| Yani bu zorluğu seninle paylaşıyorum ve zaferini de paylaşmak istiyorum. | Open Subtitles | والذي يعني أنني أشاركك هذا التحدي، وأود أن أشاركك إنتصارك أيضاً. |
| Başka bir hikaye paylaşmak istiyorum. Hikaye, değerini belirtmeyi öğrenen ve kendi sesini bulan bir kadın hakkında. | TED | أودّ أن أشاركك قصة أخرى عن امرأة تعلّمت كيف تعبّرعن قيمتها ووجدت رؤيتها للتعبير عن نفسها. |
| 5,000 yıllık ömrümün keşiflerinden birini paylaşabilir miyim? | Open Subtitles | هل من الممكن أن أشاركك أحد أسراري منذ خمسة ألاف عام؟ |
| Maalesef ben onun hakkında seninle aynı hevesi paylaşmıyorum. | Open Subtitles | أخشى أنني لا أشاركك حماسك لها. |
| Belki bencilim. Seni dünyanın geri kalanı ile paylaşamam. | Open Subtitles | ،ربما أكون أنانية لا أستطيع أن أشاركك مع بقية العالم |
| Yani ben kendimi riske atıp, seninle aynı hücreyi mi paylaşayım? | Open Subtitles | إذاً من المفترض أن أجازف بسلامتي أشاركك نفس الزنزانة مثلك؟ |
| Bir şey ispatlamak uğruna bu sorumluluğu omuzlamaya hazır mısın? Merak etme, paylaşacağım. | Open Subtitles | هل أن جاهز لتتحمل هذا النوع من المسؤلية من أجل إثبات هدف؟ لا تقلق، سوف أشاركك |
| Bilirsiniz, bu kasvetli bir iş, ve birini bulup, düşüncelerinizi onunla paylaşmak güzel bir şey. | Open Subtitles | لكن هذا عمل وحيد وجميل أن تقابل أشخاص مثلك فقط أشاركك الهواء |
| Hey, seninle küçük bir şahsi bilgiyi paylaşmak istedim. | Open Subtitles | أردت فقط أن أشاركك بعضاً من معلوماتي الشخصية معك |
| Benim için burada seninle birlikte olmak, hayatı paylaşmak ne kadar değerli anlatamam. | Open Subtitles | لايمكنني وصف كم يعني وجودي معك هنا أن أشاركك حياتك |
| Çünkü senin bunu okumanı istedim. Bunu paylaşmak istediğim kişi sensin. | Open Subtitles | ،لأنّي أردتكِ أن تقرئيه أنت من أريد أن أشاركك إياه |
| Bunları seninle paylaşmak istemediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أنتِ تعتقدي أنّي لا أريدُ أن أتحدث بهذا معك ? لكي أشاركك بهاذا؟ |
| Büyüleyici taşra evleri hakkındaki düşüncelerini paylaşıyorum. | Open Subtitles | انني أشاركك اعجابك بمثل هذه المنازل ذات الطابع المحافظ |
| Biliyorum, acını paylaşmam çok zor. Ama paylaşıyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّني لا أَستطيعُ الإشتِراك في حزنُكَ؛ لَكنِّي أشاركك |
| Seninle açıkça rahat olmadığımı belirttiğim birşey paylaşıyorum | Open Subtitles | أشاركك بشئ أوضحت لك , أنني غير مرتاحة حياله |
| Masanızı paylaşabilir miyim? | Open Subtitles | أتمانعين أن أشاركك المائده؟ |
| Doğru, sizin inancınızı paylaşmıyorum ama şehirdeki cahillerin benden çalmaması için haftalık bir hatırlatma gerekli. | Open Subtitles | ممتنّ أني لا أشاركك إيمانك، لكنّ الريفيين في هذه البلدة بحاجة لكنيسة لتقديم مواعظ أسبوعية حتى لا يسرقوا- - مني |
| Müvekkilimin savunması hakkında hiçbir bilgiyi seninle paylaşamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أشاركك أي معلومة تتعلق بدفاع موكلك |
| Eğer bu acıya tek başına katlanamayacağını düşünüyorsan bırak da yükünü paylaşayım. | Open Subtitles | ...لو وجدت نفسك غير قادر على تحمل الألم فدعني أشاركك إياه |
| Seninle bir sır paylaşacağım. | Open Subtitles | سوف أشاركك فى سر |
| Ölümde bulduğum olağanüstü özgürlüğü seninle paylaşmama izin ver. | Open Subtitles | دعيني أشاركك الحرية المجيدة التي وجدتها... في الموت. |
| Seni ancak cehenneme kar yağdığı zaman başka birisiyle paylaşırım. | Open Subtitles | سيكون هناك يوم بارد في الجحيم قبل أن أشاركك مع أحد آخر |
| Eğer paylaştığım D.N.A. sende de varsa o zaman belki bir şansım vardır. | Open Subtitles | حسنا , اذا كنت أشاركك في نفس الجينات ربما لدي فرصة |
| Hapisle karşılaştırılamaz, biliyorum ama... anlayabiliyorum... ve bunu seninle paylaşabilirim. | Open Subtitles | وأعلم أن هذا لا يقارن بمعاناتك فى السجن ولكن يمكنني أن أتفهم ويمكنني أن أشاركك هذا |
| Aynı bakış açısını paylaşabilirdim ama artık kafamı dolduran pek çok şey var. | Open Subtitles | كنت أشاركك نفس الرأي ولكن الآن عندي أمور كثيرة تشغل عقلي. |