| Linda, Nick konusunda ne kadar üzgün olduğumu bilmeni isterim. | Open Subtitles | ليندا، أردت أن أخبرك .. كم أنا آسفاً بشأن نيك |
| Önceki olanlar için üzgünüm. - Benim kadar üzgün olamazsın, ufaklık. | Open Subtitles | ــ آسف بشأن ماحدث قبلاً ــ لست آسفاً بقدري, أيها الولد |
| Söylediğim şeyde ciddiyim ve üzgün değilim. Bunu başka birine yapmayacağım. | Open Subtitles | قلت ما قلته ولست آسفاً لكنني لن أفعل هذا لشخص آخر |
| Bir hata yapmış, şimdi pişman. Bir daha böyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لقد أخطأ، وإنه آسفاً على ذلك ، لذلك لن يكون لدينا المزيد من المتاعب |
| "Kesinlikle özür dilemeyi düşünmüyordu, aklından bile geçirmiyordu." | Open Subtitles | ليس بأي شكل من أشكال الأسف ليس في أبعد درجة هو كان آسفاً |
| Evet bunu kaçırdığıma hiç üzülmedim. | Open Subtitles | صحيح، لست آسفاً حقاً على تفويت هذا |
| Peki... Onu sikmeyi bıraktığımda daha çok üzüleceksin. | Open Subtitles | سوف تكون آسفاً أكثر عندما أتوقف عن مضاجعتها |
| Dans etmediğim için üzgün değilsiniz ama, değil mi? | Open Subtitles | لكنكَ لستَ آسفاً لأنني لم أرقص، أليس كذلك؟ |
| Savaşçı üzgün değildi. Benden hala nefret ediyordu. | Open Subtitles | ولكن هذا المحارب لم يكن آسفاً فأنه مازال يكرهني |
| üzgün olmanı istemiyorum Alan. | Open Subtitles | أنت على حق , أنا آسف لا أريدك آسفاً أريدك مبتهجاً |
| Ama astral düzleme onun üzgün kıçını gönderir biri olsun. | Open Subtitles | و لكنني سأقوم بإرساله آسفاً إلى المستوى النجمي |
| Babam, onu engellediği için üzgün olduğumu söyleyemeyeceğim. | Open Subtitles | لا يسعني أن أكون آسفاً كون والدي أوقفه عن فعل ذلك |
| üzgün falan değilsin, hiç olmadın ki. | Open Subtitles | أنت لست آسفاً، أنت لست آسفاً على الاطلاق. |
| Eğer buradan kurtulmayı başaramazsak sen de şunu bil yüzüne attığım yumruk için zerre kadar üzgün değilim. | Open Subtitles | حسناً، إن لم ننجح في الخروج من هنا أريدك أن تعرف فحسب أنني لست آسفاً على الإطلاق على لكمي لك بوجهك |
| üzgün falan da değilim yaptığım şey için. | Open Subtitles | وأنا لست آسفاً على ما فعلته شخصياً أرى أنه إستحق ما حدث له |
| Bak ona patladığım için üzgün değilim. | Open Subtitles | انظر ، أنا لستُ آسفاً بشأن فصلها عن العمل |
| üzgün olduğunu ve doğru şeyler yapmak istediğini söyledi ve ben... | Open Subtitles | قال أنه كان آسفاً واراد أن يعدّل الأمور |
| Çavuş, ben bir korkak değilim bu kadar derli toplu olduğum için de zerre pişman değilim. | Open Subtitles | أنا لست جباناً يا رقيب وأنا بالتأكيد لست آسفاً من بقائي |
| Şimdi, ellerini pudingin üzerinden çek, yoksa pişman olursun. | Open Subtitles | الآن, أعطني "البودينغ" وإلا ستكون آسفاً. |
| "Şu ana kadar tutuklanmış olmalıyım ama pişman değilim." | Open Subtitles | سأكون معتقلاً الآن .. ولكني لست آسفاً |
| Senden özür dilesem? Gitmene neden olan şeylen yaptığım için. | Open Subtitles | ماذا لو قلت إنني كنت آسفاً على ما فعلته لجعلك ترحلين |
| üzgün değilim. Asla da üzülmedim. | Open Subtitles | لست آسفاً، ولم أكن آسفاً قط. |
| Çok daha üzüleceksin. | Open Subtitles | ليس كما ستُصبح آسفاً فيما بعد |
| Bunu söylemen çok hoş, ama Üzülme. | Open Subtitles | هذا لطيف منك أن تقول، لكن لا تكن آسفاً |