"verebilirler" - Translation from Turkish to Arabic

    • يمكنهم أن
        
    • باستطاعتهم
        
    • يُؤذوا
        
    • بإمكانهم أن
        
    Seni öldürebilirler, ve asla öğrenemem. Sana zarar verebilirler. Nasıl öğreneceğim? Open Subtitles يمكنهم أن يقتلوك ولن أعرف أبداً يمكنهم أن يعتدوا عليك ، كيف سأعرف؟
    Seni öldürebilirler, ve asla öğrenemem. Sana zarar verebilirler. Nasıl öğreneceğim? Open Subtitles يمكنهم أن يقتلوك ولن أعرف أبداً يمكنهم أن يعتدوا عليك ، كيف سأعرف؟
    Böylece sandık başına geldiklerinde makul kararlar verebilirler. Open Subtitles لذا يمكنهم أن يتّخذوا قرار مقنع في حجرة الإنتخابات
    Kaptanlar kendileri karar verebilirler. Open Subtitles القادة حاضرون، باستطاعتهم الاجابة بنفسهم
    Kaptanlar kendileri karar verebilirler. Open Subtitles القادة حاضرون، باستطاعتهم الاجابة بنفسهم
    Gazetelere gidersek, Ann'e daha fazla zarar verebilirler. Ya da bebeğe. Open Subtitles إذا أخبرنا الصحافه قد يُؤذوا "آن" أكثر أو قد يُؤذوا طفلتها
    Ve sinsilik yapmak isteyen gavatlar işlerine elveda öpücüğü verebilirler. Open Subtitles وأولئك الذين يريدون أن يكونوا ملاعين بإمكانهم أن يودعوا وظائفهم
    Balayında bunu tartışıp daha makul bir şekilde karar verebilirler. Open Subtitles بعدها يمكنهم أن يناقشوا ذلك في شهر العسل و يقرروا بشكل معقولٍ أكثر
    Masa başı işinde terfi verebilirler. Open Subtitles ما زال يمكنهم أن يرقوه ويبقى يعمل عمل مكتبي
    Bu seçimden sonra insanlar Kongre aracılığı ile politikalarımın sürdürülüp sürdürülmeyeceğine karar verebilirler. Open Subtitles و بعد ذلك الناس من خلال صوت الكونغرس الجديد يمكنهم أن يقرروا ما إذ كانوا يريدون الأحتفاظ بسياساتي المتبعة
    Beni değiştirmeye kalkarlarsa bu yolda can verebilirler. Open Subtitles انهم يريدون مني أن أنحني، يمكنهم أن يموتوا محاولين
    Yetişkin adamlar Michael kendileri karar verebilirler. Open Subtitles إنهم ناضجون يا (مايكل) يمكنهم أن يقرروا بأنفسهم
    Ne verebilirler ki? Open Subtitles مالذي يمكنهم أن يعرضوه؟
    Varlıklarında yaşayabilirler. Varlıklarını kiraya verebilirler. Open Subtitles باستطاعتهم المعيشة فى ممتلكاتهم و باستطاعتهم تأجيرها
    Lanet kelimesini duymamalılar ama babamı ateşe verebilirler. Open Subtitles لا يمكنهم سماع كلمة ملعون لكن باستطاعتهم اضرام النار بأبي
    Olmaz. Gazetelere gidersek, Ann'e daha fazla zarar verebilirler. Open Subtitles إذا أخبرنا الصحافه قد يُؤذوا "آن" أكثر أو قد يُؤذوا طفلتها
    Bana haftasonu cezası verebilirler. Yine de ayakkabılarını cilalamayacağım! Open Subtitles بإمكانهم أن يحتجزوني في الاجازة الأسبوعية، لكني مازلتُ مُصراً على عدم القيام بتلميع أحذيتهم
    Onlar senin gibi değil. – Bize zarar verebilirler. Open Subtitles إنّهم ليسوا مثلك بإمكانهم أن يُلحقوا بنا الأذى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more