| Vurduğu adamlardan biri O'nun hayatı için mücadele ediyordu. | TED | أحد الرجال الذين أطلق النار عليهم، الناجي، كان يصارع لينقذ حياته. |
| Yarın göndereceğiniz adamlardan biri kocasını öldürdü. | Open Subtitles | أحد الرجال الذين ستشنقهم غداً قتل زوجها. |
| Sonra etrafın sessizliğinden, adamlardan biri paniğe kapıldı çünkü ne zaman sessizlik bassa, birisi öldürülüyor. | Open Subtitles | ثم خاف أحد الرجال بسبب الصمت، والذي دائماً ما يحلّ قبيل مقتل أحدهم |
| Bacağı kesilmiş ve başkasının bacağı dikilmiş olan bir adam. | Open Subtitles | تم بتر ساق أحد الرجال و إستبدلت بساق رجل أخر |
| Ve sen bu adamlardan birinin onu mimlemiş olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | وتعتقد أحد الرجال وضع قاتل مأجور على رأسه |
| Bugün size bir adamın ölümünü anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | اليوم أريد أن أحدثكـم عن موت أحد الرجال. |
| Bir çocuğu ıssız yerlerden kurtarıp... ailesini öldüren adamlardan birini adalete teslim ettiler. | Open Subtitles | لقد أنقذوا طفلة في البرية، وحققا العدالة مع أحد الرجال الذين قتلوا عائلتها |
| O gece evimize zorla giren adamlardan biriydi. | Open Subtitles | لقد كان أحد الرجال... الذين إقتحموا منزلنا في تلك الليلة |
| Adamlarımızdan biri hala aşağıda. | Open Subtitles | المروحيه رقم اربعه مازال أحد الرجال فى الاسفل هناك |
| Sonra etrafın sessizliğinden, adamlardan biri paniğe kapıldı çünkü ne zaman sessizlik bassa, birisi öldürülüyor. | Open Subtitles | ثم خاف أحد الرجال بسبب الصمت، والذي دائماً ما يحلّ قبيل مقتل أحدهم |
| Daha önce hiç iyi adamlardan biri olduğum için bu kadar gurur duymamıştım. | Open Subtitles | أنا ما سبق أن كنت أفخر لكي يكون أحد الرجال الجيدين. |
| Doğruluğu kanıtlanmamış bir tanık ifadesine göre adamlardan biri naylon maskesini düşürmüş. | Open Subtitles | شاهد غير موثوق قال بأن أحد الرجال ألقى قناع من النايلون |
| Ama yakında bu adamlardan biri ne kadar iyi bir eş olabileceğimi anlayacak. | Open Subtitles | ولكن قريباً عندما يلاحظ أحد الرجال كم هو محظوظ بأن أكون فتاته |
| İyi adamlardan biri, iyi adam olmayabilir. Hayatım. | Open Subtitles | أحد الرجال الأخيار ربما يكون عكس ذلك حبيبتي |
| Bugün eve saldıran adamlardan biri telefonunu düşürmüş. | Open Subtitles | أحد الرجال هاجم المنزل بعد ظهر اليوم وأسقط تلفونه المحمول |
| Ya bir adam kapıyı açıp bizi uzaklara götürürse ne... | Open Subtitles | ماذا لو أن أحد الرجال أقفل الابواب و أخذنا بعيدا |
| Yani, adamın biri gösterişli, hipster bir sakala sahipken başka bir adam yalnızca az bir bıyığa sahipse oldukları kişiye dair bu ne anlatabilir ki? | TED | أعني أنه إن استطاع أحد الرجال إنماء لحية كاملة وفخمة وعصرية، واستطاع الآخر إنماء القليل من شعر الشارب فقط، ماذا يعني هذا بالنسبة لكونهم رجالًا؟ |
| Adamlarım kamyoneti durduramadı ama arka kasaya bir adam atladı, kaplan gibi çevik ve vahşi. | Open Subtitles | رجالى لم يستطيعوا إيقاف الشاحنه لكن أحد الرجال قفز على الصندوق الخلفى للشاحنه برشاقة و قوة النمر |
| Şoför, kamyondaki adamlardan birinin yeni olduğunu söyledi. | Open Subtitles | السائق أخبرني أحد الرجال على الشاحنة كان جديدة. |
| Tek yapmamız gereken kaybolan adamlardan birinin künyesini bulmak. | Open Subtitles | ما نحتاجه هو شارات من أحد الرجال المفقودين |
| Bu sabahki terörist saldırılarına karışmış bir adamın bulunduğu bir rehine durumu var. | Open Subtitles | لدينا حالة اختطاف رهينة متورط بها أحد الرجال المسؤلين عن الهجمات الارهابية هذا الصباح. |
| Ve silahlı adamlardan birini tarif edebilecek bir de görgü şahidi. | Open Subtitles | و احد الشهود الذي يمكنه أن يصف لنا أحد الرجال المسلحين |
| Sadece tanıyıverdim. Beni yakalayan adamlardan biriydi. | Open Subtitles | إنه أحد الرجال الذين قبضوا علي |
| Adamlarımızdan biri Körfezde iki defa tur düzenlemiş. | Open Subtitles | أحد الرجال قضى مهمتين في الخليج |