"أحافظ على" - Translation from Arabic to Turkish

• korumak
• tutarım
• elde tutamam
• İstikrarı koru
• sağlamaya

İnsanlar tarafından sevilen... ...anıt binaları korumak istiyorum.
فأنا أعشق أن أحافظ على النصب و المبان التذكارية التي يحبها الشعب

Ve hayayolları için çalışan insanların işlerini korumak için, ve de müzik şirketi için çalışan insanların işlerini korumak için, Aile mücevherini satmak zorundaydım ki havayollarını koruyayım.
و من أجل أن أحافظ على وظائف الناس التى تعمل فى شركة الطيران, و أيضا حماية الوظائف فى شركة التسجيلات, إضطررت لبيع جواهر أسرتى لإنقاذ شركة الطيران.

Ben seçim kampanyalarımda verdiğim sözleri tutarım. İçkimi nereye koymuştum?
أحافظ على وعودى الانتخابية أين يجب أن أضع الويسكى ؟

- Yani? - Kâhya, mutfak ve oturma odasından sorumludur. Her şeyi düzenli tutarım.
رئيس الخدم هو المسئول عن المطبخ و غرفة الطعام ، أحافظ على كل شئ منظم

Başka bir yer, ek bir bina bulamazsam işimi büyütemem ve Michel'i elde tutamam.
لن أوسع عملي أو أحافظ على "ميشيل" ما لم أجد مكاناً آخر، ملحقاً، وقد وجدته.

İstikrarı koru ve
أحافظ على وقفتي

Olayı gözünde canlandırmanı sağlamaya çalışıyorum. Umarım beni anlıyorsun.
أنا أحافظ على استعاراتك هنا ..آمل أن تقدري ذلك

Hayır. Evimizin disiplinini korumak için bunu söylemek zorundayım.
كلا، لا بد أن أقول ذلك لكي أحافظ على الاستقرار ببيتنا

Hakkınızda sürekli şikayetler alıyorum ve toplum düzenini korumak görevim.
و لكنني أتلقى شكاوى كثيرة و من واجبي . أن أحافظ على النظام و القانون

Gün be gün, yalnız gücümü değil aklımı da korumak için mücadele ediyorum.
يوم بعد يوم .. أحاول بكل قوتى أن أحافظ على قوتى و اتزانى العقلى

Geçmişte kimlerle anlaşma yaptın bilemem ama ben sözümü tutarım.
لا أعلم مع من تعاملت في الماضي ولكني أحافظ على وعدي

Ama Nolan ve arkadaşlarının aksine ben sözümü tutarım.
ولكن على عكس نولان وأصدقائه أنا أحافظ على وعودي

Özel hayatımı ve iş hayatımı ayrı tutarım.
أحافظ على حياتي الشخصية وعملي منفصلتين

Yalan söylüyor. Düzeni sağlamaya çalışıyordum.
أنها كاذبه لقد كنت أحاول أن أحافظ على الأمر

Ülkeyi yönetebilmesi için işine odaklanmasını ve sakinleşmesini sağlamaya çalışıyorum.
حالياً، أنا أحاول أن أحافظ على هدوئه وتركيزه لكي يدير البلاد.