| yıldızlar arası mesafeyi ölçmelerini, ve ellerinin arasında tuttukları Tanrı'yı unutmalarını. | Open Subtitles | إنهم يريدونهم أن يقيسوا المسافة بين النجوم و أن ينسوا من يقبض على النجوم فى يده |
| Bizler dünyadışından talimatları alan yıldızlar arası yol ile dış uzaya bakan kişileriz. | Open Subtitles | نحن مستقبلوا التعليمات من خارج الأرض بشأن ممر بين النجوم يقود الى الفضاء الخارجي |
| yıldızlar arası yolculuk kestirme olarak solucan delikleri kullanılarak mümkündür. | Open Subtitles | السفر بين النجوم ممكن بإستخدام الثقوب الدودية كطريقمختصرخلالالفضاء. |
| Bedenini yıldızlar arası yolculuğa hazırlama vakti geldi. | Open Subtitles | حان الوقتُ لتحضيرِ جسمكَ للسفرِ بين النجوم. |
| Görünüşe göre bununla yıldızlar arası seyahat ediyorlar. | Open Subtitles | يبدو أنهم كانوا يسافروا بين النجوم بإستخدام هذا. |
| yıldızlar arası seyahat edecek bir uzay aracının maliyeti çok fazla olacaktır. | Open Subtitles | تكلفة تشييد مركبة فضائيه للسفر بين النجوم سوف تكون ضخمة للغايه |
| Bazı kuyrukluyıldızlar savrularak Güneş Sistemi'nin dışına çıkar ve yıldızlar arası uzayda gezinir. | Open Subtitles | تلقى بعض المذنبات خارج النظام الشمسي لتتجول في الفضاء بين النجوم |
| Evrenin derinliklerine uzanırken... yıldızlar arası yolculuğun gerçekleriyle yüzleşmeliyiz. | Open Subtitles | أن الذهاب إلى الكون يتعين علينا مواجهة واقعية السفر بين النجوم. |
| yıldızlar arası bir ödül avcısı ile karşı karşıya olabiliriz. | Open Subtitles | نحن يمكن التعامل مع صائد الجوائز بين النجوم |
| Aynı zamanda yıldızlar arası konuşma kayıtlarına bakıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أيضا أفحص جميع ترددات الفضاء الفرعي للثرثرة بين النجوم |
| Voyager uzay aracını her gün dinliyor ve yıldızlar arası uzaya yaklaştığımıza dair sinyaller arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نستمع إلى المركبتين الـرحّــــالـة" كــُلّ يــــوم" بحثاً عن بعض الإشارة بينما نقترب إلى فضاء ما بين النجوم |
| Babanın, yıldızlar arası kayıt arşivini kullanarak duruma uyan bir şey buldum. | Open Subtitles | عزلت تطابقاً عن طريق سجلات ...بين النجوم من أرشيفات أبيك... |
| Eğer bu tasarlandığı şekilde çalışırsa X-302 insanlar tarafından yapılmış ilk yıldızlar arası seyahat yapabilen ilk uzay aracı olacaktır. | Open Subtitles | إذا مضينا كما يجب اكس-302 ستكون ا لمركبة البشرية الأولى القادرة على السفر بين النجوم |
| X-302 yıldızlar arası seyahat kabiliyetine sahip insan yapımı ilk uzay aracı olacak. | Open Subtitles | اكس-302 أول طائرة بشرية قادرة على السفر بين النجوم |
| Sonsuz İhtimalsizlik Motoru, bütün o can sıkıcı oyalanmalar olmaksınız yıldızlar arası engin mesafeleri birkaç saniye içinde kat etmeyi sağlayan yeni ve harika bir yöntemdir. | Open Subtitles | دافع الا إحتمالية المطلق إنها وسيلة مذهلة جديدة لعبور مسافات واقعة بين النجوم فى ثوان معدودة بدون هذا التلويث الممل فى الفضاء المتعدد الأبعاد |
| - Hayır, durumu sadece gördüğüm gibi açıklıyorum ve şu anda bana hiç de öğle yemeği parasını kaybetmiş bir çocuk gibi bile gelmiyorsun, yıldızlar arası imparatorluk şöyle dursun. | Open Subtitles | لا , فقط تم إستدعائي لرؤيتك والآن يبدوا لي شخص يمكنه ارهاب طفل في العاشرة لأجل غذاءه وماله ناهيك عن إدارة امبراطورية في ما بين النجوم |
| Babanın, yıldızlar arası kayıt arşivini kullanarak duruma uyan bir şey buldum. | Open Subtitles | عزلت تطابقاً عن طريق سجلات ...بين النجوم من أرشيفات أبيك... |
| Yıldızları oluşturmak için bir araya gelen yıldızlar arası toz bulutları gibi bir çeşit kütle çekimi Sümerler gibi bölgelerde iş başında. | Open Subtitles | كغيوم الغبار بين النجوم تجتمع في عناصر لتكوّن نجوماً، فثمة أماكن جاذبة مثل "سومر" الواقعة في جزء من الهلال الخصيب |
| Ancak şimdi, yıldızlar arası uzayın karanlığında yüzüyorlar. | Open Subtitles | لكنها تجوب الآن ظلام الفضاء بين النجوم |
| Yani yıldızlar arası ulaşımı sağlayacak bir araç icat etmelerine rağmen telefonlara zenci bir kadının baktığı yeri mi diyorsun? | Open Subtitles | تعني عندما كانوا متطورين كفاية ليخترعوا سرعة كافية للتنقل بين النجوم لكن كانت هناك سيدة سوداء البشرة تجيب على الهاتف الفضائي؟ |
| Doktor'la birlikte yıldızlar arası seyahat ediyor. - Baştan beri böyle. | Open Subtitles | إنها تسافر عبر النجوم مع ذلك الدكتور، لقد فعلت ذلك دائما |