| Masum bir adam, hayatının on yılını ben gerçeği göremedim diye kaybetti. | Open Subtitles | لقد أضاع رجل بريء عشر سنوات من حياته لأنّي لم أدرك الحقيقة |
| 20 dakika içinde bir konferans veriyor olacağım ve şöförüm de biraz yolunu kaybetti. | Open Subtitles | أَعطي محاضرة في 20 دقيقةِ وسائقي أضاع الطريق. |
| Kuru temizlemeci bir gömleğimi daha kaybetmiş. | Open Subtitles | محل التنظيف الجاف أضاع قميصاً آخر من أقمصتي |
| Ben Casino'ya gidiyorum, şu bagajını kaybetmiş gibi görünen Archer Loftus ile konuşmaya. | Open Subtitles | سأذهب للكازينو للتحدث مع .. أرتشر لوفتوس الذي يبدو و أنه قد أضاع أمتعته |
| Benim tanıdığım profesör yolunu kaybeden birine asla sırtını dönmez. | Open Subtitles | البروفيسور الذي أعرفه لن يدير ظهره على أحدٍ أضاع طريقه |
| Tıpkı diğer her gaddar sosyetiklerdeki gibi yeteneklerini boşa mı harcadı ? | Open Subtitles | مثل كل حيثية اجتماعية تافهة أخرى أضاع عليها مجهوده وعبقريته هباءً ؟ |
| Arkadaşlarından birisi bir şeyini mi kaybetti? | Open Subtitles | هل أضاع أحد أصدقاءك شيئاً ما ؟ أنا لا أعرف عن ماذا تتحدثون |
| Antibiyotik kullanıyor çünkü şanslı parasını kaybetti ve hala kulağında olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | يتناول المضادات الحيوية لأنه أضاع عملة الحظ خاصته، وظن أنها سقطت داخل أذنه مجدداً |
| Hayatındaki biri, senin için önemli olan bir şeyi mi kaybetti? | Open Subtitles | هل يوجد شخص في حياتك أضاع شيء مهم بالنسبة لك ؟ أنت. |
| Adamın biri dizüstü bilgisayarını kaybetti sonra herkes çıldırdı. | Open Subtitles | رجل ما أضاع اللاب توب, والجميع أصيبوا بالجنون |
| Ya da daha olası senaryo: Telefonunu kaybetti, yangında falan. | Open Subtitles | أو السيناريو المرجح أنه أضاع هاتفه بسبب حريق |
| Jones'un canı cehenneme. O, topu kaybetti, ben de aldım. | Open Subtitles | -تباً" لجونز "لقد أضاع الكرة وكنت أنا موجود لإلتقاطها |
| Birileri dosyalarını kaybetmiş, öyle mi, One Two? | Open Subtitles | شخص ما أضاع أوراقه، أليس كذلك ون تو؟ |
| - Harika, birileri anahtarlarını kaybetmiş. | Open Subtitles | - عظيم, شخص ما ذهب - و أضاع المفاتيح, إذا |
| Tabi, ve sanırım arkadaşında anahtarlarını kaybetmiş? | Open Subtitles | حقاً , و أظن صديقك أضاع المفتاج |
| Evet, doğru, ağla.Göz lenslerini kaybeden Sauron gibi ağla. | Open Subtitles | نعم هذا صحيح .. واصل البكاء ابكي مثل سورون عندما أضاع عدساته اللاصقة الشخصية الشريرة في سلسلة سيد الخواتم |
| Bunları pantolonunu pizzacıda kaybeden biri mi söylüyor? | Open Subtitles | هذه مجموعةٌ من إطلاق الأحكام تأتي من الرجل الذي أضاع سرواله في مطعم ٍ للبيتزا |
| Sadece hortumu kaybeden ahmak olurum. | Open Subtitles | أنا فقط الأخرق الذي أضاع الخرطوم. |
| Son cesede yaralı olduğunu söylediğimde, iki dakikasını ambulans çağırmakla harcadı. | Open Subtitles | أخبرتي أخر جثة أنّه مجروح, أضاع الدقيقتان كاملةّ فى الصراخ من أجل سيّارة اسعاف |
| Boş yere onca para ödenen serseri bir vuruş kaçırdı. | Open Subtitles | هذا المشرد الذي يحصل على أكثر مما يستحق أضاع الضربة. |
| Birisi ahtapotun motorunu unutmuş yani oraya girip onunla kavga ederken, ahtapotun bacaklarını da salla. | Open Subtitles | شخص ما أضاع محرك الأخطبوب لذا عندما تدخل إلى هناك وتقاتله حرك أرجله |
| Bruno, dinle Andrea, neredeyse her gece bir oyuncağın küçük bir parçasını kaybettiği için kendinden geçercesine ağlıyor. | Open Subtitles | أندريا يبكي بدون توقف تقريبا كل ليلة فقط لأنه أضاع قطعة صغيرة من أحد لعبه |