"أتحرّق" - Translation from Arabic to Turkish

• sabırsızlanıyorum
• ölüyorum
• can atıyorum

Ona bir doz ilaç verip, kendini beğenmiş büzük bir kadının sümüklü böcek salamurası gibi oluşunu izlemek için sabırsızlanıyorum.
أتحرّق شوقاً لأسقيه مِن كأسه المر. ومشاهدة ذبلان ريائه البهي كالسبيكة في الملح.

Dinlenme tesislerine her zaman gitmek istemişimdir. Çocuklara söylemek için sabırsızlanıyorum.
لطالما وددتُ زيارة الملاذ الاستجماميّ، أتحرّق شوقاً لإخبار الولدين

Bebek sahibi olmak için sabırsızlanıyorum. Gerçekten çok heyecanlıyım.
أتحرّق شوقاً لأرزق بأطفال إنّي جد متحمسة للفكرة

Evet. Ama ben, bir sigara molası için ölüyorum, bu yüzden acele et.
أجل، عامة، أتحرّق لراحة للتدخين، لذا أسرعي

Bu müthiş hikayenin sonunu duymak için ölüyorum.
استمر. إنني أتحرّق شوقًا لسماع نهاية هذه القصّة الشيّقة!

Kırmızı et için can atıyorum.
إني أتحرّق لتناول اللحم الأحمر

Yeni bir kitap yazdığınızı duydum. Okumak için sabırsızlanıyorum.
سمعتُ أنكَ تعمل على كتابة كتاباً آخر، أتحرّق شوقاً لقراءته.

Hadi adli tıp raporunu aç. Yazanları öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
والآن افتح تقرير الطبيب الشرعيّ فأنا أتحرّق لمعرفة ما يرد فيه

Erkek striptizciler ve bir penis pastası olmadan bile sabırsızlanıyorum.
حتّى بدون راقصيّ التعري والكعكة التي على شكل عضو ذكري، أتحرّق شوقًا.

Yüzü yeniden yapılandırmak için sabırsızlanıyorum. Bakalım kimse, mavi bir adamın kaybolduğunu bildirmiş mi?
أتحرّق شوقاً لبدء إعادة تشكيل الوجه، لنرى لو بلغ شخص عن فقدان رجل أزرق.

Hediyemi, ambalajından çıkartmak için sabırsızlanıyorum.
لو كانت هذه هي هديّتي، فإنّي أتحرّق شوقاً لفتحها.

Henüz bilmiyorum. Ama öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
لا أعرف بعد، لكنّي أتحرّق شوقاً لمعرفتها.

Buradan kurtulup başka biriyle konuşmak için sabırsızlanıyorum.
أتعلم، أتحرّق للخروج من هنا والتحدُّث إلى أحد غيرك.

Mm. Bu numaralar kirişimden sallanırken görmek için sabırsızlanıyorum.
أتحرّق شوقا لرؤية تلك الأرقام معلّقة على سقفي

Sörfçü salaklar ve beden eğitimi dersi. sabırsızlanıyorum.
الأنذال وصف الرياضة أتحرّق شوقاً

Herneyse. Bu akşam ki parti için sabırsızlanıyorum
على أية حال, أتحرّق شوقًا لهذه الحفلة الليلة!

Senin hakkındaki herşeyi ona söylemek için sabırsızlanıyorum.
أتحرّق شوقًا لإخبارها بحقيقتك.

Eski kocanla tanışmak için ölüyorum.
أنا أتحرّق شوقًا للقاء زوجكِ السابق

-Oh, Nick, Mabel'i görmek için ölüyorum.
- "نيك" إنّي أتحرّق لرؤية ‪"‬مايبل‪"‬

Ne olacağını duymak için ölüyorum.
تفضّل، أتحرّق شوقاً لسماعه

Sana yine orada sarılmak için can atıyorum. Sevgiler, Serserin.
"أتحرّق شوقاً لمُعانقتكِ هُناك، مع حبّي، حبيبكِ الضال"

İyi plan. Şu çok önemli dersi öğrendiği zamanki yüz ifadesini görmeye can atıyorum:
خطّة جيّدة، أتحرّق شوقاً لرؤية النظرة على محيّاه حين يتعلّم درساً قيّماً...