"أحسّ" - Translation from Arabic to Turkish

• hissediyorum
• hissetmiyorum
• hissedebiliyorum
• hissetti
• seziyorum
• Kendimi
• hissettim
• hissetmek
• Acıttığı
• hissetmemi
• hissediyordum
• hissetmiş
• hissetmişti

Ben her şeyi hissediyorum Simran, nasıl özlemimi çektiğini, acını, gözyaşlarını...
أحسّ بكلّ شيء بداخلك سمران، ، شوقك, ألامك، معنى دموعك

Sen ve Jane'nin arasında gerçekten bir uzaklaşma olduğunu hissediyorum.
أحسّ بأن هناك مسافة متزايدة بينك وبين جين.

Önceleri yalnız olduğumu biliyordum... ama şimdi, yalnız olmama rağmen, yanımda biri olduğunu hissediyorum.
بدوت وحيدا في الحشد سابقاً وبالرغم من أنّني وحيد الآن، أحسّ بوجود شخص ما معي

Çok şişkoyum, içime girerken hiç hissetmiyorum bile.
أنا جد بدينة لدرجة أني لا أحسّ بينما تطؤني!

Varlığını odada hissedebiliyorum. Ve bu iyi bir şey.
يمكنني أن أحسّ بوجوده في الغرفة وهذا أمر جيّد

14. yaş gününde, bir İşareti hissedebildiğin zaman Karanlık da seni hissetti.
في عيد ميلادك الـ 14 عندما كنت للمرّة الأولى قادراً على الإحساس بالعلامة أحسّ بك الظلام

Mesela yatınızla uzun bir seyahate çıkmak üzere olduğunuzu seziyorum.
على سبيل المثال أحسّ بأنّك على وشك بدء رحلة بحرية طويلة علـى يختـك

-Bir mi ötede hissediyorum. Uçar gibiyim gökte.
أحسّ بمستوى عال من الحيوية أنا جاودار أنا ذبابة من ديلي في السماء

-İyi hissediyorum ben. -Yine kral gibi hissediyorum. -Kral?
أشعر بالارتياح أحسّ بأنني ملك ثانية ملك؟

Kendimi yaşamın kendisinden de daha iyi hissediyorum!
أحسّ بمستوى عال من الحيوية أنا جاودار أنا ذبابة من ديلي في السماء

İyi hissediyorum. Yeniden bir kral gibi. Kral mı?
أشعر بالارتياح أحسّ بأنني ملك ثانية ملك؟

Her sabah uyandığımda onu yanı başımda hissediyorum, ve hissettiğim ne o nede hayaleti.
كلّ صباح عندما أستيقظ، أحسّ به بجانبي لكنه ليس أباك

Rusların dini ikonlarına bakıyormuşum gibi hissediyorum.
يجعلني أحسّ أنني أحدّق إلى إحدى تلكَ الرموز الدينية الروسيّة

Bazen nefes alamayıp boğuluyormuş gibi hissediyorum.
لا أستطيع التنفس ، أحياناً أحسّ أني سأختنق وأنا هنا

Kötü hissetmeliydim ama hissetmiyorum. Ördeklerden nefret ederim.
يجب أنّ أحسّ بالأسى لكنّي لستُ كذلك.

Bu yüzden Vicodin'i hissetmiyorum.
لهذا السبب، أنا لا أحسّ بأثر الفايكودين الفايكودين: مسكّن للألام المتوسّطة والشديدةfont

Derimden giren havayı hissedebiliyorum.
أنا يمكن أن أحسّ الهواء يلسع على جلدي.

5.günün şafağında Nasser Ali, daha zayıf ve ölüme yakın hissetti
ضعيفاً, مع فجر اليوم الخامس أحسّ ناصر علي بدنو الموت.

Şu an mutsuz olduğunu seziyorum.
أحسّ بأنّك تعيسٌ في هته اللّحظة

İnsanların beni korkutmasından hoşlanmam! Kendimi aptal gibi hissettirir bana.
لا أحبّ عندما يخيفني الناس ذلك يجعلني أحسّ كأنني غبيّ

Kaderimin çocuğa bağlandığını hissettim.
لكنّي أحسّ مصيري متصل بهذا الطفل.

Böyle şeyleri hissetmek için radarım vardır.
و يمكنني أن أحسّ بأنّهم لا يريدونني هناك. -لديّ رادار لأشياء كهذه

Acıttığı kadar kötü mü görünüyor?
أيبدو سيئاً كما أحسّ به؟

Mezuniyetini kaçırdığım için, suçlu hissetmemi istiyorsun.
أرى ذلك , وتحاولين أن تجعليننى أحسّ بالذنب لأننى لم أحضر حفل تخرجكِ

Çünkü olanları hissediyordum.
ذلك ' سبب أنا يمكن أن أحسّ الذي كنت أحدث.

Dışarıdakiler sarsıntıyı hissetmiş ama kimse ne olduğunu görmemiş.
أحسّ من بالخارج باهتزاز الأرض، لكن لا أحد رأى ما حدث.

Acaba Frankie de kendini böyle özel biri gibi mi hissetmişti?
تسائلت إذا كان فرانكي قد أحسّ بهذا ؛ خصوصاً