| Deniz seviyesinden 1.5 km yukarıda burada müthiş bir anne baba ve 10 kardeş ile büyüdüm. | TED | انها ترتفع ميلاً عن سطح البحر ونشأت هناك مع 10 إخوة و أخوات ومع والدين رائعين جداً |
| JM: Herkes nasıl kardeş olduğumuzu öğrenmek istiyor. | TED | الجميع دائماً يريدون أن يعرفوا كيف أصبحنا أخوات. |
| Biz altı kardeşiz, paylaşmayı severim. | Open Subtitles | لقد ترعرعت مع ستة أخوات , لذلك فبإمكاني المشاركة كليا لا أستطيع أن أقتله |
| kardeşlerim bakın, bu çikolata kaplı ölü insan parmağı. | Open Subtitles | أنظروا يا أخوات, هذه الشوكولاته تغطى أصبع رجل يدعى كلارك |
| Yoksul Rahibeler iyiliğiniz için dua etmekten ve iyi komşu olmaktan başka birşey yapamazlar. | Open Subtitles | .نحن فقراء جدا يا بني أخوات فقيرات ندعوا للآخرين و لا نسأل أكثر من أن يكونوا جيرانًا صالحين |
| Tamam, Fortlak Kardeşler. Yıllık rahim kanseri ve vajina muayenenizin zamanı geldi. | Open Subtitles | حسناً يا أخوات الريح, لقد حان وقت اختبار مسح عنق الرحم السنوي. |
| Üç yetişkin kız kardeşim olduğuna göre, sandığınız kadar genç değilim. | Open Subtitles | بوجود ثلاث أخوات أصغر مني لا تتوقعي مني أن أفصح عنه |
| Büyücü yok, korunacak masumlar yok ve özellikle kardeş yok. | Open Subtitles | لا مشعوذين، لا أبرياء نحميهم، وخاصةً لا أخوات |
| Artık nerdeyse kız kardeş gibiyiz. Birlikte yaşıyoruz falan. | Open Subtitles | إعتقدت أننا الآن مثل أخوات نعيش معا و كل شئ |
| Bu önemli. kardeş olayı. Darılma yok. | Open Subtitles | الأمر مهم، أسرار أخوات ولا نقصِد إهانتكِ |
| Peki, üç kız kardeş her ay için PMS sahip deneyin. | Open Subtitles | تقودكِ أنتِ ؟ حسناً ، جربى الشعور بأعراض الدورة الشهرية لثلاث أخوات كل شهر |
| Leigh Hala demeyi kes. Bu akşam abla kardeşiz. | Open Subtitles | توقف عن منادتي بالعمة لاي الليلة نحن أخوات |
| kardeşiz biz. Hiç olmazsa bunu yapayım. | Open Subtitles | بحقكِ، نحنُ أخوات هذا أقل ما يمكنني فعله |
| Zeta Beta kardeşlerim, bu seçim düzen için yapılmaktadır. | Open Subtitles | أخوات زيتا بيتا زيتا، هذا الإنتخاب يدعى للطلب. |
| Doğru, kardeşlerim. Lordu içinizde hissetmenizi istiyorum. | Open Subtitles | هذا صحيح اي أخوات أريدكن أن تشعرن بالله داخلكن |
| Rahibeler. | Open Subtitles | مرحباً يا أخوات |
| Ama ben bu işte beraber olan Kardeşler olduğumuzu düşünmek istiyorum; | Open Subtitles | لكن أختار أن أصدق أننا أخوات ونحن جميعاً فى هذا الأمر |
| Üç yetişkin kız kardeşim olduğuna göre, sandığınız kadar genç değilim. | Open Subtitles | بوجود ثلاث أخوات أصغر مني لا تتوقعي مني أن أفصح عنه |
| Minty'nin iki büyük kız kardeşi prangalı mahkumlar olarak satıldı. | TED | اثنتان من أخوات منتي الأكبر تم بيعهم لعصابات الرقّ. |
| Ama asillerinin yarısının, harika Makedonyalı anneler olabilecek güzel kız kardeşleri var! | Open Subtitles | لكن نصف رجالك النبلاء لديهم أخوات يصلحن لأن يكن أمهات مقدونيات |
| "O ana güç vermek için yedi kız kardeşin törenine liderlik edecek" dediğini sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنها تقول أنها هي ستقود مراسم لسبع أخوات لتجلب القوة للحورية |
| Üç ablam var, birlikte büyüdüm. | Open Subtitles | لقد نشأت في منزل بهِ ثلاثة أخوات بنات أكبر مِني |
| Yedi kız kardeşle büyümenin nasıl bir şey olduğundan haberiniz var mı? - Başlama yine. | Open Subtitles | أتعرفين ما هو الشعور بأن تكبرين مع 7 أخوات ؟ |
| Onu öldürdüğüm gün Agiel Kardeşliği beni ailelerine kabul etti. | Open Subtitles | وباليومالذىقتلتهبهِ، أخوات "الآجيل" ، رحبوا بيّ بعائلتهن. أين أخواتكِ الآن؟ |
| Orası, Trench kız kardeşlerin rejim yemeği deneyleri yaptığı Keith Kennedy'nin de, partiler verdiği bir yerdi. | Open Subtitles | هو حيث أخوات ترينش واكبت تجاربهم الغذائية وكيث كندي اقام حفلاتة |
| Bir tane öz kızkardeşim, yedi tane üvey erkek kardeşim ve yedi tane de üvey kız kardeşim var. | Open Subtitles | عندي أخت واحدة,وسبعة إخوة غير أشقاء , و سبعة أخوات غير شقيقات. |
| Bak, siz kardeşsiniz. Aileler birbiriyle konuşmalı. | Open Subtitles | انظرى, أنتما أخوات يجب على العائلة النقاش |