| Ona evinde oturup dinlenmesini söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُها بوضوح بأنّها تحتاج للبَقاء في البيت لترتاح. |
| Çok çalışmanın bu ücra kasabadan kaçış yolumuz olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُها بإن الكدح هو طريقنا للخلاص من هذ المكان |
| - Pekala, Ona bunun harika bir fikir olacağını söylemiştim. | Open Subtitles | -حسناً، أخبرتُها أنّي أظنّ أنّها ستكون فكرة سديدة -يا للعجب. |
| Seni bugün göreceğimi Ona söyledim ama davet etmemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُها أنا كُنْتُ أَراك اليوم، لَكنِّي لَمْ أَدْعُها. |
| ! Bana vurmadığını Ona söyledim, baba. | Open Subtitles | أخبرتُها أنت لَمْ تَضْربْني، أبّ. |
| Kendini k.çını kolluyor. Ona bilmesi gerektiğini düşündüğüm herşeyi anlattım. | Open Subtitles | هي a حمار ضيّق - أخبرتُها الذي إعتقدتُ إحتاجتْ للمعْرِفة. |
| Sizle geçirdiğim muhteşem zamanı anlattım ona... | Open Subtitles | لقد أخبرتُها عن إقامتي الرائعة قريباً منكم، |
| Ona dedim ki, pencereye doğru git... sonrada dışarı bakacağınız kesinmiş gibi beni izle. | Open Subtitles | أخبرتُها للذِهاب إلى النافذةِ... ثمّ أنت ستحدي للتَحذير ورُؤيتي. |
| 600 dolarlık bir kahve makinesi istiyorsa bir polisle evlenmemesi gerektiğini söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُها إن كانت تريد صانع قهوة بـ600 دولار فما كان عليها أن تتزوج بشُرطيّ |
| Bunun gerekli olacağını düşünmemiştim, çünkü ona senden uzak durmasını söylemiştim. | Open Subtitles | لمْ أكن أعتقد أنّه سيكون ضرورياً، لأنّي أخبرتُها أن تبقى بعيدة عنك. |
| Bebek gelmeden önce yetiştireceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | قد أخبرتُها أنّني سأوصلها إلى هُنا قبل أن تلِد طفلتها. |
| Onu yeni doğmuş oğlumuza, Alâaddin'e vermesini söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُها أن تعطيه إلى إبننا المولود الجديد، "علاء الدين". |
| Evet. ona kötü bir fikir olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | نعم. أخبرتُها هي كَانتْ فكرة سيئة. |
| Çok başlarda, Elizabeth'e bunun olmayacağını söylemiştim. | Open Subtitles | - منذ البداية، أخبرتُها أنّه لن يحدث أبداً - |
| Ona söyledim, tekrar ve tekrar. | Open Subtitles | مراراً وتكراراً، أخبرتُها |
| Kötü örnek. Ona söyledim. | Open Subtitles | -مثالٌ خطأ، فقد أخبرتُها لاحقاً |
| Bunu Ona söyledim. | Open Subtitles | و أنا أخبرتُها بذلك |
| Ona söyledim. | Open Subtitles | أخبرتُها |
| Hakkımı yeme, önce güzel şeyleri anlattım. | Open Subtitles | حسناً ، حتّى أكون مُنصفاً ، أخبرتُها كل الصفات الحسنة فيكِ أوّلاً |
| Sadece beni yetiştirirken ne kadar zorluk çektiğini anlattım. | Open Subtitles | أخبرتُها فقط كم عملتِ بجد لكي تربيني |
| Evet, şu çarşaf meselesini anlattım. | Open Subtitles | أجل، لقد أخبرتُها بشأن أغطية الأسرَّة |
| En sonunda Ona dedim ki: | Open Subtitles | أخبرتُها أخيراً: |
| Ona dedim ki, "Rose, | Open Subtitles | انظر لقد أخبرتُها قُلتُ روز |