| Gelişimsel olarak yeterli olduğunda bedenimle olan bu yolculuğumu ona anlatmak istiyorum. | TED | وحين تكون جاهزة، سأحكي لها عن رحلتي مع جسدي. |
| Gerçek olma yolculuğumu onun görmesini istiyorum, daha karmaşık bölümleri göstermek zorunda olsam bile. | TED | أريدها أن ترى رحلتي نحو الأصالة حتى في الأوقات الفوضوية. |
| Artı, benle geldiğin için, sana son Burma yolculuğumu anlatabileceğim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى إتاحة الفرصة لي لأخبرك عن رحلتي إلى "بورما" |
| "yolculuğumu acele ilerletin İzin ver bugün yarın olsun" | Open Subtitles | أسرِعيني في رحلتي للغد و دَعي الغد يكون اليوم |
| Beni Khao'dan satın almanı ve yolculuğumu finanse etmeni... | Open Subtitles | تشترينى مرة أخرى من كاو وتمول رحلتى إلى المدينة المفقودة |
| Beni Khao'dan satın almanı ve yolculuğumu finanse etmeni... | Open Subtitles | تشترينى مرة أخرى من كاو وتمول رحلتى إلى المدينة المفقودة |
| Nice'e olan yolculuğumu iptal ettim, böylece eve gelip sana arkadaşlık edecektim. | Open Subtitles | الغيت رحلتي إلى نيس حتى أتمكن العودة الى أرض الوطن والحفاظ على الشركة لك. |
| yolculuğumu iptal ettirmek zorunda kaldım, işte hiçbir şey olmuyor, tanıdığım herkes tatil için uzaklara gitti. | Open Subtitles | أضطررت إلى أن ألغي رحلتي وليس هنالك شيئا مهما يحدث في العمل وكل الذين أعرفهم مسافرين للإجازة |
| Tinseltown'a yolculuğumu bir eve bakmak için zorlamanın aksine. | Open Subtitles | على عكس إجبارك لي على قضاء رحلتي في هوليوود بمشاهدة منزل |
| Benim eve dönmemi nasıl beklediğini ve ona yolculuğumu anlatmak istememi. | Open Subtitles | كيف كان ينتظر عودتي للمنزل وأخبره عن كل شيء في رحلتي الكبيرة. |
| Örneğin, benim Chicago'ya olan yolculuğumu ele alalım. | Open Subtitles | على سبيل المثال، رحلتي إلى شيكاغو |
| Kendimi keşfetme yolculuğumu yansıtıyor. | Open Subtitles | شكرا انه يعكس رحلتي في اكتشاف نفسي |
| Sonra günlük yolculuğumu markette tamamlamadan önce çocukların piyano dersleri, futbol maçları, dans dersleri doktor randevuları arasında mekik dokuyorum. | Open Subtitles | ثُمّ ذهاباً وإياباً، أوصلُ الأولاد إلى دروس البيانو ومباريات كرة القدم ودروس الرقص ومواعيد الأطبّاء قبل رحلتي اليومية إلى متجر البقالة |
| Yani, yolculuğumu ertelemekten çok mutluyum. | Open Subtitles | أعني، أنني سعيدة للغاية لتأجيل رحلتي |
| L. A. yolculuğumu iptal etmeliyim. | Open Subtitles | علي إلغاء رحلتي إلي أل آي. |
| Millet! İyi tanrı yolculuğumu kutsadı! | Open Subtitles | عائلتي , الله أنعم على رحلتي |
| California yolculuğumu erteleyeceğim, yeni girişimi denetleyeceğim. | Open Subtitles | , (سأؤجل رحلتي إلى (كاليفورنيا لأشرف على خطة الرحلات الجديدة |
| yolculuğumu berbat ettin şef. | Open Subtitles | لقد أفسدت رحلتي يا رجل! |
| yolculuğumu tamamladım ve kendimi iyi hissediyorum. | Open Subtitles | لقد اكملت رحلتى .. وتبدو جيِدة |
| yolculuğumu tamamladım ve kendimi iyi hissediyorum. | Open Subtitles | لقد اكملت رحلتى .. وتبدو جيِدة |