| Ve ben ona öyle yaklaşıyorum ki, belki de yüzüyle aramda 5 santim mesafe var ancak o bana karşı gayet kayıtsız. | TED | وأنا أقترب منها كثيرا حتى أني ربما كنت على مقربة من وجهها بمسافة بوصتين, وهي غير واعية مطلقا بوجودي. |
| O yüzden, bu tarz insanlara başka türlü yaklaşıyorum. | TED | لذا، مع هؤلاء الأشخاص أنا دائما أقترب بطريقة مختلفة. |
| O dünyaya asla yakın olamayacağımı anladım. | Open Subtitles | أدركت بأن لا يمكن أبدًا أن أقترب من ذلك العالم |
| Biraz daha Yaklaş da seni iyi görelim. | Open Subtitles | أقترب قليلاً حتى يمكننا أن نراك بشكل جيد |
| Hadi Gel. Sana da bir sarılayım, Bay Koruma. Gel bakalım. | Open Subtitles | أقترب، أعطيني عناقاً يا سيّد الحارس الشخصي، أقترب. |
| Nehre yaklaştım bir ağacın önünde suyun içinde gördüğüm şey, bana doğru gelen altı motorsiklet farı gibiydi. | Open Subtitles | وبينما أقترب من النهر. كان أمام الشجرة. في الماء. |
| Soyu bozulmuşlar için bir uyuşturucu. Bununla alakalı bir şeyin yanına bile yaklaşmam. | Open Subtitles | إنه عقار مخدر أنا لا أقترب منه أو من أي شخص مرتبط به |
| Ensenada, bu Little Red, İskele 17'ye yaklaşıyorum. | Open Subtitles | إنسينادا , أنا على قارب أحمر صغير ,إنى أقترب من رصيف 17 ,إنتهى |
| Ensenada, bu Little Red, İskele 17'ye yaklaşıyorum. | Open Subtitles | إنسينادا , هنا قارب أحمر ,صغير ,و أقترب من رصيف 17 ,إنتهى |
| Outrigger, senin 20'ye yaklaşıyorum. | Open Subtitles | ذراع الإمتداد، أقترب من ك الـ20. النسخة. |
| Şimdiye kadar hiç kimseye üzülecek kadar yakın olmadım. | Open Subtitles | أني لم أقترب من أحد ما بما فيه الكفاية لأن يجرح قلبي |
| Ama onları tanımak, kendimi insanlığa daha yakın hissetmemi sağladı. Tuhaf... benim için çok tuhaf. | Open Subtitles | لكن مقابلتهم , جعلتني أقترب أكثر إلى النفس البشريه يا لها من غريبه بالنسبه إلي |
| Seni kendime yakın tutmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أقترب منك أكثر أنت لا تمانع أليس كذلك |
| O orospuya bir adım daha Yaklaş da seni hastanelik edeyim Evans. | Open Subtitles | , أقترب من هذة العاهرة , إيفانز و سوف أضعك . في المستشفى اللعين |
| Hadi. Biraz daha Yaklaş. İşte böyle. | Open Subtitles | . هيا ، أقترب قليلاً فحسب أحسنت |
| Gel buraya da yanaklarını sıkayım. Ne yumuşaksın sen böyle. | Open Subtitles | أقترب أوّد أن أفركك، يا للهول أنت مرن جدًا. |
| Biraz daha yakına Gel. Azıcık daha yakına. | Open Subtitles | . أقترب أكثر أقترب قليلاً فحسب |
| Ona yaklaştım. Özellikle bu iş için aldığım bir bez vardı elimde. Onu boğmak için. | Open Subtitles | و أنا أقترب منها حاملاً بيدي القماش الذي ابتعته لهذا الغرض تحديداً، و هو خنقها، |
| Paris'e vardığımızda Napolyon'u görmeme izin ver. Çok yaklaşmam. | Open Subtitles | عندما نصل إلى باريس ، دعنى أنظر إلى نابليون , لن أقترب جدا |
| Lütfen Tanrım, söz veriyorum, eğer sen onun veremini iyileştirirsen bir daha asla onun yakınına bile sokulmayacağım. | Open Subtitles | أيّ طير أو حيوان أو سمك رجـاءً يا إلهــي، فلتبعــد السـُـلْ عنها وأعدكَ بأنّني لن أقترب منهـا مرّة أخـرى |
| Bana isnat ettikleri şey değilim. Oğlunun yanına da yaklaşmadım. | Open Subtitles | أنا لست كما يدعون و أنا لم أقترب من إبنك |
| Bir adam daha vardı fakat tarif edebilecek kadar yakından göremedim. | Open Subtitles | هل رأيت أحداً آخر معه ؟ كان هناك شخص آخر لكنني لم أقترب بما يكفي للحصول على هوية |
| Yıllarca süren tedaviye rağmen kısa sürede başardığınızın yanına bile yaklaşamadım. | Open Subtitles | ما حققته في وقت قصير جدا لم أقترب منه في سنوات من العلاج |
| 33. seferdir geçemiyorum. Doğum günüm yaklaştı. Biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | هذا كان فشلي ال33 لقد أقترب موعد عيد ميلادي |
| Tekrar kızının yakınında görürsen öldürmekle tehdit ettiğini biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف بأنك هددت أن تقتله إذا هو أقترب من أبنتك مجددا |
| Sana ulaşmak için çok uğraştım ama polisler yanına yaklaşmama izin vermedi. | Open Subtitles | حاولتأنأصلإليك.. ولكن الشُرطة لم تسمح لي أن أقترب منك |
| Şimdi, Gwen, başlamadan önce, Bulmacanın bir parçasını göstermek istiyorum. Bu zarfın içerisinde ve zarfın yanına yaklaşmayacağım. | TED | الآن، غوين، قبل أن نبدأ، أريد أن أُشير الى قطعة من الأحجية، التي توجد هُنا في هذا المُغلف، وأنا لن أقترب منها، حسنًا؟ |