sabırsızlanıyorum. Bir dahaki sefere dikkatimi çekmek istersen, araman yeterli. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار إذا أردتِ لفت انتباهي في المرة القادمة |
Nestor'a söylemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | هذه ليلة حظنا لا أطيق الانتظار حتى أخبر نيستر |
Eski gelinliğimle nasıl göründüğünü görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | اوه , أمي , لا أطيق الانتظار لأراها كيف تبدو بفستان زفافي القديم |
Başka bir bölgeyi kabul etmezse, daha fazla bekleyemem. | Open Subtitles | إن لم يتولّى أبرشية آخرى فلن أطيق الانتظار عليه. |
Alçımı imzalamak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | ياللروعة، لا أطيق الانتظار حتى يوقع احدهم على جبيرتي |
Randevu kısmını görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار, حتى أعلم أي جزء منهم لايتعلق بالعمل |
Biliyorum! Biliyorum! sabırsızlanıyorum! | Open Subtitles | أعرف, أعرف, لا أطيق الانتظار إنها اللحظة التي كنت أنتظرها |
Baba olmak için sabırsızlanıyorum tüm ev benim olacak. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار حتّى أصبح أباً لأتمكّن من الاستحواذ على المنزل بأكمله |
Geçmişinde bazı problemleri olduğunu biliyorum, ama bu... Yani kirli çamaşırları var. Adamın kaydını görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | حسناً لا أطيق الانتظار حتى أرى سجل هذا الرجل |
Yazmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار حتى أبدأ كتاباتي حول هذا الأمر |
Dostum, limana dönmeye sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت كاسح لا أطيق الانتظار لكى أعود الى الشاطئ |
Bunu Stork'un önüne çekmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار حتى أقود هذه السيارة إلى نادي ستورك |
Sevgililer Günü sürprizini görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار حتى أرى مُفاجأتي لعيد الحُبْ. |
Denizaltı mı. Tüm hikayeyi duymak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | غواصة , لا أطيق الانتظار حتى تخبرني بالقصة كلها |
Seni tekrar görmek ve seninle olmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار لرؤيتكِ أنتظر بفارغ الصبر اجتماعنا مجدداً |
Gezegenimizi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum. - Buradan daha büyük, değil mi? | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار حتّى أرى كوكبنا إنه أكبر مِن هذا الكوكب، أليس كذلك؟ |
Üvey babama söylemek için sabırsızlanıyorum. Yirmi yıldan beri bana gülüp duruyor. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار لأخبر حماي أنه يسخر مني طوال عشرون عام |
Biliyorum ama bir saniye daha bekleyemem. | Open Subtitles | أعرف، لكنى لم أطيق الانتظار للحظة واحدة |
Biraz erken oldu ama bekleyemedim. | Open Subtitles | مبكر قليلاً، ولكن لا أطيق الانتظار. |
- Arkada bir şey mi var? - Küreleri elime alacağım anı iple çekiyorum. | Open Subtitles | هناك شيئاً ما بالأسفل هناك لا أطيق الانتظار لأضع يدي علي كراته |
Sonraki adayımı sana danışmayı sabırsızlıkla bekliyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار كي أعرض عليك مرشحي التالي |
Bir terasta eğlenmeyi o kadar isterim ki. Ne... | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار لأضاجعك على الناصية ماذا |