| Kafama şaplak yemeden, bir soru sorabilir miyim? | Open Subtitles | لذا استطبع ان أسال اى سؤال بما نى مستعبدة ؟ |
| Kocanızla ilişki yaşıyor musunuz diye sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي ان أسال هل هناك معاشرة بينك وبين زوجك؟ |
| Yaşlı adama o dağ dışında başka bir yol gösterebilir mi diye sor. | Open Subtitles | أسال العجوز اذا كان سيرشدنا علي طريقة اخري للخرج من هذه الجبال |
| Sadece olup olmadığını sordum. | Open Subtitles | كنت أسال هل لديك بعضاً منه؟ ـ كم حبة تريد؟ |
| Bunu farkettim. Ben sadece bir sürü kız oldu mu diye soruyorum. | Open Subtitles | أدركت هذا، أنا أسال فحسب إن كان هناك الكثير والكثير من الفتيات. |
| Polise kimin söylediğini sormak terbiyesizlik olur mu? | Open Subtitles | هل سيكون سلوك سيىء لكى أسال من بلغ الشرطه فى شوق الزهور ؟ |
| Sormamı istedi, ama hayatımda ilk defa, sormadım. | Open Subtitles | لقد أرادت ذلك ولكنني لأول مرة بحياتي لا أسال |
| Genelde kahvalti için biri neden cin ister diye sormam ama bugün bir istisna yapacagim. | Open Subtitles | بالعادة، إنّي لا أسال أحدهم حول سوفأحتساءالجنفيالفطور.. لكن اليوم سأعمل إستثناء. |
| Ben sadece... adres soruyordum. | Open Subtitles | انني كنت اريد فقط ان أسال عن أتجاه مكان معين |
| İlişkinde neler olduğunu bilmiyorum Sarah ve bunu sormayacağım bile. | Open Subtitles | لا اعرف ماذا حدث فى علاقتك يا سارة ولن أسال .. |
| Ve şey, sorabilir miyim, bu nedir? | Open Subtitles | وماذا ؟ هل لي أن أسال ,هل هذا ؟ |
| Pat'ten niye ayrılacağını sorabilir miyim? | Open Subtitles | لماذا , هل لى ان أسال, هل ستترك بات؟ |
| Sizlere bir şey sorabilir miyim arkadaşlar? | Open Subtitles | رفاق , هل من الممكن أن أسال شيئا? |
| - Doğru ya. Önce ismi sor, sonra repliğini söyle. | Open Subtitles | نعم أسال أولا وبعدها أقول المطلوب |
| Adam'a sor dostum. O sana anlatır. | Open Subtitles | نعم أسال آدم, سوف يخبرك |
| - Oh, yine bu soruyu sordum. | Open Subtitles | نعم ، أنا أسال هذا السؤال للمرة الثانية. |
| Bunu sordum çünkü Don Huertero sana bir teklif yapacak. | Open Subtitles | أَنا فقط أسال لأن دون هواتيرو لديه عرض لأجلك |
| Hayır, sadece neden diğer on milyon doktor değil de ben diye soruyorum. | Open Subtitles | لا ، إنه فقط يدفعني لأن أسال لماذا أنا وليس واحد من الـ10 مليون بالخارج هناك |
| Ben yürümek yoktu bir binaya kuşatma altında, , kendi refah risk ya da çalışmak için eşim sormak Benimle bütün gece hayatta tutmak için! | Open Subtitles | , لم يكن علي أن أدخل إلى مبنى تحت الحصار , اخاطر بحالتي الجيدة أو أسال زوجتي لتعمل معي طوال الليل |
| Sana bakıyorum. Ben hiç kimseye saat sormadım değil mi? | Open Subtitles | لم أسال قط ساعة عن الوقت، أليس كذلك؟ |
| Bu nedenle bana hala kızgın olup olmadığını sormam vakit kaybı olacak. | Open Subtitles | لذا انا اظن ان أسال اذا كان لايظل سكرى عليه مضيعه من الوقت |
| İlgilendirmez tabii ki. Öylesine soruyordum işte... | Open Subtitles | إنني أسال فقط هذا كل مافي الأمر |
| Nasıl olduğunu sormayacağım çünkü belli ki bana söylemek istemiyorsun isteseydin benden saklamaya çalışmazdın. | Open Subtitles | أنا لن أسال كيف من الواضح أنكٍ لاتريدين أن تخبريني أو ماكنتٍ حاولتٍ إخفاءه عني |
| Nedenini söylemiyorlar, ben de sormuyorum çünkü cevap almak iki haftayı buluyor ve cevap her zaman "soru sorma." | Open Subtitles | نفذت الآمر لم يخبرونا لماذا وانا لم أسال لم أسال لآن وصول الرد يستغرق أسبوعين والرد دائما هو لا تسأل |
| Benim durumumda ise; yaklaşık beş yaşımdayken anneme soru sormaya başlamamdı. | TED | وفي حالتي كوني بلغت الخمسة أعوام كان هذا يعني أن أسال والدتي |
| Devamlı uzakta olduğun için anneme hep ne iş yaptığını sorardım. | Open Subtitles | كنتُ أسال أمي عن مهنتك لبعدكَ جُلَ الوقت |
| Sonra Düşündüm ki komşuma sorabilirim. Ama burada kimseyi tanımıyordum. | Open Subtitles | فكرت أن أسال جارا ولكني لا اعرف أحداً هنا |