| Bak, tüm istediğimiz takip etmek ve bebeklerin iyi olduğundan emin olmaktı. | Open Subtitles | انظري, كل ما أردناه هو أن نتابع و نتأكد أن الطفة بخير |
| Tek istediğimiz üniversitede beraber basketbol oynamaktı ama ben her şeyi berbat ettim. | Open Subtitles | كل ما أردناه هو اللعب معًا في الكلية والآن لقد دمرت هذا الشيء |
| İstediğimiz her şey var. Her istediğimi yapan bir çetem var. | Open Subtitles | هذا كل ما أردناه قط، لديّ عصابة تنفذ كل ما أملي |
| Tek istediğimiz Eeyore un da kendi evinin olmasıydı. | Open Subtitles | كل الذي أردناه كان أن يكون لأيور بيته الخاص. |
| Spor çantasından çıkarılmış bir şeymiş gibi olmasını istedik, bu yüzden gayet kullanışlı oldu. | TED | أردناه أن يصنعه بشكل كأنه سحبه من حقيبة النادي، لذا فهو نافع إلى حد ما في هذا الصدد. |
| Ama hayatta olmasını istediğimiz şey bu değildi. | Open Subtitles | أنا أسف هذا ليس ما أردناه ليحدث في الحياة |
| Onu istediğimiz gibi elimizde tutabiliriz. | Open Subtitles | لقد وضعناه في المكان الذي أردناه أن يكون به |
| Tek istediğimiz arkadaş edinmekti, Tiffany bunu kolaylaştırıyordu. | Open Subtitles | كل ما أردناه أن نكتسب أصدقاء وتيفانى سهلت الأمر |
| Gerçekten istediğimiz her şeyi yaptınız. Üstelik çok meşgulsünüzdür, biliyorum. | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما أردناه حقاً و أعلم كم أنت منشغل |
| Senin için, bizim için. Her zaman istediğimiz gibi. | Open Subtitles | من أجلك و من أجلي من أجلنا جميعاً و هذ ما أردناه |
| Bu bebek istediğimiz en son şey olsa bile. | Open Subtitles | بالرغم من أنَّ هذه الطفلة هي آخر شيء أردناه |
| Ondan istediğimiz her şeye arkanı mı döneceksin? | Open Subtitles | هل تنوي التخلي ببساطة عن كل ما أردناه لها ؟ |
| Şirketin istediğimiz asıl ruhunu yansıtacak bir parti. | Open Subtitles | سنجعلها تكون أساس كل شيء أردناه منذ بداية هذه الشركة |
| Seni nezaretten çıkardım çünkü bu büyü bize bugüne kadar istediğimiz her şeyi verecek. | Open Subtitles | هرّبتك مِن السجن لأنّ هذه التعويذة ستمنحنا كلّ ما أردناه يوماً |
| İstediğimiz her şeyin olacağına inanmak. | Open Subtitles | باعتقادنا أننا نستطيع أن نملك كل ما أردناه دوما. |
| Tek istediğimiz uzaklaşıp kendimize ait olanı bulmaktı. | Open Subtitles | كل ما أردناه ان نبتعد عن الجميع ونبدأ عملنا الخاص |
| Ve şimdi de Stern'den kulübümü geri alacağım ve liseden beri istediğimiz her şey bizi bekliyor olacak. | Open Subtitles | الآن سأستعيد النادى الخاص بى من ستيرن ومن ثم فكل شئ قد أردناه منذ الثانوية سيكون لدينا لنمتلكه |
| En başından beri istediğimiz güvenli ve sevgi dolu bir yuvaya sahip olmandı. | Open Subtitles | منذ اللحظة الأولى، جميع ما أردناه هو من أجلك لتحظي بمنزل آمن و مليء بالحب |
| Bize imzalattığı belgeleri yırtmasını ve mallarımızı geri vermesini istedik. | Open Subtitles | أردناه أن يمزق الأوراق التي جعلنا نوقعها وإعادة أغراضنا |
| Burası söylediğin gibiyse biz de böyle bir şey istiyorduk zaten. | Open Subtitles | إن كان هذا المكان مثلما تقولين إذًا هذا ما أردناه. |
| İstediğimizi almış mıyız, ona bakalım. | Open Subtitles | لنتأكد أننا حصلنا على ما أردناه |
| Bize bir bak. Hep ne istersek onu yapmadık mı? | Open Subtitles | إنظر لحالنا، لقد نلنا جُل ما أردناه في الحياة، صحيح؟ |
| Yalnızca barışçıl amaçlarımız olduğunu ve tek istediğimizin barış içinde yaşamak olduğunu bildiklerini sanıyorduk. | Open Subtitles | كنا ننعتقد أن الأمريكيين ،يدركون سلمية أهدافنا وأن كل ما أردناه هو أن نعيش في سلام |
| Evet, ama bir ihtimal var. Tek istediğimiz de buydu. | Open Subtitles | نعم، لكن هناك فرصة هذا كل ما أردناه دائماً |