| Fransız Polisi tarafından aranan iki katilin yerini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف مكان مجرمين مطلوبين من الشرطة الفرنسية |
| Fransız Polisi tarafından aranan iki katilin yerini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف مكان إثنين من القتله مطلوبين من قِبل البوليس الفرنسى |
| Bilmiyorum ama bu işi halledene kadar güvende olacağımız bir yer biliyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، لكني أعرف مكان آمن حتى وأنها من أصل الرقم. |
| Sorun çıkmasını istemiyorsan gidecek bir yer biliyorum. | Open Subtitles | إذا كنت لا تريد المتاعب ، أعرف مكان يمكننا الذهاب إليه |
| Katilin nerede olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | هل كنت هنا طوال الليل؟ أعرف مكان تواجد القاتل. |
| Ben de sana söz veriyorum ki, niyetim de o değil zaten. Villa'nın nerede olduğunu bilmiyorum sadece. | Open Subtitles | ليس هذا ما انوي فعله، أنا لا أعرف مكان الملجأ |
| Bir saniye sürecek, anahtarlar nerede biliyorum | Open Subtitles | سيأخذ الأمر ثانيه أنا أعرف مكان المفاتيح |
| Hücrenin yerini biliyorum. | Open Subtitles | كفّي يديكِ عنّي، أعرف مكان الحبس الانفراديّ |
| Hepsinin yerini biliyorum, küçük dükkan, posta ofisi kameriyeli küçük caddenin göbeği. | Open Subtitles | أعرف مكان المتجر العام ، مكتب البريد مقصورة الحديقة الدائرية |
| Üç kadının da yerini biliyorum ama herhangi birini suçlayarak fazladan küçük düşmek istemiyorum. | Open Subtitles | أعرف مكان النسوة الثلاثة لكنّي أريد تجنب الإذلال الإضافيّ لاتهام أيّ منهن خطئاً |
| Telefonlarıma cevap vermiyor ama şahsi konutunun yerini biliyorum. | Open Subtitles | لم يرد على إتصالاتي الهاتفية، لكن أعرف مكان إقامته الخاص. |
| Ben ne gümüş anahtarın sahibiyim, ne de kasanın yerini biliyorum | Open Subtitles | أنا لا أملك مفتاح الفضة ولا أعرف مكان وجود قبو |
| Tam aradığınız gibi bir yer biliyorum. Pek kulübe sayılmaz, daha çok... bir villa. | Open Subtitles | أنا أعرف مكان بهذه المواصفات ليس منزلاً بالضبط,أنه فيلا |
| Daha geceyarısı. Hadi ama bir yer biliyorum. | Open Subtitles | إنه فقط منتصف الليلة هيّا ، أعرف مكان جيّد |
| - Ne zaman çıkıyoruz? - Ispanak sarma yapan bir yer biliyorum. | Open Subtitles | اذا، متى سنخرج مع بعضنا أعرف مكان فيع طعام اسباني |
| Ya da dilencilik. Bacakların yokmuş gibi gösteren bir yer biliyorum. | Open Subtitles | أو الاستجداء، أعرف مكان يمكنه أن يقطع سيقاننا. |
| Otelin nerede olduğunu biliyorum. Bana manyakmışım gibi davranma, tamam mı? | Open Subtitles | أعرف مكان الفندق اللعين كفّ عن حشر أنفك، مفهوم؟ |
| Endişelenecek bir şey yok. Kasanın nerede olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا يوجد أي صعوبة أنا أعرف مكان الخزانة |
| Kızının nerede olduğunu bilmiyorum, ama buradan ayrılmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لا أعرف مكان إبنتك، لكنني أعرف أنها لم تختفي. |
| "Her şey nerede biliyorum, eski kurdum ben. " | Open Subtitles | "أعرف مكان كل شيء هنا" "إنني متمرس" |
| Bizi kimsenin bulamayacağı bir gizlenme yeri biliyorum. | Open Subtitles | أعرف مكان للاختباء لن يجدنا أحد فيه |
| Bir şeyler yiyebileceğim bir mekan biliyorum. | Open Subtitles | إنني أعرف مكان حيث بوسعي الحصول على شيء لنأكله |
| Kayıp Şehir'in yerini bildiğimi ve hatırlamadığımı mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | تخالني أعرف مكان المدينة لكنني لا أتذكر؟ |
| Umarım uzun sürmez, çünkü ana depo nerede bilmiyorum bizi de buralara kadar sürükledilerse-- | Open Subtitles | من الأفضل ألا يتأخر لأنني لا أعرف مكان المخبأ وإن أتوا بنا إلى هذا الجزء من المدينة |
| Üniformalı görevliler tarafından dağıtılan çok değerli kurabiyeleri nerede bulabileceğimizi biliyorum. | Open Subtitles | هون عليك هون عليك لاتقلق أنا أعرف مكان يمكننا أخذ كعك قيم جدا منه |