| "Çocuklar; Anne acıktım, bana yiyecek, içecek bir şeyler ver diye bağırıyordu..." | Open Subtitles | : الأطفال كانوا يصرخون أمّى أنا جائع أعطيني أى شيء آكله أو أشربه |
| İçecek bir şey alsam? Bayağı uzun bir yoldu. | Open Subtitles | و ربّما تحضر شيئاً أشربه فقد كانت مسيرةً طويلة |
| Zengin insanlar, böyle çay yapar. Çabukça onu iç. | Open Subtitles | الناس الأغنياء يصنعون مثل هذا الشاى أشربه بسرعة. |
| Seni uyarmalıyım, içtiğim şeyden komisyon alırım. | Open Subtitles | يجب علي أن أحذرك إنني أتقاضى عمولة عن ما أشربه |
| Genellikle viskiyi plastik bardakta içerim. | Open Subtitles | معظم ما أشربه يكون ويسكي من زجاجة بلاستيكية |
| Ben yorgun olduğumda içiyorum. Yorgunluğu almaya birebir. | Open Subtitles | فعندما أشربه أثناء ساعات العمل، أشعر براحة شديدة |
| Evet, biraz beklemeye çalışıyorum böylece işe başlamadan hepsini içmem. | Open Subtitles | أجل، أحاول الحفاظ عليه كي لا أشربه كله قبل العمل. |
| Hepsini içmedim ki Çekilin yoldan | Open Subtitles | لم أشربه كلّه إبتعد عن الطريق ايها الجندي |
| Ne yiyip ne içeceğim konusunda beni zorlayamazsınız. | Open Subtitles | حسناً, لا يحق لأي منكما أن يملي عليّ -ما يحق لي أن أشربه أو آكله |
| Lütfen bana Anı Pınarından içecek bir şeyler verin. | Open Subtitles | أرجوك أعطني شيئًا أشربه من ينبوع الذكريات |
| İçecek bir şeyler var mı içeride? | Open Subtitles | هل من الممكن الحصول على أي شيء أشربه هناك ؟ |
| İçecek bir şey yok mu? | Open Subtitles | ألا يوجد ما أشربه هنا؟ |
| Yalnız biraz hızlı iç, bu baylardan birine bardak lazım olabilir. | Open Subtitles | أشربه بسرعة لأن هؤلاء السادة المحترمين يريدون البهلوان |
| İç şunu bakalım. Göster kendini. | Open Subtitles | أشربه, ها أنت ذا والآن أخرج إلى هناك. |
| İç bakalım asker. Gördüklerini unut. | Open Subtitles | أشربه أيها الزائر و أنسى ما رأيت |
| Tek içtiğim buzlu çay, ama viski parası ödemen gerekir. | Open Subtitles | كل ما أشربه هو الشاي البارد لكنك يجب أن تدفع للويسكي |
| ..benim içtiğim gibi..her gün yani 30 günlüğünü bin dolara versem ? | Open Subtitles | مثلما أشربه أنا على مدار 30 يوم مقابل 1000 دولار |
| Bu şarabı sadece kutlamalarda içerim. | Open Subtitles | لا أشربه إلا في المناسبات الكبرى |
| Karga gibi kavga edeyim diye her sabah içiyorum. | Open Subtitles | أشربه يوميّاً حتى أقاتل كالغراب. |
| Fakat onun dışındaki içkileri içmem. | Open Subtitles | لكن إي شيء غير النبيذ لا أشربه |
| Uzun süredir içmedim. Özlemişim. | Open Subtitles | لم أشربه منذ مدة طويلة ، أفتقده كثيرا |
| - Pekâlâ, senin içtiğinden içeceğim. | Open Subtitles | -ما أشربه يدعى أكوافيت؟ |
| Her gün öğünlerden sonra içmemi söylemiştin. | Open Subtitles | قلتِ لي أنّ أشربه بعد الوجبات كلّ يوم. |
| Geçsin diye bardak bardak kahve içsem de durduğu yok. | Open Subtitles | لايهم القدر الذي أشربه من القهوة لأسترخي , لا تتوقف |
| Sakın açmayı deneme. Ne içtiğimi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | ولا تتجرأ و تفتحها أريد معرفة ما الذي أشربه |
| Sonra kanı bir bardağa doldurup bana içirdiler. | Open Subtitles | وسكبوا الدماء في كأس وجعلوني أشربه. |
| Bende görünmez bir güç var. Kullanınca, görünmez olurum. | Open Subtitles | لدي عصير إخفاء بمجرد أن أشربه أختفي |
| Ben içmeyeceğim, belki siz istersiniz dedim. | Open Subtitles | أنا لن أشربه , و إعتقدت بأنّك قد تريده |
| Aşkını soluyor, hepsini içime çekiyorum. Ya sen? | Open Subtitles | أتنفّسه، أشربه ألست كذلك؟ |