| Senin de gitmek üzere olduğun yere gitti. | Open Subtitles | ذهب لمكان على وشك أن تذهب إليه أنت أيضاً | 
| Ellerinizi kaldırarak, kaçınız, 25 yaşına kadar okulda yaramazlık yaptı ya da size özellikle gitmemeniz söylenilen yere gitti veya reşit olmadan önce alkol aldınız. | TED | برفع الأيدي، كم منكم في سن 25، قد أساء التصرف في المدرسة، أو ذهب لمكان ما سبق وأن تم تحذيره منه، أو شرب الكحول قبل السن القانوني؟ | 
| Aniden çekip gitmiş, değil mi? Demek ki muhtemelen bildiği bir yere gitti. | Open Subtitles | لذا بالتاكيد ذهبت الى مكان مألوف. | 
| Herşeyin çok ucuz olduğu bir yere gitti o. | Open Subtitles | لقد ذهبت لمكان حيث كل شي يكون رخيصا | 
| Krista'nın cesedinin bulunduğu yere gitti. Bir şeyleri gözden kaçırdığımızı düşünüyordu. | Open Subtitles | عاد إلى مكان عثورنا على جثة (كريستا)، لربّما يجد شيئاً فاتنا. | 
| Nasıl hissettiğini biliyorum, ama bir de şu yönden bak. Daha iyi bir yere gitti. | Open Subtitles | أعرف ما هو شعورك, لكن فكر في هذا ذهب إلى مكان أفضل | 
| - Ne? Bence para başka bir yere gitti. | Open Subtitles | أعتقد أن المال قد ذهب لمكان آخر | 
| Babam, daha iyi bir yere gitti. | Open Subtitles | أبي ذهب لمكان أفضل | 
| Kendi oğlunun arabasını çalıp Meksika'da bir yere gitti. | Open Subtitles | سرق سيارة ابنه ذهب لمكان ما في (المكسيك) | 
| - Çünkü O başka bir yere gitti. | Open Subtitles | -لأنه ذهب لمكان آخر | 
| Bir süreliğine bir yere gitti. | Open Subtitles | لقد ذهبت لمكان ما لبرهة من الزمن | 
| Annen daha iyi bir yere gitti. | Open Subtitles | لقد ذهبت لمكان أفضل | 
| Krista'nın cesedinin bulunduğu yere gitti. Bir şeyleri gözden kaçırdığımızı düşünüyordu. | Open Subtitles | عاد إلى مكان عثورنا على جثة (كريستا)، لربّما يجد شيئاً فاتنا. | 
| - Aklı bu yere gitti. İşte bu sonsuz bolluk var, bir mısır tohumu gibi. | Open Subtitles | عقله ذهب إلى مكان ما، حيث توجد هذه الوفرة اللامحدودة، كقشرة ذرة. | 
| "Hoş geldin?" Kim bir yere gitti ki? | Open Subtitles | مرحبا بكم لكن من ذهب إلى مكان ما ؟ |