| Bu sadece laf, ve senin için hayattan daha önemli. | Open Subtitles | هذه فقط مادة، وقد أصبحت أكثر أهميّة لك من الحياة |
| Burada senin için, çevrecilere yaranmaktan çok daha önemli bir şey olmalı. | Open Subtitles | يوجد هنا شيء مهم لك أكثر أهميّة من موافقة بضعة متحمّسين بيئيين |
| Bize daha önemli nedenlerle burada olduğumuzu hatırlatacak birini arıyoruz. | Open Subtitles | نحتاج لشخص يذكّرنا أنّنا هنا من أجل أسباب أكثر أهميّة |
| Kültürümüzde cinselliğin, kadınlardan çok erkekler için daha önemli bir şey olduğunu düşünmeye eğilimliyiz. | TED | نميل لأن نعتبر الجنس في ثقافتنا شيئاً أكثر أهميّة للرجال من النساء. |
| -Oh, hayır. Hanımla benim yapacak daha önemli işlerimiz var. | Open Subtitles | السيدة وأنا لدينا أمور أكثر أهميّة للقيام بها. |
| Paramızı daha önemli şeylere saklayacağımıza karar verdik. | Open Subtitles | لقد قررنا أن نوفّر المال لأشياء أكثر أهميّة |
| Politika bu beyler için seksten daha önemli. | Open Subtitles | لا تخافى يا مولى . السياسة أكثر أهميّة إلى هؤلاء الرجال من الجنس |
| Gitmen gereken daha önemli bir işin mi var yoksa? | Open Subtitles | هل أصبحت أكثر أهميّة في مكان ما يا.. أوستريتشير؟ |
| İkimiz de biliyoruz ki, bir süre sonra Gizli Dosyalar'ın açık kalıp kalmayacağından daha önemli meselelerle uğraşıyor olacaksın. | Open Subtitles | التي في الفترة القليلة أنت تذهب أن يكون عنده أشياء أكثر أهميّة من سواء أو ليس بقايا الملفات المجهولة تفتح. |
| Ve ailenizin içtiği suyu arıtmaktan daha önemli ne olabilir? | Open Subtitles | ثمّ ماذا يمكن أن يكون أكثر أهميّة من تنقية الماء الذي تشربه عائلتك |
| Sizi temin ederim, çocuklarınızı güvenli bir ortamda hissetmenizden daha önemli bir şey yok | Open Subtitles | دعوني أطمأنكم بأنّ لا شيء أكثر أهميّة لنا من الإحساس بأطفالكم في بيئة آمنة ومضمونة |
| Buzağılar, sesini bir makinede duymaktan daha önemli. | Open Subtitles | العجول أكثر أهميّة من سماع صوتك يخرج من الآلة |
| İşimin senden daha önemli olduğunu nasıI düşünürsün? | Open Subtitles | كايتي كيف تعتقدين بأنّ عملي سيكون أكثر أهميّة منك؟ |
| Yarışmayı kazanamadık ama bizim için daha önemli şeyler kazandık. | Open Subtitles | نحن لم نربح المسابقة لكنّنا ربحنا شيء أكثر أهميّة لنا في ليلتي الأخيرة في هافانا |
| Nate. Kamyonu kafana takma. daha önemli işlerin var. | Open Subtitles | يتوقّف عن القلق حول الشاحنة أنت عندك عمل أكثر أهميّة ليعمل |
| Bir şirketin sağlıklı olması için yönetenler ve çalışanlar arasındaki ilişkiden daha önemli bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد هناك شيء أكثر أهميّة بالنسبة لوضع الشركة من العلاقة بين عُمّالها وإدارتها |
| Çünkü, bu Dünya'da benim istediğimden ve sevdiğimden daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | لأن هناك أشياء أكثر أهميّة في هذا العالم من الذي أريده والذي أحبّ |
| Bir insanın çabalaması, uzayı keşfetmesinden bile daha önemlidir. | Open Subtitles | أي مسعى إنساني أكثر أهميّة حتى من إستكشاف رجل الفضاء. |
| Ve uydurmak zorunda kaldım çünkü benim için onu üzmemek ona dürüst olmaktan daha önemliydi. | Open Subtitles | ثمّ أنا كان لا بدّ أن أتجمّله، لأنه كان أكثر أهميّة أن لا يخذلها منه كان لي لفقط يكون صادق معها. |
| Ama hiçbir şey balistik inceleme sonucundan önemli olamaz. | Open Subtitles | لكن أن لا يأتي خبر منهم يجعل تحليل السلاح الناري أكثر أهميّة لذا... |