
| Böylece sandık başına geldiklerinde makul kararlar verebilirler. | Open Subtitles | لذا يمكنهم أن يتّخذوا قرار مقنع في حجرة الإنتخابات |
| Kaptanlar kendileri karar verebilirler. | Open Subtitles | القادة حاضرون، باستطاعتهم الاجابة بنفسهم |
| Kaptanlar kendileri karar verebilirler. | Open Subtitles | القادة حاضرون، باستطاعتهم الاجابة بنفسهم |
| Gazetelere gidersek, Ann'e daha fazla zarar verebilirler. Ya da bebeğe. | Open Subtitles | إذا أخبرنا الصحافه قد يُؤذوا "آن" أكثر أو قد يُؤذوا طفلتها |
| Ve sinsilik yapmak isteyen gavatlar işlerine elveda öpücüğü verebilirler. | Open Subtitles | وأولئك الذين يريدون أن يكونوا ملاعين بإمكانهم أن يودعوا وظائفهم |
| Balayında bunu tartışıp daha makul bir şekilde karar verebilirler. | Open Subtitles | بعدها يمكنهم أن يناقشوا ذلك في شهر العسل و يقرروا بشكل معقولٍ أكثر |
| Masa başı işinde terfi verebilirler. | Open Subtitles | ما زال يمكنهم أن يرقوه ويبقى يعمل عمل مكتبي |
| Bu seçimden sonra insanlar Kongre aracılığı ile politikalarımın sürdürülüp sürdürülmeyeceğine karar verebilirler. | Open Subtitles | و بعد ذلك الناس من خلال صوت الكونغرس الجديد يمكنهم أن يقرروا ما إذ كانوا يريدون الأحتفاظ بسياساتي المتبعة |
| Beni değiştirmeye kalkarlarsa bu yolda can verebilirler. | Open Subtitles | انهم يريدون مني أن أنحني، يمكنهم أن يموتوا محاولين |
| Yetişkin adamlar Michael kendileri karar verebilirler. | Open Subtitles | إنهم ناضجون يا (مايكل) يمكنهم أن يقرروا بأنفسهم |
| Ne verebilirler ki? | Open Subtitles | مالذي يمكنهم أن يعرضوه؟ |
| Varlıklarında yaşayabilirler. Varlıklarını kiraya verebilirler. | Open Subtitles | باستطاعتهم المعيشة فى ممتلكاتهم و باستطاعتهم تأجيرها |
| Lanet kelimesini duymamalılar ama babamı ateşe verebilirler. | Open Subtitles | لا يمكنهم سماع كلمة ملعون لكن باستطاعتهم اضرام النار بأبي |
| Olmaz. Gazetelere gidersek, Ann'e daha fazla zarar verebilirler. | Open Subtitles | إذا أخبرنا الصحافه قد يُؤذوا "آن" أكثر أو قد يُؤذوا طفلتها |
| Bana haftasonu cezası verebilirler. Yine de ayakkabılarını cilalamayacağım! | Open Subtitles | بإمكانهم أن يحتجزوني في الاجازة الأسبوعية، لكني مازلتُ مُصراً على عدم القيام بتلميع أحذيتهم |
| Onlar senin gibi değil. – Bize zarar verebilirler. | Open Subtitles | إنّهم ليسوا مثلك بإمكانهم أن يُلحقوا بنا الأذى |